Emperyalist devletler, bizim güneydoğu sınırlarımızı kabul ediyor mu? Hayır.
Hatta bazıları, bizim topraklarımızı kendi sınırları içinde gösteriyor mu? Gösteriyor.
Bizi, Kıbrıs'ta 'işgalci' olarak tabir ediyorlar mı? Ediyorlar. Kıbrıs'ta, 'Türk' varlığını kabul ediyorlar mı? Hayır.
Aynı devletler, PKK terör örgütüne 40 yıldır her türlü destek yanında ülkelerinde temsilcilik açma haklarını veriyor mu? Veriyor.
Aynı siyasi, askeri ve ekonomik desteklerini Suriye'deki terör örgütü PYD-YPG'ye de veriyorlar mı? Veriyorlar.
Irak'ın kuzeyinde gayri resmi bir devlet kurdular mı? Kurdular. Bizzat Papa burayı 'kadim Hıristiyan' toprağı ilan etti mi? Etti. Şimdi o Hıristiyanlar, özerklik istiyor mu? İstiyor.
İsrail'in zulmünü, vahşetini, soykırımını anlatmama ve emperyalistlerin derin sessizliği yanında sonuna kadar desteklerini yazmama gerek var mı? Yok.
Fas'tan Afganistan'a, Yemen'den Türkiye'ye yaşanılanlar malum.
Ve Sayın Erdoğan; "İmzalanan sözleşmelerin nasıl yerine getirilmediğini asla unutmayacağız. Bunlar, bize Kıbrıs'ta telsiz bile vermedi…
Bize parasıyla verilmeyen ürünleri gözlerimizin önünde terör örgütlerine verdi' dedi mi? Dedi.
Aynı cümleleri Hulusi Akar kurup, 'ABD, ABD gibi davranmalı' dedi mi? Dedi.
Peki, yaşadığımız gerçekler ve 19 yıllık iktidarın bu serzenişi ne demektir?
'Biz, 19 yılda dost-düşman ayırımı yapamadık. Dostum, ortağım, müttefikim dediklerim, nihai hedef olarak gösterdiğim devletler bizi aldattı, sırtımızdan vurdu' demektir.
Peki, neden hatırlattım bunları? Atatürk hatırlatmamı istedi. Şaşırmayın! Aynen öyle. Çünkü bazı tespit, uyarı ve vasiyetler vardır ki, her zaman geçerlidir.
Atatürk'ün üç uyarısı vefatının hemen ardından unutulduğu ve tam aksi istikamette politikalar izlendiği için bugün hedef ülke haline geldik.
Ne diyordu Atatürk?
1-Arap dünyasının işlerine karışmayacaksınız.
Öyle bir noktaya geldik ki, artık Araplar bizim işlerimize karışıyor, ambargo koyuyor, ayar vermeye kalkıyorlar.
2-Emperyalist ülkelerin ardına takılmayacaksınız.
ABD, kadim dost, AB nihai hedef ilan edildi.
3-Rusları tahrikten kaçınacaksınız.
Bu sözde dost ve nihai hedef olan devletlerin etkisiyle Libya'da, Suriye'de Rusya'yı karşımıza aldık.
Ermenistan konusunda Rusya ile ülkemizi karşı karşıya getirmek istediler. Rusya oyuna girmedi.
Şimdi Ukrayna üzerinden 'Kırım' kartı ile aynı oyun oynanıyor ve ülkemizi idare edenler ısrarla Rusya'yı, karşımıza almak için açıklamalar yapıyorlar.
Dikkat edin! Bizimkiler ne zaman Ukrayna konusunda bir açıklama yapsalar, Suriye'den şehit haberi geliyor.
Diğer taraftan emperyalistlerin çizdiği yörüngede ekonomi, siyasi istikrarsızlıklar, işsizlik, hayat pahalılığı, yolsuzluklar ve mülteci istilası gibi sorunlarla boğuşuyoruz. Kur ve faiz batağına soktular devlet ve milleti.
Demek ki, dış politikada büyük bir duruş sendromu, dost-düşman ayırt edememe durumu var.
Ne yapılması lazım?
Bu sorunun cevabını Merhum Prof. Dr. Haydar Baş 10 yıl önce şöyle vermişti;
"Yapılması gereken nedir? Türkiye'nin artık bundan sonra başını öne eğip ciddi bir muhasebe yapmasıdır.
Nedir bu muhasebe? Biz, Ortadoğu'da kabul etsek de etmesek de Müslüman olarak bilinen ve Müslüman kişilerin oluşturduğu devletlerin, ne olursa olsun sevgisini takvimini kazanan bir millet ve devletiz.
Binaenaleyh bizim politikalarımız evvela bunların menfaatine olması, Türkiye'nin menfaatine olması, bunların aleyhinde ve Türkiye'nin aleyhinde olmaması lazım, esasına göre bina edilecektir…
Soruyorum şimdi Suriye'nin, bizim topraklarımızın üzerinde hesabı var mı? Yok. İran'ın hesabı var mı? Yok. Körfez ülkelerinin, İslam ülkelerinin bir tanesinin bizim coğrafya üzerinde bir hesabı var mı? Yok…
Deniliyor ki, 'Bizim hukukumuz, onlarla (ABD-AB ile) iyi olması lazım'. Ne yaptı ki iyi olacak?
Türkiye'nin hukukunun bir milletle iyi olması için, o milletin (devletin) Türkiye coğrafyası üzerinde hesabı olmaması gerekir.
Bu coğrafyada gözü olmayacak ülke olacak. Bunlar kimlerdir? Hindistan, Tayland, Tayvan, Kore, vesairedir... Niye bunları sayıyorum. Bu adamların bizim ülkemiz üzerinde şu ana kadar hesabı olduklarını duymadım. Siz duydunuz mu?
Peki, Avrupa'yı duydunuz mu? Evet, duydunuz... Hem toplu halde, hem de teker teker hesapları var...
Beni iyi sömürsünler; hem milleti, hem vatanı bölsünler diye bu adamların kurduğu topluluğa gireceğim!
Vallahi buna müsaade etmem... Sonra Avrupa kim oluyor? Nedir bunlar? Benim anlamadığım nokta bu... Hangi yönleri bizim üstümüzde."
Ben yalnızca Allah'tan (c.c.) korkan bir lider ve tam bağımsız Türkiye hasreti çekiyorum. Ya siz?
- Diaspora Kürtleri ve Devlet Bahçeli / 24.05.2025
- Bugün sevgiden, aşktan bahsedelim mi? / 23.05.2025
- Erdoğan dünyanın derdi ile meşgul / 22.05.2025
- ‘Türkiye yüz yılı’ dediler, yüz yılın kumpasına ortak oldular / 21.05.2025
- Sevr’i bitirdiğimiz 19 Mayıs ruhu ile BOP’u da bitirebiliriz / 19.05.2025
- Ahtapot / 18.05.2025
- Anadolu’da hayvan yetişmiyor mu? / 17.05.2025
- Birileri unutsa bile tarih unutmaz / 16.05.2025
- Hüseyin Baş’a 8 yıl istemişler / 15.05.2025