logo
26 NİSAN 2024

Hayvancılıkta içler acısı durum

09.05.2005 00:00:00
Hükümetimizin AB, ABD ev IMF güdümlü ekonomik politikalara teslimiyeti neticesinde en az tarım kadar hayvancılık sektörü de zarar gördü.

Hayvancılık sektörü açısından ülkemizin coğrafi şartları, normal şartlar altında, değil 70 milyon insanı 700 milyon insanı bile doyurabilecek kapasiteye sahipken maalesef durum hiç de öyle değil.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı (TZOB) Başkanı Şemsi Bayraktar'ın ifadesiyle "Tüm iyileştirmelere rağmen yurtiçi yetiştirme ile et talebi karşılanamayacak".

Ziraat Odalarının "Kırmızı Et Hayvancılığı" adlı raporundaki bazı verileri sizlere aktaralım:

* Ülkemizin et açığı 2010 yılında 98 bin ton, 2025 yılında ise 327 bin ton olacak.

* 2003 yılında 1990 yılına göre kesilen sığır ve dana sayısında yüzde 42,65'lik, koyunda yüzde 62,33'lük, keçide yüzde 58,62'lik ve mandada ise yüzde 88,51'lik bir azalma olmuştur. 2003 yılında 1990 yılına göre sığır eti üretiminde yüzde 11,73, koyun eti üretiminde yüzde 56,11, keçi eti üretiminde yüzde 49,03 ve manda eti üretiminde de yüzde 85,07'lik bir azalış olmuştur. Toplam et üretimindeki azalış ise yüzde 27,6'dır.

* Türkiye'de sığır ve dana et verimi hayvan başına 183 kg, koyun ve kuzu et verimi hayvan başına 18 kg, keçi et verimi 19 kg ve manda et verimi ise 179 kg iken bu oran Avrupa Birliği ülkelerinde; sığır ve dana da hayvan başına 278,2 kg, , koyun ve kuzu da 14,8 kg, keçi de 9,1 kg ve manda da ise 215,4 kg dır. Ülkemizde et üretiminin sığır eti ağırlıklı yapıldığı düşünüldüğünde verimimiz AB'ye göre çok düşük seviyelerdedir.

* Hayvanlarımızın yıllık 50 milyon ton kaba yem ihtiyacı vardır. Bunun 35 milyon tonu değişik kaynaklarla karşılanmakta 15 milyon tonluk açık olmaktadır. İhtiyacın karşılanan kısmının 10-15 milyon tonluk kısmı ise kalitesi düşük kaynaklardır ve bunlarda eklendiğinde toplam yem açığımızın 25-30 milyon ton olduğu söylenebilir.Hayvan başına verimlerin artırılmasında kaliteli kaba yem kaynaklarının üretilmesi gerektiği düşünüldüğünde ülkemizde bu kaynakların acilen temin edilmesi gereklidir. Bu amaç için öncelikle yem bitkileri ekim alanlarının toplam ekilebilir alanlar içerisindeki oranının yüzde 6'lardan gelişmiş ülkelerdeki oranlara yani yüzde 25-30'lara çıkarılması, meraların ise en kısa zamanda tespit ve tahdit çalışmalarının bitirilerek ıslahlarının yapılması ve hayvancılığın hizmetine sunulması gerekmektedir.

* Şuan ki et fiyatları 1.5 yıl önceki fiyatlarla aynı seviyede, bir önceki yılın fiyatlarının ise gerisindedir. Üretici 2003 yılının Mart ayında 1 Kg et satarak 25 Kg yem alabilirken, 2004 yılının Mart ayında 20 Kg yem alabilmiş, 2005 yılının Mart ayında ise 19 Kg yem alabilmiştir. Yani geçen 1.5-2 yıllık süreçte üreticinin satın alma gücü yüzde 23 oranında azalmıştır.

* Büyükbaş et fiyatları ülkemizde AB 'ye göre yüksek olmasına rağmen küçükbaş et fiyatları AB'de bizden daha yüksektir. Örneğin, 2004 yılında AB'de genç sığır eti kilogram fiyatı 2,7 Euro iken ülkemizde 3,7 Euro, sığır eti kilogram fiyatı AB'de 2,6 Euro iken ülkemizde 3,3 Euro'dur. AB'de 2004 yılında kuzu eti kilogram fiyatı 4,8 Euro iken ülkemizde 3,6 Euro/kg dır. Burada kuzu eti fiyatları hariç diğer et fiyatları Avrupa Birliği'nden yüksek gözükse bile AB'de üreticilere hayvan başına verilen destek miktarlarını da kattığımızda aslında üreticimizin AB üreticisinden daha az kazandığını söylemek mümkündür.

* Ülkemizde et sektörüne yönelik olarak büyükbaş hayvan başına yaklaşık 53,3 Euro destek verilirken Avrupa Birliği'nde yaklaşık 480,5 Euro destek vermektedir. Bu desteklerin üreticinin eline geçen fiyatlara yansıtılması durumunda aslında bizde yüksek olarak gözüken fiyatların AB'ye göre çok düşük olduğu görülmektedir.

* 1990 yılında İngiltere'den her türlü hayvan ve hayvansal ürün girişini yasaklamamıza rağmen 1996 yılında 39.154 ABD Doları değerinde 21.340 kg taze soğutulmuş sığır eti ithalatı yapılmıştır. Yine aynı şekilde 1990 yılında ithalata yasak koyduğumuz İrlanda'dan da 1996 yılında 290.065 ABD Doları değerinde 137.058 kg dondurulmuş sığır eti ithalatına izin verilmiş ve bu ürünler ülkemize girmiştir.

* Kırmızı et konusunda tercihli ticaret rejimi kapsamında AB'nin Türkiye'den her yıl gümrük vergisiz olarak 200 ton koyun ve keçi eti ithalatını gerçekleştirmesi gerekmektedir. Ancak Türkiye AB sağlık şartlarını yerine getiremediğinden bu ihracatı bugüne kadar yapamamıştır. Söz konusu tarife kontenjanlarını Türkiye'nin tamamen kullanması gibi bir zorunluluğu bulunmamaktadır. Yalnız AB hayvan hastalığını gerekçe göstererek bize tanıdığı tavizi yerine getirmezken, bizim aynı gerekçeyle engellediğimiz 19.000 tonluk ithalatı yapmamızı istemekte ve son yıllarda bu konuyla ilgili olarak yoğun baskılar yapmaktadır.

* Ülkemizde işletme başına düşen hayvan varlığı AB ülkelerine göre çok düşük seviyededir. Nitekim Türkiye'de işletme başına düşen hayvan sayısı 4 iken AB'de 44'dür. Bu durum ve diğer sebepler yüzünden hayvan başına verimlerimiz AB'nin çok gerisinde kalmaktadır. Diğer taraftan girdi maliyetlerimiz de gerek AB gerekse dünya ölçeklerine göre çok yüksek durumdadır. Mevcut bu durum dikkate alındığında hayvancılık sektörümüzün rekabet gücünün yetersiz olduğu açık olarak görülmektedir.

* AB'ye üyelik süreci ve 2005 yılında yapılacak Dünya Ticaret Örgütü müzakereleri ile alınacak kararlar dikkate alınarak hayvancılığımıza rekabet gücü kazandırmak zorundayız. Aksi halde AB'ye ve dünyanın tarım ürünü ihraç eden ülkelerine pazar olmamız kaçınılmazdır. Bu konuda yapılan bir araştırmanın sonucuna göre bu günkü haliyle AB'ye üyelik halinde 5 milyar dolar tutarında hayvancılık ürünü ithal eden ülke konumuna gelineceği anlaşılmıştır. Bilindiği gibi AB'ye üyelik halinde genelde serbest dolaşım söz konusu iken ve DTÖ son mutabakat kararlarına göre önümüzdeki yıllarda gümrük vergilerinin de hızla azaltılması söz konusu olacaktır.

Sonuç olarak şu gerçeği ifade etmeliyiz ki, tarımımız, sanayimiz, madenlerimiz, topraklarımız, sahip olduğumuz bütün değerler AB, ABD ve IMF mezarlığına gömülmek istenmektedir.

Olumsuz şartlara rağmen Hollanda hayvancılık sektöründe çok ciddi noktalara gelmiştir, bizim komşularımıza bile ihracat yapabilmektedir.

Sadece hayvancılıkla bile süper güç olma şansımız varken bu imkanı değerlendiremememizin hiçbir mantıki izahı olmaz.

Acilen her sahada milli çözümler gerekirken özellikle de temel sektörlerimizden biri olan hayvancılığa da milli projeler şarttır.

Gerek siyaset, gerek ekonomi sahalarında birçok çözümüyle ön plana çıkan Prof Dr. Haydar Baş'ın bu konuda da ciddi ve ayağı yere basan milli projeleri vardır, "Milli Ekonomi Modeli" ivedilikle devreye konulmalıdır.
 
Murat Çabas / diğer yazıları
Erdoğan'dan Rutte'ye AB mesajı
'Hollanda'nın desteğini bekliyoruz'
'Birilerinin bitmiş olan kredilerini...'
Kılıçdaroğlu'na imalı yanıt
Haftalar sonra yeniden başlamıştı
Aramalarda yeni bulgu
İstiklal Caddesi bombacısının cezası belli oldu
7 kez ağırlaştırılmış müebbet
ABD Dışişleri Bakanlığı'nda kritik istifa
Ülkesinin Gazze politikasına tepki olarak
KKTC Başbakanı İsias Otel davası için Adıyaman'da
'Bu artık KKTC'nin davasıdır"
Kurulan şirket sayısı azaldı
Mart ayında 1678 şirket kapandı
Son operasyon Hakkı Saral çetesine
10 ayda 454 suç örgütü çökertildi
Özgür Özel disiplin için harekete geçiyor
Partiden kesin ihraç edilecekler
323 gayrimenkul için ihale yapılacak
Kızılay taşınmazlarını satıyor
'Katliamınıza dikkat çekmek antisemitizm değildir'
Sanders'tan Netanyahu'ya sert yanıt
'Hamas liderlerini öldürün, Refah'ı işgal edin'
İsrailli bakandan Mossad'a çağrı
İsrail'e de füze saldırısı düzenlendi
Husiler İsrail gemisini vurdu
Düşme anı araç içi kamerasında kaydedildi
Kapısı açık otobüsten düştü
Hande Fırat sergisi bakanlık desteği ile açıldı
Kabine toplantısı gibi sergi açılışı
Erdoğan'dan Rutte'ye AB mesajı
'Hollanda'nın desteğini bekliyoruz'
'Birilerinin bitmiş olan kredilerini...'
Kılıçdaroğlu'na imalı yanıt
Haftalar sonra yeniden başlamıştı
Aramalarda yeni bulgu
İstiklal Caddesi bombacısının cezası belli oldu
7 kez ağırlaştırılmış müebbet
ABD Dışişleri Bakanlığı'nda kritik istifa
Ülkesinin Gazze politikasına tepki olarak
KKTC Başbakanı İsias Otel davası için Adıyaman'da
'Bu artık KKTC'nin davasıdır"
Kurulan şirket sayısı azaldı
Mart ayında 1678 şirket kapandı
Son operasyon Hakkı Saral çetesine
10 ayda 454 suç örgütü çökertildi
Özgür Özel disiplin için harekete geçiyor
Partiden kesin ihraç edilecekler
323 gayrimenkul için ihale yapılacak
Kızılay taşınmazlarını satıyor
'Katliamınıza dikkat çekmek antisemitizm değildir'
Sanders'tan Netanyahu'ya sert yanıt
'Hamas liderlerini öldürün, Refah'ı işgal edin'
İsrailli bakandan Mossad'a çağrı
İsrail'e de füze saldırısı düzenlendi
Husiler İsrail gemisini vurdu
Düşme anı araç içi kamerasında kaydedildi
Kapısı açık otobüsten düştü
Hande Fırat sergisi bakanlık desteği ile açıldı
Kabine toplantısı gibi sergi açılışı
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.