logo
22 OCAK 2025

Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam

19.04.2024 00:00:00

Peygamber Efendimiz, ordusuyla Hayber'e hareket ettiğinde Ümmü Seleme (r.a.) annemiz ve bazı sahabe kadınlar da orduya iştirak etmişti. 

Peygamberimiz, onlara, 'ne için geldiklerini' sordu. Onlar da, 'Askere yardım etmek, hastalara ilâç vermek, harp meydanında su dağıtmak için geliyoruz" dediler. 

Peygamber Efendimiz (s.a.v.), memnun oldu. Onlar, harp meydanında adeta seyyar birer hastane vazifesi gördüler.

Ömer'in başarısızlığı ve askerlerle olan tartışması üzerine Peygamber Efendimiz bu tartışmaları bitirmek ve ordunun moralini düzeltmek ve de adeta ilahi seçilmişliğini göstermek için "Yarın sancağı öyle birine vereceğim ki O, Allah ve Resulünü sever, Allah ve Resulü de, onu severler. Döne döne vuruşur, asla düşmana sırt çevirip kaçmaz. Allah, onun önünü açar. Cebrail sağında, Mikail de solunda olur."

Herkes başını kaldırdı. Boynunu uzattı. Bütün herkesin dileği bu sözlerle kendisinin kastedilmiş olmasıydı. 

Gün ağarınca Peygamberimiz sancağın getirilmesini emretti. İnsanlar bekliyorlardı. Resulullah Ali'yi çağırdı orada bulunanlar, "Gözleri ağrıyor" dediler. 

Resulullah, "Onu çağırın" buyurdu. Seleme b. Evka gitti ve gözleri ağrıdığı için yürümekte güçlük çeken Hz. Ali'nin elinden tutup onu, Hz. Peygamber'in yanına getirdi.

Hz. Ali gözlerini sargı ile bağlamıştı. Resulullah eliyle ağzının suyunu alıp, Hz. Ali'nin gözlerine sürdü. O anda İmam Ali'nin gözleri sapasağlam oldu. Sonra Allah Resulü şöyle dua etti: "Allah'ım! Sıcakta ve soğukta ona yardımcı ol."

Sonra demir zırhını Hz. Ali'ye giydirdi. Kendi kılıcı Zülfikar'ı, beline bağladı. Sancağı eline vererek kaleye doğru gönderdi. Ona şu tavsiyede bulundu:

"Onlara doğru hareket et. Kaleye varınca onları önce İslam'a davet et, onlara, Allah'a karşı olan vazifelerini hatırlat. Allah'a and olsun ki Allah, onlardan birini senin elinle hidayete erdirirse bu senin için kızıl develere sahip olmandan daha hayırlıdır." 

Resulullah şöyle devam etti: "Cebrail seninle olacak! Zafer senindir. Rabbim, onların yüreğine korku salmıştır. 

Ya Ali! Bil ki onlar, kendilerini mağlup edecek kimsenin adını, kendi kitaplarında okumuşlardır. Onun adı İlya'dır. (Ali'dir). O halde, git ve karşılarına dikilip adının Ali olduğunu söyle… Rabbinin izniyle dehşete düşüp hakir olduklarını göreceksin…"   

Seleme şöyle diyor: "Ali yola çıktı. Allah'a yemin olsun ki, seğreterek yürüyordu. Biz de arkasından koşuyorduk. Nihayet sancağını kalenin dibindeki bir taş yığınının ortasına dikti.

Kalenin burcundaki bir Yahudi, onu fark etti ve kim olduğunu sordu. 

Hz. Ali, "Ben Ali b. Ebu Tâlib'im" dedi. 

Yahudi, arkadaşlarına dönüp şöyle dedi: "Musa'ya indirilene and olsun ki yenildiniz." 

Daha sonra kaledekilerden bazıları onunla teke tek vuruşmak üzere dışarı çıkmaya başladı. İlk olarak Merhab'ın kardeşi Haris çıktı. 

Haris'i gören Müslümanlar geri çekildiler. Hz. Ali ise sıçrayıp Haris'in karşısına çıktı. Şiddetli bir çatışmanın ardından Hz. Ali, Haris'i öldürdü. 

Daha sonra Merhab çıktı. Üst üste iki zırh giymiş, iki kılıç kuşanmış ve başına iki sarık birden sarmıştı. Elinde çatallı bir mızrak vardı.

Ali, ona bir darbe indirdi. Merhab'ın başının üzerine yerleştirdiği taş parçası ve miğferi parçalandı. Hz. Ali'nin darbesi kafasını ikiye ayırmış, kılıç azı dişlerine kadar batmıştı. Yahudiler Merhab'ın halini görünce bozguna uğrayarak kaleye geri döndüler ve kapıları kilitlediler.

Hz. Ali, kapıya yöneldi ve kapıyı açıncaya kadar zorladı. Daha sonra kalenin kapısını kavradı ve yerinden söktü. Onu hendeğin üzerine bir köprü gibi yerleştirdi, ardından Müslümanlar kapının üzerinden karşı tarafa geçtiler. Kaleyi ele geçirip sayısız ganimetler elde ettiler." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali eserinden derlenmiştir)

Prof. Dr. Haydar Baş'tan Hayber ve günümüze yansımaları

"Hayber'in fethi; zuhuru ve yayılışında Yahudilerle Müslümanlar arasındaki münasebeti, en anlamlı bir şekilde ortaya koyan büyük bir tarihî olaydır. 

Bu fetihle Müslümanlar, ilk olarak bir ülkeyi İslam hâkimiyetine katmış oldular. Hayber'in fethi ile Resul-i Ekrem devrine ait Yahudi meselesi kapanmış oluyordu.

Yahudi fitnesi, İslam düşmanları içerisinde en başta gelir. Her ne kadar Resul-i Ekrem İslam'ın zuhuru ve yayılışında Mekke müşrikleriyle uğraşmışsa da, fitne çıkarmak, küfür güçleri bir araya toplamak, hile kurmak ve plan yapmak konusunda İslam'ın en şedit düşmanı Yahudiler olmuşlardır. 

Bu gerçek, Kur'an-ı Kerim'in beyanatı ile de sabittir. Yahudiler, İslam'la başlıca üç şekilde savaşmışlardır:

1. Ehl-i küfürle işbirliği yaparak… Bunu Hendek Savaşı'nın hazırlanmasında, Hıristiyan Romalıların, Müslümanlar üzerine kışkırtılmasında ve bazı gayrimüslim Arap kabilelerin İslam'la mücadele etmek için tahrik edilmesinde açıkça görüyoruz.

2. Müslümanların içinde fitne ve karışıklık çıkararak… Bu durumu Uhud, Hendek, Tebük ve Mûte gibi savaşlarda çok açık olarak görüyoruz. Yahudiler, iç fitneyi oluşturmakta daha ziyade münafıkları kullanmışlardır.

3. Bizzat fiili olarak Müslümanlarla savaşa kalkarak… Bunun misali, Hendek Savaşı'nda görülmüş, Ben-i Kurayza Yahudilerinin, İslam ordusunu arkadan vuruşu ibretle müşahede edilmiştir…

Burada önemli olan Yahudilerin küfür ittifakının başını çekmiş olmalarıdır.

Bu gerçek, günümüzde de aynen böyledir. Günümüzde belki yer, zaman ve şahıslar değişmiş ancak senaryolar, art niyetler, menfur planlar, hakkı boğmak için yapılan gizli hesaplar değişmemiştir. 

Maalesef bugün dünya beynelmilel Yahudiliğin (Siyonizm'in), bu insanlık celladı ideolojinin aleti yahut tahakküm vasıtası durumundadır. 

Bugün insanlığı rahatsız eden birçok savaş yahut girişim mutlaka kapalı kapılar ardında yapılan pazarlıklar sonucu oluşturulan ideolojik hesapların veya menfaat hesaplarının birer tezahürleri gibidir. 

Dünyadaki güç dengeleri, bu dengelerin dünyayı nasıl parselledikleri, hususiyetle Ortadoğu'daki kargaşa incelendiğinde; Yahudi unsurunun fitnenin başını çektiği apaçık görülecektir. 

Kur'an-ı Kerim'in lanetlemiş olduğu Yahudi kavminin kıyamete kadar fitne çıkaracağı beyan edilmiştir. Bu lanetleniş olayı, Kur'an'ın, Allah katından gönderilen bir mucize vahiy olduğuna delildir. 

O halde, mü'minler günümüzde siyasî, ekonomik, sosyal vs. olayları tahlil ederken, bu hakikati hesaba katmak, buna göre tedbir almak zorundadırlar. Ayrıca, Allah Resulü'nün, düşmanlarına, hususiyle o zamanki Yahudilere karşı nasıl tedbirli ve uyanık bulunduğu ibretle incelenmeye değerdir." (Prof. Dr. Haydar Baş, Rahmet-el lil Alemin eseri 2. ciltten derlenmiştir)

 
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Akın Aydın / diğer yazıları
Terör örgütüne darbe
240 şüpheli yakalandı
Türkiye'de milli yas
Bayraklar yarıya indirildi
Çanakkale diken üstünde
AFAD'dan açıklama geldi
Resmen afet yağıyor
Çanakkale'de 5.2 büyüklüğünde deprem
Türkiye-ABD farkı
Bir şehir yandı 25 kişi öldü, bir otel yandı 76 kişi
Kartalkaya'da son bilanço: 76 can kaybı var
İşte tutuklamaya götüren konuşma
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ tutuklandı
Trajedi daha da büyüyecek mi?
Son rakamı Ali Yerlikaya açıklayacak
Fanatik Yahudileri sevindirmeyi de ihmal etmedi
Dünyayı kararname bombardımanına tuttu
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ tutuklandı
'Katil Apo işbirlikçi AKP...'
Galatasaray ligden sonra Avrupa’da da tekledi
Galatasaray, Dinamo Kiev'le berabere kaldı
Kültür ve Turizm Bakanı, Tanju Özcan’ı suçladı
Tanju Özcan suçlamaları ‘alçaklık’ olarak nitelendirdi
BTP liderinden Özdağ'a destek ziyareti
Çağlayan'da açıklama yaptı
Tarım üretiminde büyük tehlike
Çiftçilikte yaş ortalaması artıyor
Kartalkaya'da yüzyılın otel faciası
66 kişiye mezar oldu
Terör örgütüne darbe
240 şüpheli yakalandı
Türkiye'de milli yas
Bayraklar yarıya indirildi
Çanakkale diken üstünde
AFAD'dan açıklama geldi
Resmen afet yağıyor
Çanakkale'de 5.2 büyüklüğünde deprem
Türkiye-ABD farkı
Bir şehir yandı 25 kişi öldü, bir otel yandı 76 kişi
Kartalkaya'da son bilanço: 76 can kaybı var
İşte tutuklamaya götüren konuşma
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ tutuklandı
Trajedi daha da büyüyecek mi?
Son rakamı Ali Yerlikaya açıklayacak
Fanatik Yahudileri sevindirmeyi de ihmal etmedi
Dünyayı kararname bombardımanına tuttu
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ tutuklandı
'Katil Apo işbirlikçi AKP...'
Galatasaray ligden sonra Avrupa’da da tekledi
Galatasaray, Dinamo Kiev'le berabere kaldı
Kültür ve Turizm Bakanı, Tanju Özcan’ı suçladı
Tanju Özcan suçlamaları ‘alçaklık’ olarak nitelendirdi
BTP liderinden Özdağ'a destek ziyareti
Çağlayan'da açıklama yaptı
Tarım üretiminde büyük tehlike
Çiftçilikte yaş ortalaması artıyor
Kartalkaya'da yüzyılın otel faciası
66 kişiye mezar oldu
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.