İnsan; yaratılmış varlıklar içerisinde en şerefli, en değerli, en seçkin ve en yüce bir varlıktır. Allah'ın "halifem" ve "ruhumdan üfledim" dediği, "kulum" ve "elçim" diyerek sevdiği, seçtiği ve yücelttiği, akıl ve irade vererek iman ve kullukla sorumlu tuttuğu yegâne bir varlıktır. İnsan; göklerin, yerin ve dağların yüklenmek istemediği, çekindiği ve kabul etmediği O yüce emaneti (yükümlülükler ve farzları) kabul eden ve üstlenendir. Bu emaneti kabul etmesi cahilliği sebebiyledir. Ancak bu kabullenme, O'nu diğer varlıklardan daha değerli ve üstün kılmıştır. Bundan dolayı Allah yerde ve gökte ne varsa hepsini insanoğlunun emrine vererek istifadesine sunmuştur. Yaradılışı itibariyle zayıf bir karakterde olduğu için de Allah O'nun yükümlülüklerini hafifletmek, işlerini kolaylaştırmak istemiştir. İnsan bu zayıf karakterinden dolayı kendisine bir sıkıntı isabet edince yatarken, otururken, ayakta iken bu sıkıntının giderilmesi için her halükarda Allah'a dua eder ve yalvarır. Sıkıntısı giderilince de sanki Allah'a dua eden ve yalvaran kendisi değilmiş gibi hareket eder. Kendisine verilen nimetten dolayı sevinir ve şükreder. Verilen nimetler geri alınınca da hemen ümitsizliğe kapılır ve Rabb'ine karşı nankörlük yapmaya başlar. Bu hareketinden dolayı Allah'a karşı haddi aşmış, yaptığı ameller boşa çıkmış ve sapıklığa düşmüş olur. Allah kendisine istediği nimetlerden daha çoğunu vermiş olmasına; verdiği nimetleri saymak istese bile sayamayacağını bilmiş olmasına rağmen, insan yine de şükretmez, yan çizer ve nankörlük yapar. Kendisine verilen nimet alınacak ve kendisine kötülük dokunacak olsa hemen feveran eder ve ümitsizliğe kapılır. Allah'ın hazineleri insanın elinde olmuş olsa, tükenir korkusu ile onlardan hiç kimseye vermez ve onları kimsenin istifadesine sunmaz. Hâlbuki Cenab-ı Hak inanan- inanmayan arasında hiçbir ayrım yapmaksızın herkesin rızkını bedelsiz olarak yeterince vermektedir. Bundan da anlaşılıyor ki, bir insana hizmet edebilmek, sıkıntılarını giderebilmek için O'nun yaratıcısına yakın olması lazımdır. Allah'a yakın olmayan, O'nun cömertlik sıfatıyla hemhal olmayan kişi insanlara hizmet edemez. Her şeyin kendisinde toplanmasını ve kendisinin olmasını ister. Sadece taahhütte bulunur, ama taahhüdünü yerine getirmez. Onun için insanlar kendilerine yönetici seçerken bunlara son derece dikkat etmeleri lazımdır.İnsanın kesin bilgi sahibi olmadığı bir şey hakkında konuşması kendisine yasaklanmıştır. Durum böyle iken, insanın bilmediği konularda görüş beyan etmesi ve görüşünde ısrar etmesi, cahilliğinden kaynaklanmaktadır. Kişi bilgisizliği ve cahilliği dolayısıyla tartışmayı ve karşısındaki ile cebelleşmeyi çok istemekte ve arzulamaktadır.İnsan; her zaman acele eden, acele kararlar veren ve kararlarında çok az isabet edebilen bir varlıktır. Bundan dolayı da insanların çoğunluğu "kalpleri var anlamaz, gözleri var görmez, kulakları var işitmezler" ayetinin (Araf.179) muhatabı olmuştur. Onlar bu özelliklerinden dolayı cehennemliktirler. Bu idrak eksikliğinden olacak ki, hayra dua eder gibi şerre de dua ederler.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hasan Aydın / diğer yazıları
- Gazi Mustafa Kemal farkı / 10.10.2023
- Sadece namaz Cennet’e götürür mü? / 06.10.2023
- Ücreti alınanın ecri olur mu? / 30.09.2023
- ‘Ne mutlu Türk’üm diyene’ ırkçılık mı? / 28.09.2023
- Peygamberimiz kavmini Allah'a şikâyet etti mi? / 22.09.2023
- Cami yaptırmak israf olur mu? / 18.09.2023
- Şikâyet yerine şükretmek / 15.09.2023
- Çoğunluk hak değildir / 11.09.2023
- İslâm'ın ilk emri oku! / 07.09.2023
- Cahillerden olma! / 04.09.2023
- Sadece namaz Cennet’e götürür mü? / 06.10.2023
- Ücreti alınanın ecri olur mu? / 30.09.2023
- ‘Ne mutlu Türk’üm diyene’ ırkçılık mı? / 28.09.2023
- Peygamberimiz kavmini Allah'a şikâyet etti mi? / 22.09.2023
- Cami yaptırmak israf olur mu? / 18.09.2023
- Şikâyet yerine şükretmek / 15.09.2023
- Çoğunluk hak değildir / 11.09.2023
- İslâm'ın ilk emri oku! / 07.09.2023
- Cahillerden olma! / 04.09.2023