Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın 'Hz. Fâtıma' eserinde, Hz. Fâtıma'nın defnedilmesi hakkında şu bilgilere yer veriliyor:
"Resûlullah'ın (s.a.v.) rıhletinden on gün gibi kısa bir süre içinde yaşananlar, Ehl-i Beyt'in sahabe nazarında hiçbir değerinin kalmadığını göstermekte idi. İçlerinde bu konudaki hassasiyetini muhafaza eden bazı özel sahabeler olsa da, çoğunluk, bu konudaki sünneti ve ayetleri hemen unutmuştu.
Hz. Fâtıma (a.s.) yaptığı tüm konuşmalarında bu noktaya değinmiş, kendilerine âdeta sırtını dönen halka kızgınlığını ve dargınlığını dile getirmişti. Bu O'nu çok üzüyor, hastalığının daha da artmasına neden oluyordu. Özellikle Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer'in kendisine karşı takındıkları tutumu hayatı boyunca affetmedi. Ve gizlice defnedilmesini vasiyet etti. Kimsenin mezarının yerini bilmesini istemeyen Hz. Fâtıma'nın bu isteği de yerine getirildi. Defin işlemi gece ve gizlice gerçekleştirildi. "… Kabrin yanına yetişince cenazeyi yere bıraktılar. Hz. Ali (a.s.)'ın kendisi, eşinin nâzenin bedenini kaldırdı ve kabre koydu ve tez elden kabrin üzerine toprak döktüler." (Bihârü'l-Envâr, c. 43).
Sünni Belazurî, senetle zikir ederek şöyle der: "Ali (a.s.) Fâtıma'yı (a.s.) geceleyin defnetti." Ardından devamla şöyle der: Fâtıma (a.s.) temiz bir örtünün üzerinde taşınmasını vasiyet etti. Bunun üzerine Esma bint-i Ümeys O'na dedi ki: "Sana Habeşlilerden gördüğüm onların yaptığı hurma dalından çadır gibi bir örgü yapayım mı?" Zehra (a.s.) bundan dolayı tebessüm etti. Hz. Zehra'nın, Resûlullah'ın (s.a.v.) vefatından sonra bu ânı hariç tebessüm ettiği görülmemişti. O'nu Ali ve Esma yıkadı. Bunu Zehra (a.s.) vasiyet etmişti. Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer vefatını bilmediler." (Ensabü'l-Eşraf, c. 1, s. 405).
Sünni eserlerden Buhari ve Müslim'in Sahih'lerinde gece defnedilmesinin sebebi olarak şunlar yazmaktadır: "Hz. Fâtıma (a.s.) Hz. Ebu Bekir'i gazaplı hâliyle terk etti; öfkeli kaldı ve ömrünün sonuna kadar onunla konuşmadı. Vefat edince Hz. Ali (a.s.) Fâtıma (a.s.)'ın cenaze namazını kıldırdı ve geceleyin defnetti. Hz. Ebu Bekir'i haberdar etmediler ve onun cenaze namazına katılmasına izin vermediler." Bihârü'l-Envâr'dan: Hz. Ali'ye (a.s.) şöyle vasiyet etmiştir: "Beni geceleyin kefenle ve gizli olarak toprağa ver. Kaburga kemiklerimi kıran, çocuğumun düşmesine sebep olan ve malıma el koyan kimselerin cenazemin başında durmalarını istemem, kabrim de bilinmesin." (Bihârü'l-Envâr, c. 43, s. 199).
Hz. Ali (a.s.) Fâtıma'nın (a.s.) vasiyeti üzerine, kimseye haber etmeksizin O'na geceleyin gizlice gusül verip kefenledi ve sadece Selman, Ebuzer, Mikdad gibi birkaç özel sahabenin iştirakiyle gizlice defnetti. Kabrinin tanınmaması için de defnedildiği yeri yerle bir etti ve ayrıca kırk tane sembolik kabir yaptı." (Delâilü'l-İmamet, Menakıb-i İbn-i Şehrâşub, c. 3, s. 36).
Sünni Buhari, Sahih'inde şöyle diyor: "Ali (a.s.), Fâtıma'nın (a.s.) vasiyetini yerine getirdi ve O'nu geceleyin defnetti. Ne kadar aradılarsa da yerini bulamadılar." Naklolan rivayete göre, kefeninin kenarında şunlar yazılı idi: "Eşhedu en lailahe illallah ve enne Muhammed-en Resûlullah." "Fâtıma (a.s.) Allah'tan başka ilahın olmadığına ve Hz. Muhammed'in O'nun elçisi olduğuna şehadet ediyor." (Beytü'l-Ahzan, Abbas-i Kummî)."
(devam edecek…)
- Büyük Ortadoğu Projesi’nin Türkiye ayağı / 24.10.2024
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020