Şâfiî Hazretleri Bağdat'ta bulunduğu sırada El Kitab-ül Bağdadiyye adını verdiği eserini yazdı. Şâfiî'nin üstün şahsiyetine ve yüksek ilmine hayranlık duyarak, ondan ders alıp ilim öğrenen talebelerinden bir kısmı şunlardır; Ahmed bin Hanbel, İshak bin Raheveyh, ez-Za'ferani, Ebu Sevr İbrahim bin Halid, Ebu İbrahim Müzeni, Rebi' bin Süleyman-ı Muradi. Daha sonraki asırlarda, Şâfiî mezhebinde yetişmiş alimlerdn meşhur olanlardan bizıları da şunlardır: Hadis alimlerinden İmam-ı Nesai, kelam (akaid) alimlerinden Ebu'l Hasan-ı Eş'ari, İmam-ı Maverdi, İmam-ı Nevevi, İmam-ül-Haremeyn Abdülmelik bin Abdullah, İmam-ı Gazali, İbn-i Hacer-i Mekki, Kaffal-ı Kebir, İbn-i Subki, İmam-ı Suyuti vb.
Şâfiî Hazretleri ilim, zühd, marifet, zeka, hafıza ve neseb bakımlarından zamanındaki alimlerin en üstünü idi. o üç yaşında iken, Harem-i şerifde; "Bana istediğinizi sorunuz?" derdi. On beş yaşında iken fetva verirdi. Zamanının en büyük alimi olan ve üç yüz bin hadis-i şerifi ezbere bilen İmam-ı Ahmed bin Hanbel, ondan ders almaya gelirdi. Çok kimse, İmam-ı Ahmed'e; "Böyle büyük bir alim iken, kendi çocuğun gibi bir genç karşısında nasıl oturuyorsun?" dediklerinde; "Bizim ezberlediklerimizin manalarını o biliyor. Eğer onu görmeseydim, ilmin kapısında kalacaktım. O, dünyayı aydınlatan bir güneştir, ruhlara gıdadır" derdi.
Şâfiî Hazretleri ilim, zühd, marifet, zeka, hafıza ve neseb bakımlarından zamanındaki alimlerin en üstünü idi. o üç yaşında iken, Harem-i şerifde; "Bana istediğinizi sorunuz?" derdi. On beş yaşında iken fetva verirdi. Zamanının en büyük alimi olan ve üç yüz bin hadis-i şerifi ezbere bilen İmam-ı Ahmed bin Hanbel, ondan ders almaya gelirdi. Çok kimse, İmam-ı Ahmed'e; "Böyle büyük bir alim iken, kendi çocuğun gibi bir genç karşısında nasıl oturuyorsun?" dediklerinde; "Bizim ezberlediklerimizin manalarını o biliyor. Eğer onu görmeseydim, ilmin kapısında kalacaktım. O, dünyayı aydınlatan bir güneştir, ruhlara gıdadır" derdi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.