Tarihi belli bir seçime yaklaşıyoruz. Soru; Meydanlarda, ekranlarda adı en çok zikredilen parti hangisidir? Cevap HDP.
İlginç olan ise zikredilen HDP ama zikreden HDP değil. Zikredilenler de HDP'nin seçim projeleri, planları vs. de değil.
HDP'yi kim gündemde tutuyor?
AKP, Erdoğan, birazcık da MHP. Özellikle Sayın Erdoğan her kamera karşısında, her miting alanında HDP'yi adeta sopa yapmış, bu sopayla CHP'ye vuruyor, İYİ Parti'yi dövüyor.
Yani AKP için HDP, çok iyi bir seçim malzemesi, oy için rant kapısı oldu. AKP de bu kapıdan bayağı bir malzeme çıkarıyor.
Türkiye sosyal bir hukuk devleti ve yargı bağımsız, diyorlar ya! Bu noktadan hareketle azıcık kafa çalıştıralım!
HDP, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre kurulmuş, her seçim öncesi devletin kasasından trilyonlarca para alan veya verilen bir partidir. Bu gerçeğe itirazı olan var mı?
İşte bu yasal parti için ülke yönetiminin en tepesindeki isim yani Sayın Erdoğan terör uzantısı, teröristlerle iş birliği yapan bir oluşum gibi birçok iddialar isnat ediyor.
Yani Sayın Cumhurbaşkanına göre devletin ve milletin birliğini hedef alan bir yapı var. Aynı zamanda da ihbardır.
İspat edilemeyen her iddia iftiradır. İhbarları değerlendirecek olan devlet mekanizmaları da bellidir.
Ortada ihanet boyutunda bir iddia varsa bunun dillendirileceği yer meydanlar değil adliyelerdir.
Hukuk devletlerinde işleyiş öyle oluyor sanırım!
Efendim! Günümüzde parti kapatmak çözüm değil, demokrasiye aykırı filan… Geçin bunları!
Ben şu parti kapatılsın demiyorum. Anayasada olan kanunlar bağımsız yargımızca uygulansın diyorum.
Adil yargılanma neticesinde Sayın Cumhurbaşkanının iddiaları sonuç bulur. Öyle değil mi?
Bu tip iddiaların meydanlarda dillendirilmesinin en önemli tehlikesi ise galeyana gelen kitlelerin kendi adaletlerini kendilerinin sağlamaya kalkmasıyla oluşur ki, bu zaten emperyalist Haçlıların beklediği bir şeydir.
Netice olarak eğer çok açık bir suç isnadında savcılar ve hukuk devreye girmiyor veya sokulmuyorsa biliniz ki, o konuda siyasi rant ve rantçılar vardır.
Bir başka dikkat çekici nokta ise, CHP bile bile, göre göre, isteye isteye neden bu dayağı yiyor, sorusunun cevabıdır!
Ey CHP! Neden hep aynı dayağı yiyorsun?
* * *
Hukuk, adalet, Anayasa, bağımsız mahkemeler demişken İçişleri Bakanı suç mu işliyor, diye sormak istiyorum.
İçişleri Bakanı Soylu, her kamera karşısında, "Elimde öyle istihbaratlar var ki, kanınız donar. Bilselerdi, Kandil'in partisiyle ittifak yapmazlardır" diyor.
Sayın Bakan! Türkiye'nin bekasını ilgilendiren konuları, açık hedef göstererek neden vatandaşın önünde gündem ediyorsunuz?
Yarın kalabalıklar, sizin sözlerinize dayanarak kendi adaletlerini sağlamaya karar verirlerse ortaya çıkacak tablonun müsebbibi kim olur?
Sahi! Neden yargıyı devreye sokmuyorsunuz? Gerçekten kanımız donuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor / 19.03.2024
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024