Birinci Baltalimanı anlaşması bir imparatorluğu çökertti. Batılılar şimdi ise yeni yöntemle Türkiye'ye ikinci Baltalimanı faciasını yaşatmak istiyorlar.
Osmanlı İmparatorluğu 16 Ağustos 1838 tarihinde İngiltere'yle Baltalimanı anlaşması olarak da bilinen Serbest Ticaret Anlaşması imzalamıştı. Bu anlaşma halka "batılılaşma", "liberalleşme" ve "gelişme" olarak anlatılmıştı.
Bu anlaşma sonrasında ne mi olmuş?
* Osmanlı toprakları İngiltere öncülüğünde Avrupa'nın açık pazarı haline geldi.
* Türk tacirlere yüzde 12 vergi yüklenirken; yabancı tüccarlardan yüzde 5 vergi alınıyordu.
* Yabancı tüccarlar kazandıkları vergisel imtiyaz ve serbest ticaretle Osmanlı iç pazarını çökertmiş, yerli tüccar rekabet edemez duruma gelmişti.
* Türk pamuğu ve yün üretimi İngiliz ürünleri karşısında bitmişti.
* Yerli üretim çöktü. En çok ihraç edilen yünlü dokuma üretimi ve ipekli dokuma sanayi tezgâhları bir bir kapandı.
* İngilizler bir yandan Osmanlı'nın iç pazarında hâkimiyeti ele geçirirken diğer yandan da Osmanlı'dan tarım ürünleri alımını düşürdü.
* Aynı şekilde deri sanayi rekabet edemez duruma geldi.
* Maden sektöründe de maden ocakları bir bir kapanmaya başladı.
* Zamanla tarımdan sanayiye tüm sektörlerde dışa bağımlı hale gelindi.
* Ne hazindir ki; madencilik, ipek, yün, pamuk, deri işleme ve tarım üretim endüstrisi çökerken bu hammaddeler yok fiyatına yabancılara satıldı. Sonra da bu hammaddelerden üretilen ürünler pahalı olarak ithal edildi.
* Kapitülasyonlarla ayrıcalıklı olan azınlıklar bu anlaşma ile daha da ayrıcalık kazanmış oldular. Halk yoksullaştı. Yabancılar imtiyazlı durumuna geldi.
* Hukuk alanında durum daha da vahimdi. Mahkemelerin yapısı bozuldu. Hukuk ve adalet mahkemeye ve kişiye göre değişkenlik gösterir hale gelmişti. Hukuk güvenliği ortadan kalkmış; insanlar mahkemelere olan güvenini kaybetmişti.
Batının manevi bir fetih hareketi
Adım adım ilerleyen ekonomik çöküş neticesinde Osmanlı İmparatorluğu İngiltere'nin de arabuluculuğuyla 24 Ağustos 1854'te Palmer ve Goldschmidt'ten 3 milyon £ dış borç almıştır. Zaman içinde alınan borçlar artmış ve Osmanlı iflas durumunu gelmiştir. Neticede alacaklılar Düyun-u Umumiye idaresi ile Osmanlı'nın gelir kaynaklarına el koymuşlardır. Başka bir deyişle Osmanlı İmparatorluğu haciz işlemine maruz kalmıştır.
Fransız tarihçi Engelhardt, "Tanzimat, Avrupa'nın Osmanlı İmparatorluğu üzerinde gerçekleştirdiği manevi bir fetih hareketidir." tespitini yapmıştır. Baltalimanı Anlaşması ile batılılar tek kurşun atmadan bir imparatorluğun sonunu getirmişlerdir.
İkinci Baltalimanı tuzağını kim gördü ?
Prof. Dr. Haydar Baş ikinci Baltalimanı tuzağı ile ilgili (Gümrük Birliği'ne girişimiz) 25.05.2013 tarihli köşe yazısında şu uyarılarını yinelemiştir:
"....Gümrük Birliği'ne girişimiz pek çok şehirde havai fişek gösterileriyle kutlanırken biz, bunun Türkiye için bir zafer değil, bir hezimet olduğunu ifade etmiştik. Aynen dediğimiz gibi çıkmıştır. ...
Türkiye Amerikan mallarına da gümrüksüz olarak kapılarını açacak, yine bir açık pazar haline gelecek, aynı zarar ve kayıplar yine yaşanacaktır. Bu zaten bitme noktasına gelmiş yerli üreticiye yeni darbeler demektir. O halde yalnız ekonomide değil, siyasi, kültürel ve askeri her sahada bizi tek taraflı yaptırımlara mecbur bırakan, milli menfaatlerimizle hiçbir şekilde bağdaşmayan ve devamlı surette zararımıza işleyen politikaları terk etmemiz artık zaruri bir hale gelmiştir. Aksi takdirde çok geç olabilir..." (http://www.yenimesaj.com.tr/gumruk-birligi-konusu-H1223063.htm)
Prof. Dr. Haydar Baş, 1838 tarihindeki Baltalimanı tuzağını görmüş ve ikinci bir Baltalimanı faciası olmaması ve Türk milletinin tekrar o zilleti yaşamaması için Milli Ekonomi Modeli adlı eserini kaleme almış ve 2005 yılından beri anlatmaktadır.
Milli Ekonomi Modeli, Fransız tarihçi Engelhardt'ın söylediği, batının manevi bir fetih hareketine karşı kuvay-ı milliye cephesinin son savunma hattıdır ve onu yıkacak tek silahıdır. Tarih tekerrür etmeden, kopyacıların elinde değil eser sahibinin uygulaması ile Milli Ekonomi Modeli'ne geçmeden başka bir çözüm yoktur. Türk halkı bu model etrafından bir ve beraber olduğu zaman her türlü badireyi atlatacaktır.
Kazım Üstün / diğer yazıları
- İklim krizinin çözümü Z kuşağına kaldı / 17.12.2021
- ABD’nin Afganistan aynası -2- / 10.07.2021
- ABD’nin Afganistan aynası -1- / 09.07.2021
- Aşı emperyalizmi savaşları / 11.06.2021
- Atatürk’ün harp sanatının sırrı / 25.05.2021
- Dijital Ramazan Bayramı / 13.05.2021
- İsrail’in saldırısına hangi dizi ile karşılık vereceğiz! / 09.05.2021
- Çin Ortadoğu’da ABD’ye ‘şah’ dedi / 02.04.2021
- İnsanın sayısallaşması / 25.03.2021
- ABD, Kuzey Kore’ye neden demokrasi getiremiyor? / 18.03.2021
- ABD’nin Afganistan aynası -2- / 10.07.2021
- ABD’nin Afganistan aynası -1- / 09.07.2021
- Aşı emperyalizmi savaşları / 11.06.2021
- Atatürk’ün harp sanatının sırrı / 25.05.2021
- Dijital Ramazan Bayramı / 13.05.2021
- İsrail’in saldırısına hangi dizi ile karşılık vereceğiz! / 09.05.2021
- Çin Ortadoğu’da ABD’ye ‘şah’ dedi / 02.04.2021
- İnsanın sayısallaşması / 25.03.2021
- ABD, Kuzey Kore’ye neden demokrasi getiremiyor? / 18.03.2021