Âlemlere rahmet Hz. Peygamber'in (s.a.v.) kızı, velayet yolunun şahı İmam Ali (a.s.) efendimizin eşi, cennet gençlerinin efendileri olan Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'in ve kıyamete kadar İslam'ın müşahhas örnekleri Ehl-i Beyt İmamlarının anneleri Hz. Fatıma'nın (a.s.) faziletlerini ne kadar anlatsak azdır.
Prof. Dr. Haydar Baş, Ehl-i Beyt Külliyatı'nı ve Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt tezini yazmamış olsa, onlarca Ehl-i Beyt sempozyumu ve binlerce Ehl-i Beyt paneli gerçekleştirmemiş olsa emin olun ki, Ehl-i Beyt'i ve Hz. Fatıma annemizi bu kadar tanıyamayacaktık.
Ve yine O'nun eserlerinden istifade ederek elimizden geldiği kadar Ehl-i Beyt'i ve Hz. Fatıma annemizin faziletlerini anlatmaya devam edeceğiz.
Elbette ki şefaatlerine mazhar olmak için.
Hz. Fatıma (a.s.) önce komşu, önce insan diyen tüm insanları merhametiyle, muhabbetiyle kuşatan ve kucaklayan bir annemizdi.
İmam Hasan (a.s.) şöyle buyuruyor:
Annem Zehra'nın (a.s.), Cuma akşamı sabaha kadar âlemlerin Rabbine ibadet ettiğini gördüm; sabah şafak sökünceye kadar daima rükû ve secde halindeydi. Mü'minlerin tek tek isimlerini zikredip onlara dua ediyordu, fakat kendisi için hiç dua etmedi.
Bu durumu görünce; "Anneciğim, neden kendin için dua etmiyorsun?" diye sordum.
Annem cevaben buyurdular: "Önce komşu, sonra ev (insanın kendisi)."
Hatta Hz. Fatıma, bu merhamet ve sevgisine komşularından karşılık bulamamasına rağmen böyleydi.
İmam Sadık (a.s.) şöyle buyurdu: "Çok ağlayanlar beş kişidir: Hz. Âdem, Hz. Yakub, Hz. Yusuf, Hz. Fatıma ve İmam Zeyn'el Abidin. Hz. Rasulullah'ın (s.a.v.) rıhletinden sonra Hz. Fatıma'nın ölünceye kadar bir daha güldüğü görülmemiştir. Hatta öyle ağlamıştır ki, Medine halkı O'nun ağlamasından rahatsız olarak, "Çok ağlamanla bizi rahatsız ediyorsun' demeye başladılar. Hz. Fatıma, onların bu sözlerinden dolayı Uhud şehitlerinin mezarlarına doğru gidip orada ağlayarak evine dönüyordu."
Hz. Peygamber'in vefatından dolayı sahip olduğu acıyı bizzat Cebrail Aleyhisselam dindirmeye çalıştı. Haraic kitabında İmam Sadık'ın (a.s.) şöyle buyurduğu yer alır:
"Fatıma (a.s.) Rasulullah'tan sonra yetmiş beş gün yaşadı. Değerli Babalarının ayrılığından dolayı çok şiddetli bir hüzne bürünmüştü. Cebrail (a.s.) yanına gelip O'nu teselli ederdi. Babalarının cennetteki yeri ile ilgili ve Kendisinden sonra zürriyetinde vukû bulacaklar hakkında O'na haber verirdi. Ali (a.s.) da onları yazardı."
Hz. Fatıma'ya verilen isimler de O'nun ne kadar faziletli ve seçilmiş olduğunu göstermektedir. Hz. Fatıma'nın isimleri; Fatıma, Zehra, Betül, Fatmat'ül-Kübra, Sıddıka, Mübareke, Tahire, Merziye, Raziye, Muhaddese, Ümmü Ebiha, Ümmü'l-Eimme'dir.
"Fatıma" isminin konulmasının hikmetini Hz. Peygamber anlatmaktadır.
Hz. Peygamber, "Ey Fatıma! Seni neden Fatıma diye adlandırdım biliyor musun?" diye sorduğunda, "Ya Rasulullah! Neden böyle adlandırdınız?" dedim. Buyurdu ki: "Allahu Teala kıyamet günü Seni ve neslini cehennemden uzaklaştıracaktır.
"Fatıma" kelimesi "kesilmiş, ayrılmış" anlamına gelmektedir ve Allah'ın (c.c.) Hz. Fatıma'yı ve neslini ateşten kestiğini, ayırdığını ifade etmektedir.
"Zehra" ismi, Hz. Fatıma'nın yüzünün parlaklığı nedeniyle verilmiştir. Parlak yüzlü kadın manasındadır. Hz. Aişe'den rivayetle:
"Ben karanlık gecede Hz. Fatıma'nın yüzünün aydınlığı ile iğneye ipliğini geçirirdim."
"Betül", kelime anlamı olarak "erkeğe ihtiyacı olmayan" demektir. Bu lakap, Hz. Meryem'e de verilmiştir.
İbn-i Esir En-Nihaye adlı eserde Betül ismi ile ilgili şunları yazıyor:
"Fatıma, 'Betül' (ayrılan, kesilen) diye adlandırılmıştır. Çünkü O, kendi zamanının kadınlarından fazilet, din ve soyluluk bakımından ayrılmış (ve seçkinlik kazanmış)tır.
Ubeydetü'l-Harevi "Garibeyn" adlı kitabında şöyle yazıyor:
"Fatıma'nın, Betül diye isimlendirilmesi, eşsiz olduğu içindir."
"Sıddıka", kelime manası olarak "çok tasdik eden" demektir. Hz. Rasulullah'ın sözlerini en çok tasdik eden ve hayatına geçirerek uygulayan manasınadır.
"Ümmü Ebiha", Babasının anası manasınadır. Bu isim bizat Rasulullah (s.a.v.) tarafından konulmuştur.
Hz. Peygamber, Hz. Hatice'nin vefatından sonra 3 yıl evlenmemiş, bu süre zarfında Hz. Fatıma, babasının tüm ihtiyaçları ile ilgilenmiştir. O'nun hizmetinden ve ilgisinden çok memnun olan Babası, sevgisinin bir göstergesi olarak Kendisine bu ismi takmıştır.
"Ümmü'l-Eimme", İmamların annesi manasındadır. Cennet gençlerinin efendileri Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin O'nun iki oğludur. Ve Oniki İmam O'nun soyundan gelmiştir.
"Raziye" ve "Merziyye" isimleri ise Cenab-ı Hakk'ın kendisi için takdir ettiği her şeye O'nun rızası için tahammül ettiği için verilmiştir. Kendisinin Allah'ın rızasını kazandığı ile ilgili ayetler vardır: İnsan suresi 8 ve Maide suresi 119.
"Muhaddese" ismi, Kendisiyle melekler konuştuğu için kullanılmıştır.
Cebrail kendisine görünür ve O'nunla konuşurdu.
Allah şefaatlerinden mahrum etmesin.
Daha detaylı bilgi için mutlaka Prof. Dr. Haydar Baş'ın Hz. Fatıma eserini okumalısınız.
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- ‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’ / 12.03.2024
- Rahmet ve bereket ayına ulaştık / 09.03.2024
- Emekliler yılında emekli can çekişiyor / 08.03.2024
- Anketlere aldanmayın! / 06.03.2024
- Türk milleti ‘değişim’ istiyor / 05.03.2024
- 13 bin dolar kişi başı milli gelir nerede? / 02.03.2024