Şu sokaklara, şu ekranlara, şu sarf edilen sözlere bir bakın Allah aşkına! İyi bakarsanız en büyük hırsızlığı görürsünüz.
Gördünüz mü? Milli ve manevi değerlerimizi çaldılar. Çalmakla da kalmayıp şimdi çok ucuza bize satıyorlar.
Siyasetçiler, bu hızlılıklar ile milleti parsellediler. Öyle bir hale geldik ki, insanımız yalan söyleyen kendi mahallesinden ise hiç sorun yok. Ama karşı mahalleden olursa…
Yolsuzluk, hırsızlık yapan kendi mahallesinden ise hiç sorun yok. Ama karşı mahalleden olursa…
Kamu, belediye kaynaklarını şahsi ve parti menfaatleri için kullananlar, israf edenler kendi mahallesinden ise hiç sorun yok. Ama karşı mahalleden olursa…
En çok bayrak-afiş asan mı seçimi kazanacak?
O zaman nedir bu işgal, nedir bu israf? İşte BTP Lideri Hüseyin Baş'ta İstanbul özelinde tüm Türkiye için bu israfı sorguladı ve dedi ki; 'Bu afişlerin, bayrakların, reklamların bedelini kendi cebinizden karşılıyorsanız israftır. Yok, eğer İBB'nin (belediyenin) bütçesinden karşılıyorsanız haramdır."
Hz. Ebu Zer
Sayın Baş'ın bu duruşu bana, hayranı olduğu sahabelerden Hz. Ebu Zer'i hatırlattı. Hz. Ebu Zer, ilk iman edenlerden Peygamberimizin, Ehl-i Beyt'inin aşığı bir sahabeydi. Öyle ki inancı uğruna hiç kimseden korkmaz, çekinmezdi.
Mekkeli güç ve iktidar sahibi müşriklerin, müminlere nefes aldırmadığı İslam'ın o ilk günlerinde defalarca Kabe'ye gidip, müşrikleri putlara değil tek olan Allah'a imana çağırmış ve her seferinde müşrikler tarafından linç edilmeye çalışılmış ama o asla vazgeçmemişti.
Sadece müşrikler değil münafıklara karşı da aynı cesaret ile karşılarında dururdu. Hayatı boyunca Gadir Hum'u anlatmış, Sakife'deki seçime karşı durmuştu.
Muaviye bu büyük insanı, iktidarı için tehdit olarak görüyor ve devamlı kontrol altında tutup baskı yapıyordu.
En son Muaviye, kendi güç ve kudretini göstermek ve susturmak için Ebu Zer'i, Şam'a getirtmiş, 'Bizans bile bizi kıskanıyor' deyip demediğini bilmiyorum ama o şaşalı sarayını göstererek gövde gösteresi yapmaya kalkışmıştı.
Muaviye taltif ve saygı beklerden Ebu Zer, İslam'ın ölçüsünü yüzüne çarpmıştı.
"Ey Muaviye! Ey Muaviye, bu Sarayı kendi paranla yaptıysan israftır. Halkın parasıyla yaptıysan haramdır!"
Şoka uğraya Muaviye, 90 yaşını geçmiş o büyük insanı çıplak bir eşeğe bindirip, Rebeze çölüne sürmüş ve orada son nefesini vermişti. Allah, O'ndan razı olsun. Onunla kavuşmayı nasip eylesin.
İsrafa bakın
BTP Lideri Baş'ın bu bayrak asam yarışı için verdiği rakamlar israfın büyüklüğünü, israf değilse haramın ağırlığını gösteriyordu.
İstanbul'un ana güzergâhlarındaki bir üst geçit veya köprüye bir haftalık reklam ücreti 250 bin TL. Bir ayda 1 milyon TL ve İstanbul'da 700 tane böyle yerler var.
7 binden fazla billboardlar (reklam panoları) var ve fiyatları dudak uçuklatıyor.
Bu alanlara kim reklamını koyuyor? CHP ve AKP'nin adayları.
Sayın İmamoğlu, yüzlerce milyon lira israf ederek astırdığı bu bayraklarda, 'israfı bitirdik, hizmeti getirdik' sloganını kullanıyor.
Bir tane CHP'li de çıkıp demiyor ki, 'bizim, AKP'den ne farkımız kaldı?'.
Daha ilginci AKP'nin kurmayları da bu israfı, belediye bütçesinden ise haramı, kul hakkını hiç dile getirmiyorlar.
Neden mi?
Boşuna mı 'aynı gemideyiz' diyorlar! Onlar, emin olun aynı gemide. O, gemiyi kul hakkı ile yalan ile israf ile talan ile yürütüyorlar. Sonra sana, bana iman, milliyetçilik, Atatürkçülük pozu hatta dersi vermeye kalkıyorlar. Kavgalarının sebebi ise halk değil ranttır.
Artık susma. Milli ve manevi değerlerimizi bizden çalıp, pazarlarda satanlara dur, de. De ki tam bağımsızlığımızın önü açılsın.
Bu düzene bu seçimde tekme atıyoruz
"Belediye seçimlerinde zannediyoruz ki bize hizmet etsinler diye birilerini seçeceğiz. Yanlış! Şehrinizin rantını partilileri arasında paylaşsın diye sizin önünüze komiserler koyuyorlar ve sizden bekledikleri oyları alıp şehrinizin rantını pay edecekler.
Türkiye yıllardan beri bu sistemde sömürülüyor. Bizim hakkımız olan parayı başkaları, aralarında pay ettiği için emeklim bugün 10 bin liraya talim ediyor. O, 10 bin lira Avrupa'da çocuklara harçlık diye veriyorlar.
Biz, 45 yaşında emekli olmuş dedelerin torunlarıyız, 55 yaşında emekli olmuş babaların çocuklarıyız.
Biz ise 65 yaşında emekli olmayı bekliyoruz ve muhtemelen çocuklarımız 75 hatta 85 yaşında emekli edilip belki de hiç para alamayacaklar.
Eğer bu kurdukları siyasi düzeneğe bir tekme atmazsanız, her geçen gün daha da açlığa, daha da yoksulluğa mahkum olacağız. Bu düzene bu seçimde tekme atıyoruz, var mısınız?" BTP Lideri Hüseyin Baş
Akın bey, ANAP ve AKP iktidarları Moğol ve Yunan istilasından bu yana Türk milletinin başına gelmiş en büyük felaketler ama millet Bağımsız Türkiye Partisini görmezden gelerek hâlâ hırsızlara yüksek oranda oy veriyor ve sözde milliyetçi aman gitme daha milletin senden çekeceği zulüm yetmedi diyorsa bunda bu iktidarların arkasındaki Haçlı ve siyonistlerden çok oy verenlerin suçu yok mu? AKP'nin millete yapmadığı daha ne kötülük kaldı ki aman gitmesin. Birileri ya hain ya akıl sağlığı sağlığı ileri derecede bozuk. İyi ki BTP var.
- Hüseyin Baş’a 8 yıl istemişler / 15.05.2025
- Barışa değil bölünmeye gidiyoruz / 13.05.2025
- Suikasttan itibar çıkarmak / 12.05.2025
- Her şartta alkışlayanlar ve her şartta karşı olanlar / 11.05.2025
- PKK silah bırakacakmış… Nasılda kandırılıyoruz? / 10.05.2025
- Altına aldanma / 09.05.2025
- AKP iktidarı da kaybettiğinin farkında / 08.05.2025
- İç cephe ve terörsüz Türkiye aldatmacası / 06.05.2025
- Gazze unutuldu, BOP içinde kim, kiminle dost? / 05.05.2025