logo
28 AĞUSTOS 2025


Hüseyin Baş’ın şahitleri Saray’da

31.08.2024 00:00:00

BTP lideri Hüseyin Baş, yaptığı açıklamalar, verdiği örnekler ve de vurgularla, devlet ve milletimizin getirildiği noktayı ortaya koyarak bir taraftan milletimizi seçtikleriyle yüzleştirirken diğer taraftan da iktidar ve muhalefet arasındaki 'kayıkçı kavgasını' deşifre ediyor.

Örneğin Sayın Baş, 'Ekonomi son üç yıldır değil hep bozuktu' diyerek ülkemizdeki yalan ve talanı deşifre eden açıklamalarda bulundu, çıkış yolunu da gösterdi.

Sayın Baş şöyle diyordu:

"Türkiye'de 20 yıldır iyiydi de işler, son 3 yılda bozuldu gibi bir algı dönüyor dolaşıyor. Halbuki işin gerçeğine baktığın zaman, Türkiye'de işler son 3 yılda bozulmadı. Türkiye'de işler hep kötüydü. 

Ne yapıldı? Türkiye'nin ne kadar varlığı var, Türkiye'nin ne kadar fabrikası var, Türkiye'nin ne kadar madeni var, Türkiye'nin ne kadar zenginliği var, yabancıya peşkeş çekildi, yandaşa peşkeş çekildi. 

Böyle olunca biz oradan edindiğimiz paralarla 20 seneyi götürdük ama 20 senenin sonunda para bitti, kasa tam takır kuru bakır. Sonra ne oldu? Biz artık onun faturasını ödemeye başladık. Son 3 yıldır yaşadığımız bu."

Ülke ekonomimizin batık olduğu, insanımızın bilinçli olarak fakirleştirildiği, ülke zenginliklerimizin talan edildiği, matematikle, resmi belgelerle sabittir. 

Maalesef insanımız matematiğe ve resmi belgelere inanmıyor. Ben de bu mealde Sayın Baş'ın iddialarına şu an hepsi Saray'da olanlardan şahitler sunacağım.

İlk şahit Sayın Erdoğan 

Daha iktidar olmamıştı. Ecevit-Bahçeli hükümetine, demediğini bırakmıyor ve 'Beceremiyorsanız bırakın' çağrısı ile iktidara şöyle sesleniyordu:

"Bak şu anda millete gidebiliyorlar mı? Yüzleri var mı? 

Esnafın arasına çıkabiliyorlar mı? 

Halkın arasına, tarım köylüsünün arasına gelebiliyorlar mı? 

Pamuk tarlasına girebiliyorlar mı? 

Pancarda varlar mı? 

Öyleyse tek çözüm kalıyor: Seçim seçim seçim...

Hadi gidelim erken seçime, devlet de rahatlasın, milletimiz de."

Şimdi aynı Erdoğan ne halkın arasına çıkabiliyor, ne de esnafın! Ne pamuk tarlasına gidebiliyor ne de pancar tarlasına. 

Ziyaret edeceği yerler, camiler, konferans salonları birkaç gün öncesinde güvenlik ekiplerince gözetim ve denetim altına alınıyor. Ziyaret günü havadan, karadan, denizden önlemler alınıyor ve ziyarete teknolojik donanımlara sahip yüzlerce araç ve binlerce koruma ile gidebiliyor.

Sebep millettir

Sayın Erdoğan'ın halkın içine çıkamamasının sebebi milletimizin kendisidir. 

Çünkü Sayın Erdoğan tam 13 yıl önce 'Eğer 8 yıl öncesi asgari ücretle aldığın yumurtadan, aldığın sütten, aldığın peynirden, aldığın ekmekten bugün daha az alıyorsan bize oy verme' diyordu.

Yumurta, süt, ekmek, peynir alamayan vatandaşlarımızın oylarıyla koltukta kalmaya devam etti.

İkinci şahit

AKP'nin önde gelen isimlerinden, 17-25 Aralık sürecinin en çok konuşulanlarından, hakkındaki iddialara, 'Ben ne yaptımsa R. T. Erdoğan'ın emriyle yaptım' diyen ve AKP eski vekili ve eski Çevre Bakanı Erdoğan Bayraktar.

Sayın Bayraktar 22 yılın sonunda gündeme dair şu mesajı yayınladı: "Bir ülkenin, köy nüfusunu yüzde 30-35 civarında tutmazsanız, şehirde ne varsa 'KÖYE' getirmezseniz, hele hele fiilen köy olan yerleşim birimlerine mahalle ismini koyarsanız, 'NAH' kalkınmaya devam edebilirsiniz."

Üçüncü şahit Devlet Bahçeli'dir

(RTE) 'Sıcak para ve ithalata dayalı geçici ekonomik iyileşmeyi, bir mucize gibi sunma kurnazlığına her fırsatta başvurmuş ve böylelikle günü kurtarmanın kolaycılığına teslim olmuştur…

AKP 17-25 Aralık'la yüzleşmeli, havuzcular, telaşla para eritenler, villacılar, altın kaçakçıları, imar vurguncuları, vakıflar üzerinden soygun tezgahı kuranlar, ihalelere fesat karıştıranlar adaletin huzurunda yaptıklarının bedelini ödemelidir. 

Operasyonun üstü örtülmeye çalışılıyor… Ucu nereye dayanırsa dayansın oraya gider... Bilal'in içinde olacağı sıfırlanan paraların hesabını sormayacak mıyız? Bu sürecin bir tarafında Bilal var. Versin Bilal'i, alsın iktidarı' diyordu.

Aynı Bahçeli muhtelif konuşmalarında!

"Türkiye hain bir kuşatma altındadır. Milletimiz kutuplaştırılmaktadır. Önümüz kapatılmaktadır. Sorumlusu AKP'dir. Çıbanın başı, kaçak saraydadır. Bu şahsiyetin idrak ve kişisel ufku kapanmıştır…

Recep Tayyip Erdoğan artık ülkede sorumluluk taşıyacak bir durumda değildir. Recep Tayyip Erdoğan tükenmiştir…

Erdoğan'ın haram ve hezimet sultası nereye kadar sürecektir? 

AKP'nin soysuz politikaları yüzünden milli güvenlik duvarlarımız yıkılmıştır, milli his ve hassasiyetlerimiz aşındırılmıştır. Milli kimlik ve geleceğimiz rehin alınmıştır…

Çocuğunu okuturken saçlarına ak düşmüş kardeşim, akşam eve gelirken market ve pazarı yalnızca uzaktan seyreden değerli vatandaşım, bu haksız ve ahlaksız yönetimi daha ne kadar görmezden geleceksiniz?"

O Bahçeli şimdi Saray'da!

At üstünde duramayan

"Paçalarından yolsuzluk akıyor… Hesap sormazsam namerdim… At üstünde durmayı nasıl beceremediyse, ülke yönetmeyi de aynı şekilde beceremedi…

Bu ülkenin herkese çatan ve kaos yaratan bir Başbakanı var ki, akşam evine gittiğinde karısına ve çocuklarına boynu bükük kalan esnafın, çiftçinin yerine kendini koymuyor. 

Kendisi evindekilerin yüzüne nasıl bakıyor. AKP iktidarından önce işsizlik yüzde 6'ydı bugün 11.3'e çıktı…"

Bunun gibi nice sözlerin sahibi Süleyman Soylu'dur ve o, şimdi Saray'ın himmetiyle yaşıyor.

Sivil anayasayı tartışıyor olacağız

"2023'te bu beyler iktidar olursa sivil anayasayı tartışıyor olacağız.

2023'te bu sahtekarlar iktidar olursa, BOP projesi sayesinde bölge ülkelerinin sayısının iki katına çıktığını göreceğiz.

2023'te kredi kartı borcu dolayısıyla evine icra gelmeyen hiçbir evin kalmadığını duyacağız.

2023'te, boşanma oranlarının evlenme oranlarının önüne geçtiğini duyacağız."

13 yıl önce söylenen bu sözler gerçekleşti mi? Gerçekleşti. Peki, bu öngörülerin sahibi kimdi? Numan Kurtulmuş. Şimdi nerede? Saray'ın hizmetinde…

Bir şahit daha

"Enflasyonun sebebini, üreticide arıyor.

Mesela; pahalılığın sebebini, çiftçide arıyor.

Mesela; marketteki, pazardaki yangının sebebini, esnafta arıyor.

Gerçekler gün gibi ortada Sayın Erdoğan!

Sen ne kadar kendini kandırsan da;

Hazine ve Maliye Bakanlığı'nı, üreticilerimiz yönetmiyor.

Merkez Bankası'nı, çiftçilerimiz yönetmiyor.

Devletin Hazine'sini, esnafımız yönetmiyor.

Bunların hepsini sen yönetiyorsun, sen!"

Bu sözlerin sahibi olan Meral Akşener de, Saray'a sığındı.

Yani battığımızı görenler Saray'a sığınıyor. Demek ki bu millete 'Baş' lazım. 

 
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Akın Aydın / diğer yazıları
İsrail, Zeytun Mahallesi'nde 1500'den fazla evi yıktı
Bir de buna gönüllü göç diyorlar!
ABD'nin 'nükleer denizaltı' kararına Maduro'dan tepki
Tlatelolco Antlaşması'nı hatırlattı
Adalet Bakanı Tunç'tan Özgür Özel'e iki seçenek
"Aksi takdirde yok olup gidecek'
İsrail, Şam'daki Mani Dağı'na saldırı gerçekleştirdi
Ölen Suriyeli askerler var
Witkoff, İsrail'in soykırıma devam etmesi için gerekçe sunuyor
Hamas'tan ABD'li temsilciye tepki
Cevdet Yılmaz gündemi değerlendirdi
"Netanyahu'nun sözleri talihsiz"
Fenerbahçe hem oyun olarak hem de sonuç olarak üzdü
Fenerbahçe’nin, Şampiyonlar Ligi hayalleri Lizbon’da sona erdi
CHP lideri Özel, Beyoğlu mitinginde konuştu
"AK Parti bir kara düzen kurmuştur"
ABD içten içe kaynıyor
Minnesota eyaletinde ilkokula silahlı saldırı: En az 3 ölü, 20 yaralı
İmamoğlu'nun avukatı serbest bırakıldı
Nusret Yılmaz: 'Bu yaşıma kadar hiçbir haksız kazanç içerisinde olmadım'
Trump destekçisi kadın, Kuran’ı Kerim’i yaktı
Cumhuriyetçi Valentina Gomez: 'Teksas'ta İslam'ı bitireceğim'
Güney Kore'de akıllı telefonları yasaklıyor
Türkiye'de gündemde değil
Topçular-Eskihisar hattında intihar girişimi
Kadın yolcu feribottan kendini denize böyle attı
Mozaik taşların çalındığı iddia edildi
Süleymaniye Camii'nde hırsızlık
Gazze'de açlık öldürüyor
10 kişi daha açlıktan öldü
İsrail, Zeytun Mahallesi'nde 1500'den fazla evi yıktı
Bir de buna gönüllü göç diyorlar!
ABD'nin 'nükleer denizaltı' kararına Maduro'dan tepki
Tlatelolco Antlaşması'nı hatırlattı
Adalet Bakanı Tunç'tan Özgür Özel'e iki seçenek
"Aksi takdirde yok olup gidecek'
İsrail, Şam'daki Mani Dağı'na saldırı gerçekleştirdi
Ölen Suriyeli askerler var
Witkoff, İsrail'in soykırıma devam etmesi için gerekçe sunuyor
Hamas'tan ABD'li temsilciye tepki
Cevdet Yılmaz gündemi değerlendirdi
"Netanyahu'nun sözleri talihsiz"
Fenerbahçe hem oyun olarak hem de sonuç olarak üzdü
Fenerbahçe’nin, Şampiyonlar Ligi hayalleri Lizbon’da sona erdi
CHP lideri Özel, Beyoğlu mitinginde konuştu
"AK Parti bir kara düzen kurmuştur"
ABD içten içe kaynıyor
Minnesota eyaletinde ilkokula silahlı saldırı: En az 3 ölü, 20 yaralı
İmamoğlu'nun avukatı serbest bırakıldı
Nusret Yılmaz: 'Bu yaşıma kadar hiçbir haksız kazanç içerisinde olmadım'
Trump destekçisi kadın, Kuran’ı Kerim’i yaktı
Cumhuriyetçi Valentina Gomez: 'Teksas'ta İslam'ı bitireceğim'
Güney Kore'de akıllı telefonları yasaklıyor
Türkiye'de gündemde değil
Topçular-Eskihisar hattında intihar girişimi
Kadın yolcu feribottan kendini denize böyle attı
Mozaik taşların çalındığı iddia edildi
Süleymaniye Camii'nde hırsızlık
Gazze'de açlık öldürüyor
10 kişi daha açlıktan öldü
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.