Prof. Dr. Haydar Baş Atatürk ile ilgili gerçekleri bir bir belgelerle sıralayınca, millet olarak ne büyük bir aldatılmışlığın içinde olduğumuzu fark ediyoruz.
Yazarımız Sinem Baş Hanımefendi'nin ifade ettiği gibi Prof. Dr. Haydar Baş'la "tarih yeniden yazılıyor" ve en önemlisi bütün gerçekliğiyle, "doğru" olarak yazılıyor.
Sadece Atatürk konusuyla yakın tarih değil, İslam tarihi de yeniden doğru olarak yazılıyor. Ehl-i Beyt'in olmadığı bir İslam tarihini asırlardır önümüze koydular ve Allah Resulü'nün iki emanetinden biri olan Ehl-i Beyt'in olmadığı bir İslam'ı empoze etmeye çalıştılar. Halbuki Hz. Peygamber (s.a.v.), "Kur'an ve Ehl-i Beyt Havz-ı Kevser'in başına kadar asla birbirinden ayrılmaz" diyordu, Veda Haccı'nda?
Prof. Dr. Haydar Baş, Emevi zihniyetinin bir ürünü olan "Ehl-i Beyt'siz İslam" anlayışını tarihin çöplüğüne gömerek, Ehl-i Beyt'in merkezde olduğu bir İslam'ı, bir İslam tarihini önümüze delilleriyle birlikte ortaya koyuyor.
Sayın Baş, iktisat tarihini de yeniden yazıyor.
Asırlardır, "kaynaklar sınırlı" yalanıyla kandırılan dünya insanlığının gözünden bu yalan perdesini kaldırıyor ve "Hayır, kaynaklar sınırsız ve tüm insanlar bunlardan adil bir şekilde istifade edebilmeli" diyor ve bunun formülünü, Milli Ekonomi Modeli'ni ortaya koyuyor.
Dikkat ederseniz, Atatürk konusunda da, Ehl-i Beyt ve ekonomi konularında da tüm insalığın yanlış bir kabulü var. Herkes asırlardır, "dinsiz Atatürk" yalanına inanmış bunu benimsemiş. Atatürk'ü sevdiğini iddia eden de Atatürk'e düşman olan da?
İslam coğrafyasında da çoğunluk Ehl-i Beyt'in yaşadığı değil, indi yorumlarla yaşanan, Allah'ın muradından uzak bir İslam'ı benimsemiş.
Ve herkes bir sömürü düzeni Kapitalizm önünde boyun bükmüş, çaresiz kalmış.
Ama bir tek insan, Prof. Dr. Haydar Baş, bu yalan rüzgarına karşı göğsünü germiş, bu yalan seline karşı dimdik durmuş.
Gerçekten de böyle bir duruş, herkesin yalanı, batılı kabul ettiği bir atmosferde tek başına doğruyu haykırmak, hem de büyük bedeller ödeyerek, büyük bir cesaret ister, yürek ister, sağlam bir iman ister.
İşte Prof. Dr. Haydar Baş bu, O'nun farkı burada?
Gerçek Atatürk'ü anlatmak, İslam'ın ancak Ehl-i Beyt'le yaşanabileceğini vurgulamak, kaynakların adil paylaşımının modelini ortaya koymak bütün bunlar insanlığı sömürmek için oluşturulmuş cadı kazanına çomak sokmak demektir.
Bu sebeple Prof. Dr. Baş'ı gizlemeye çalışıyorlar, O'nun haykırdığı doğruları örtmeye çalışıyorlar. Esasen gerçek Atatürk'ü niçin gizledilerse, Prof. Dr. Haydar Baş gerçeğini gizlemelerinin nedeni de o?
Gerçek Atatürk, dindar Atatürk, Ehl-i Beyt soyundan gelen, Selanik Meydan Dedesi, Kutbü'l-Aktab Atatürk, Türk milletinin birliği demektir.
İslam'ın Allah'ın murad ettiği ve Habibi'nin ilan ettiği şekliyle Ehl-i Beyt anlayışıyla yaşanması, Müslüman Türk milletinin, tüm İslam aleminin bir ve beraber olması demektir.
İşte Prof. Dr. Haydar Baş'ın duruşu da budur.
O bizleri bir ve beraber kılacak, tek bilek tek yürek yapacak bütün unsurları yerli yerine koyuyor, yıllardır, asırlardır bize unutturulmaya çalışılan ya da yalanlarla örtülen hakikatleri gün yüzüne çıkartarak binanın temellerini sağlamlaştırıyor.
Dolayısıyla bu birlik harcı; bu ülke, bu millet ve İslam coğrafyası üzerinde hesabı olanların, onların yerli işbirlikçilerinin hesaplarını alt üst ediyor.
Sayın Baş'ın ifadesiyle, fincancı katırları ürküyor.
Bütün bu çalışmaları, Prof. Dr. Haydar Baş'ı da milletimiz ve İslam coğrafyası için bir birlik harcı, önemli bir birlik unsuru haline getiriyor.
Kimsenin cesaret edemediği bu gerçekleri ancak sevilmiş ve seçilmiş bir insan ortaya koyabilir, işte bu kişi Prof. Dr. Baş'tır.
20. yüzyılda bu kişi Mustafa Kemal Atatürk'tü, 21. yüzyılda Prof. Dr. Baş'tır.
Sayın Baş'ın ortaya koyduğu Milli Ekonomi Modeli ise birlik ve beraberliğin ekonomik temelidir. Bizi bir ve beraber kılacak bir ortam ancak tam bağımsız bir anlayışla, o da ekonomik bağımsızlıkla gerçekleşebilir.
Bağımsız olmayan milletler, birliklerini asla koruyamazlar.
Tarih bunun örnekleriyle doludur.
Yazarımız Sinem Baş Hanımefendi'nin ifade ettiği gibi Prof. Dr. Haydar Baş'la "tarih yeniden yazılıyor" ve en önemlisi bütün gerçekliğiyle, "doğru" olarak yazılıyor.
Sadece Atatürk konusuyla yakın tarih değil, İslam tarihi de yeniden doğru olarak yazılıyor. Ehl-i Beyt'in olmadığı bir İslam tarihini asırlardır önümüze koydular ve Allah Resulü'nün iki emanetinden biri olan Ehl-i Beyt'in olmadığı bir İslam'ı empoze etmeye çalıştılar. Halbuki Hz. Peygamber (s.a.v.), "Kur'an ve Ehl-i Beyt Havz-ı Kevser'in başına kadar asla birbirinden ayrılmaz" diyordu, Veda Haccı'nda?
Prof. Dr. Haydar Baş, Emevi zihniyetinin bir ürünü olan "Ehl-i Beyt'siz İslam" anlayışını tarihin çöplüğüne gömerek, Ehl-i Beyt'in merkezde olduğu bir İslam'ı, bir İslam tarihini önümüze delilleriyle birlikte ortaya koyuyor.
Sayın Baş, iktisat tarihini de yeniden yazıyor.
Asırlardır, "kaynaklar sınırlı" yalanıyla kandırılan dünya insanlığının gözünden bu yalan perdesini kaldırıyor ve "Hayır, kaynaklar sınırsız ve tüm insanlar bunlardan adil bir şekilde istifade edebilmeli" diyor ve bunun formülünü, Milli Ekonomi Modeli'ni ortaya koyuyor.
Dikkat ederseniz, Atatürk konusunda da, Ehl-i Beyt ve ekonomi konularında da tüm insalığın yanlış bir kabulü var. Herkes asırlardır, "dinsiz Atatürk" yalanına inanmış bunu benimsemiş. Atatürk'ü sevdiğini iddia eden de Atatürk'e düşman olan da?
İslam coğrafyasında da çoğunluk Ehl-i Beyt'in yaşadığı değil, indi yorumlarla yaşanan, Allah'ın muradından uzak bir İslam'ı benimsemiş.
Ve herkes bir sömürü düzeni Kapitalizm önünde boyun bükmüş, çaresiz kalmış.
Ama bir tek insan, Prof. Dr. Haydar Baş, bu yalan rüzgarına karşı göğsünü germiş, bu yalan seline karşı dimdik durmuş.
Gerçekten de böyle bir duruş, herkesin yalanı, batılı kabul ettiği bir atmosferde tek başına doğruyu haykırmak, hem de büyük bedeller ödeyerek, büyük bir cesaret ister, yürek ister, sağlam bir iman ister.
İşte Prof. Dr. Haydar Baş bu, O'nun farkı burada?
Gerçek Atatürk'ü anlatmak, İslam'ın ancak Ehl-i Beyt'le yaşanabileceğini vurgulamak, kaynakların adil paylaşımının modelini ortaya koymak bütün bunlar insanlığı sömürmek için oluşturulmuş cadı kazanına çomak sokmak demektir.
Bu sebeple Prof. Dr. Baş'ı gizlemeye çalışıyorlar, O'nun haykırdığı doğruları örtmeye çalışıyorlar. Esasen gerçek Atatürk'ü niçin gizledilerse, Prof. Dr. Haydar Baş gerçeğini gizlemelerinin nedeni de o?
Gerçek Atatürk, dindar Atatürk, Ehl-i Beyt soyundan gelen, Selanik Meydan Dedesi, Kutbü'l-Aktab Atatürk, Türk milletinin birliği demektir.
İslam'ın Allah'ın murad ettiği ve Habibi'nin ilan ettiği şekliyle Ehl-i Beyt anlayışıyla yaşanması, Müslüman Türk milletinin, tüm İslam aleminin bir ve beraber olması demektir.
İşte Prof. Dr. Haydar Baş'ın duruşu da budur.
O bizleri bir ve beraber kılacak, tek bilek tek yürek yapacak bütün unsurları yerli yerine koyuyor, yıllardır, asırlardır bize unutturulmaya çalışılan ya da yalanlarla örtülen hakikatleri gün yüzüne çıkartarak binanın temellerini sağlamlaştırıyor.
Dolayısıyla bu birlik harcı; bu ülke, bu millet ve İslam coğrafyası üzerinde hesabı olanların, onların yerli işbirlikçilerinin hesaplarını alt üst ediyor.
Sayın Baş'ın ifadesiyle, fincancı katırları ürküyor.
Bütün bu çalışmaları, Prof. Dr. Haydar Baş'ı da milletimiz ve İslam coğrafyası için bir birlik harcı, önemli bir birlik unsuru haline getiriyor.
Kimsenin cesaret edemediği bu gerçekleri ancak sevilmiş ve seçilmiş bir insan ortaya koyabilir, işte bu kişi Prof. Dr. Baş'tır.
20. yüzyılda bu kişi Mustafa Kemal Atatürk'tü, 21. yüzyılda Prof. Dr. Baş'tır.
Sayın Baş'ın ortaya koyduğu Milli Ekonomi Modeli ise birlik ve beraberliğin ekonomik temelidir. Bizi bir ve beraber kılacak bir ortam ancak tam bağımsız bir anlayışla, o da ekonomik bağımsızlıkla gerçekleşebilir.
Bağımsız olmayan milletler, birliklerini asla koruyamazlar.
Tarih bunun örnekleriyle doludur.
Murat Çabas / diğer yazıları
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 29.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 27.03.2024
- Seçimde tiyatrolara aldanmayın! / 26.03.2024
- Oylar bölünmezse hizmet gelmez! / 23.03.2024
- Oyları bölün ki, demokrasi açığa çıksın! / 22.03.2024
- 52’ye 48 düzeni Türkiye’ye zarar veriyor / 20.03.2024
- Churchill: Sadece Mustafa Kemal’i hesaba katmamışız / 19.03.2024
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- “Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz” / 27.03.2024
- Seçimde tiyatrolara aldanmayın! / 26.03.2024
- Oylar bölünmezse hizmet gelmez! / 23.03.2024
- Oyları bölün ki, demokrasi açığa çıksın! / 22.03.2024
- 52’ye 48 düzeni Türkiye’ye zarar veriyor / 20.03.2024
- Churchill: Sadece Mustafa Kemal’i hesaba katmamışız / 19.03.2024
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024