Halilürrahman'da kilise açmak

Başbakan Erdoğan bu yazıyı ya da konuya dönük muhtemel başka ikazlarını dikkate almadığı takdirde 7 ceddini mesul edecek bir büyük yanlışa önümüzdeki hafta imza atacak.

Son anda bir değişiklik olmazsa şayet, başbakan Şanlıurfa'da "Dinler Bahçesi" adlı İsrail projesinin temeline harç dökecek. Proje kısaca şu:

"Halilürrahman'da, Hz. İbrahim'in şehrinde Halilürrahman Camii'nin yanına bir kilise ve havra dikecekler. Ayrıca hinduizmden şintoizme kadar ne kadar din adı altında batıl inanç varsa, onların da mabetlerini sembolik olarak Halilürrahman'a yerleştirecekler!"

Evet Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın Harran toplantıları ile önünü açtığı, Fetullah Gülen'in Vatikan'da sunduğu mektupta bahsettiği süreç hayata geçiyor. 1400 yıllık İslam senedi Halilürrahman da paramparça ediliyor. Şanlıurfa'nın İslam kimliği yok ediliyor. Hristiyanlık ve Yahudiliğin önü açılıyor.

Yazık, yazık, çok yazık!

Muhterem Ali Gedik Bey'in Şanlıurfa'da düzenlenen "milli bütünlüğümüz dini bütünlüğümüzdür" konferansında söylediği şu sözleri hatırlıyorum:

"Urfa'nın kaderinde Firavun'u yaşatmak da var. Hz. İbrahim'e göğsünü acmak da. Ancak Urfa'nın tarihinde hem Firavun'a yataklık etmek, hem de Hz. İbrahim'i yaşatmak hiç olmadı. Urfa buna müsaade etmeyecektir".

Evet şimdi bizzat iktidarın elinden bu affedilmez kader, dünyanın olabilecek en çirkin elbisesi Halilürrahman'a giydirilmeye çalışılıyor.

Mesaj belli:

"Hem Müslüman, hem Hristiyan olmak". Bu mümkün olmadığına göre mesajın mesajını da okuyalım:

"Urfayı Hristiyanlığa Yahudiliğe göre tanzim etmek"!

Başbakan Antalya'da bir Dinler Bahçesi açmıştı. Şimdi Şanlıurfa'da bunun ötesine gidiliyor. Halilürrahman Cami'nin yanına kilise ve havra ekliyorlar.

Bin yıllık İslam tarihi böyle bir sulandırma, böyle bir yanıltma, böyle bir kirletmeyi hiç yaşamamıştır. Şimdi onu yapacaklar! Urfamızın kalbi kırık, Halilürrahman mahzun ve İslam dünyası bedbaht!

Başbakana buradan seslenmek gerekiyor!

"Tayyip Bey emin olun o diyarlarda izzet yok. Dahası bu işin sonu da yok. Emin olun, Endülüs dinler mozayiği edebiyatı ile bir yüzyılda Hristiyan Batı'nın eline düştü. Şimdi sıra Anadolu'da!..

Dinimizi elimizden almaya kalkanların, Dinlerarası Diyalogla Hristiyanlığın pençesine düşenlerin hali ortada. Bu derin suçla onların nerelerde misafir (!) edildiklerini çok iyi biliyoruz.

Gelin bu cinayet çapındaki yanlıştan dönün.

Unutmayın maneviyat, kutsal çocuk oyuncağı değildir. Onunla oynayamazsınız!"

***

Evet muhterem okur Şanlıurfa'nın boynuna Kilise'nin, Havra'nın kilidi önümüzdeki hafta takılıyor.

Projenin İsrail endeksli olduğunu bilmiyorum söylemeye gerek var mı? 20 milyon dolarlık proje İsrail tarafından finanse edilecek. Ne tesadüf ki (!) Başbakan'ın İsrail ziyaretinin ardından harç atma törenine start veriliyor!

Şimdi şu soruya cevap verelim:

Kilise ve havra açmak ihtiyacı nereden kaynaklanıyor? Urfa'da Hristiyan mı var ya da Yahudi var mı ki bunlar açılmaya çalışılıyor. Ya da Hristiyan-Yahudi olsa dahi bu insanların ibadet ihtiyaçlarını karşılayacak mabed mi yok?

Daha da önemlisi niçin kilise ve havra, Halilürrahman'ın yanına dikiliyor? Burada verilen şey Urfa'nın bir İslam toprağı olmadığı mesajı mıdır?

Evet herşey ve daha fazlası bu büyük cinayetin içinde yer alıyor! İslam bu ülkenin üzerinden yavaş yavaş değil, hızla çıkarılıyor.

Kilise evleri, kısılan ezanlar, papanın ölümünde inan bayrak, Çanakkale'de yaptırılan 40 bin kişilik ayin ve şimdi Dinler Bahçesi!

İşte tırnak içi İslamcı Başbakan'la getirildiğimiz nokta bu.

Ilımlı İslam Amerika'da kotarılıyor ve içerde talimatlar adım adım yerine getiriliyor. Müslüman olmak, Türk olmak, vatanını dinini sevmek ve sahip çıkmak suç haline dönüştürülürken, Hristiyanlığın ve Yahudiliğin önü açılıyor.

İbret alınacak ve imanların konuştuğu günlerden geçiyoruz vesselam...