İslam dünyasında günümüzde en çok tartışılan konu hiç şüphesiz ki, ayrı günlerde kutlanan dini bayramlarımız ve Ramazan-ı Şerif'e başlamadaki ihtilaflarımız.
Günleri, ayları, yılları belirlemede insanoğlu tarihi süreçte pek çok takvim icat edip kullanmıştır. Bazen dünyanın, güneşin etrafında dönmesine göre, bazen de ayın evrelerine göre kendisine bir takvim belirlemiştir.
Günümüzde ülkemizde kullanmış olduğumuz takvim dünyanın güneş etrafındaki dönmesini esas alan Gregoryan takvimi olarak isimlendirilen Miladi takvimdir. Bu takvim 1 Ocak 1918 yılında Osmanlı İmparatorluğu'nca resmi olarak kullanılmaya başlamıştır. Bir yılın 12 aydan oluştuğu, ayların bazen 30 bazen 31 gün olduğu, 365 gün 6 saat süren, zamandır.
İslam dininin kullandığı Hicri Takvim diye isimlendirilen ay takvimidir. Ay'ın evrelerini esas alan takvimdir. 29 veya 30 günden oluşur, 12 aydan meydana gelir. Bir yıldaki gün sayısı miladi takvimden 11 gün daha az olan hicri takvimin gün sayısı 354 gündür. Hicri takvim Osmanlı imparatorluğu devrinde 1870 yılında, karışıklığa yol açtığından dolayı resmi dairelerde kullanımdan kaldırılmıştır.
Rumi Takvim, Tanzimat'la 1840 yılında kullanılmaya başlanan takvimdir. Başlangıç olarak Peygamber Efendimizin (s.a.a.) Mekke'den Medine'ye hicretini esas alır. Julyen diye bilinen miladi güneş takvimdir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde Gregoryan Takviminin 1 Ocak 1918 yılında kabulünden sonra Rumi Takvim kullanımdan kalkmıştır.
Anlaşılacağı üzere Rahmetli Atatürk'le Hicri takvimin resmi kullanımdan kalkmasının uzaktan yakından alakası yoktur. Böyle bir şeyi iddia etmek değil, dillendirmek cehaletin en büyük göstergesidir.
Ramazan ayı hilalinin izlenmesi için Şaban ayının 29. günü, güneş battıktan sonra, akşam ezanından 3-5 dakika önce, güneşin battığı yönde şanlı bayrağımızdaki hilalden daha ince bir hilalin beyaz olarak, yaz aylarında 10 dakika kış aylarında daha az bir süreyle gözükmesidir.
Aynı şekilde Şevval ayının hilali yani Ramazan bayramının olabilmesi için Ramazan-ı Şerifin 29. günü güneş battıktan sonra, akşam namazından 3-5 dakika önce, güneşin battığı yönde hilalin gözükmesidir. Havanın bulutlu olduğu zamanlarda Ramazan ayı 30 güne tamamlanır.
Farklı bölgelerde hilal faklı günlerde gözükebilir. Şafii fıkhına göre böyle ihtilaflarda, bir bölgede görülmesi ile bütün Müslümanların üzerine Ramazan orucu farzdır. Hanefi fıkhına göre ise her bölge, kendisinin hilali görmesi ile değişik günlerde Ramazan orucuna başlayabilir.
Günümüzde gelişen haberleşme araçları ile Pasifik Okyanusu'ndan Çin Denizi'ne, Güney Afrika'dan kuzey ülkelerine; Müslümanların bulunduğu her yerde Müslümanlar gökyüzünü gözlemleyip birbirleriyle eldeki görüntüleri paylaştığında herhangi bir ihtilafın kalmayacağını düşünüyoruz. Müslümanların yaşadığı ülkelerin liderleri Batılı ülkelerin liderleriyle görüştüğü kadar birbirleriyle görüşse, bu fitne ortamından çok rahat çıkılabilir. Savaş, kan, gözyaşı ile geçen bayramları aynı gün idrak etmiş olurlar.
Günleri, ayları, yılları belirlemede insanoğlu tarihi süreçte pek çok takvim icat edip kullanmıştır. Bazen dünyanın, güneşin etrafında dönmesine göre, bazen de ayın evrelerine göre kendisine bir takvim belirlemiştir.
Günümüzde ülkemizde kullanmış olduğumuz takvim dünyanın güneş etrafındaki dönmesini esas alan Gregoryan takvimi olarak isimlendirilen Miladi takvimdir. Bu takvim 1 Ocak 1918 yılında Osmanlı İmparatorluğu'nca resmi olarak kullanılmaya başlamıştır. Bir yılın 12 aydan oluştuğu, ayların bazen 30 bazen 31 gün olduğu, 365 gün 6 saat süren, zamandır.
İslam dininin kullandığı Hicri Takvim diye isimlendirilen ay takvimidir. Ay'ın evrelerini esas alan takvimdir. 29 veya 30 günden oluşur, 12 aydan meydana gelir. Bir yıldaki gün sayısı miladi takvimden 11 gün daha az olan hicri takvimin gün sayısı 354 gündür. Hicri takvim Osmanlı imparatorluğu devrinde 1870 yılında, karışıklığa yol açtığından dolayı resmi dairelerde kullanımdan kaldırılmıştır.
Rumi Takvim, Tanzimat'la 1840 yılında kullanılmaya başlanan takvimdir. Başlangıç olarak Peygamber Efendimizin (s.a.a.) Mekke'den Medine'ye hicretini esas alır. Julyen diye bilinen miladi güneş takvimdir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde Gregoryan Takviminin 1 Ocak 1918 yılında kabulünden sonra Rumi Takvim kullanımdan kalkmıştır.
Anlaşılacağı üzere Rahmetli Atatürk'le Hicri takvimin resmi kullanımdan kalkmasının uzaktan yakından alakası yoktur. Böyle bir şeyi iddia etmek değil, dillendirmek cehaletin en büyük göstergesidir.
Ramazan ayı hilalinin izlenmesi için Şaban ayının 29. günü, güneş battıktan sonra, akşam ezanından 3-5 dakika önce, güneşin battığı yönde şanlı bayrağımızdaki hilalden daha ince bir hilalin beyaz olarak, yaz aylarında 10 dakika kış aylarında daha az bir süreyle gözükmesidir.
Aynı şekilde Şevval ayının hilali yani Ramazan bayramının olabilmesi için Ramazan-ı Şerifin 29. günü güneş battıktan sonra, akşam namazından 3-5 dakika önce, güneşin battığı yönde hilalin gözükmesidir. Havanın bulutlu olduğu zamanlarda Ramazan ayı 30 güne tamamlanır.
Farklı bölgelerde hilal faklı günlerde gözükebilir. Şafii fıkhına göre böyle ihtilaflarda, bir bölgede görülmesi ile bütün Müslümanların üzerine Ramazan orucu farzdır. Hanefi fıkhına göre ise her bölge, kendisinin hilali görmesi ile değişik günlerde Ramazan orucuna başlayabilir.
Günümüzde gelişen haberleşme araçları ile Pasifik Okyanusu'ndan Çin Denizi'ne, Güney Afrika'dan kuzey ülkelerine; Müslümanların bulunduğu her yerde Müslümanlar gökyüzünü gözlemleyip birbirleriyle eldeki görüntüleri paylaştığında herhangi bir ihtilafın kalmayacağını düşünüyoruz. Müslümanların yaşadığı ülkelerin liderleri Batılı ülkelerin liderleriyle görüştüğü kadar birbirleriyle görüşse, bu fitne ortamından çok rahat çıkılabilir. Savaş, kan, gözyaşı ile geçen bayramları aynı gün idrak etmiş olurlar.
Ali Nezir / diğer yazıları
- Gazze için bir Yahudi hikâyesi / 10.05.2024
- Yediğiniz hurmalar! / 03.05.2024
- Seçme ve seçilme hakkı / 26.04.2024
- Kâmil kul, kâmil mü’min / 19.04.2024
- Sizce zulüm nedir? / 08.03.2024
- Allah adına konuşmak / 26.02.2024
- Kimi sevmemiz lazım! / 25.12.2023
- Diyanet’e açık mektup / 17.11.2023
- ‘Ne mutlu Türk’üm’ diyen olun! / 10.11.2023
- Vatandaşlık hakları ve Alucralılık! / 04.11.2023
- Yediğiniz hurmalar! / 03.05.2024
- Seçme ve seçilme hakkı / 26.04.2024
- Kâmil kul, kâmil mü’min / 19.04.2024
- Sizce zulüm nedir? / 08.03.2024
- Allah adına konuşmak / 26.02.2024
- Kimi sevmemiz lazım! / 25.12.2023
- Diyanet’e açık mektup / 17.11.2023
- ‘Ne mutlu Türk’üm’ diyen olun! / 10.11.2023
- Vatandaşlık hakları ve Alucralılık! / 04.11.2023