İslam sert mi ki ılımlısı olsun!
"Ilımlı İslam", Müslüman'ın kabul edemeyeceği, antipatiyle ve hatta nefretle yaklaşacağı bir kavram. Bu kavramın öncelikle akla getirdiği soru şu: İslam sert bir din midir ki, ılımlısı olsun?
Bu soruyu sadece biz sormuyoruz. Bir cemaatin ısrarla bu kavrama sarılması ve Papa'ya "İslam yanlış anlaşılan bir din olmuştur" şeklinde yakınmalarda bulunulması aşağıdaki soruları beraberinde getiriyor:
Neden "ılımlı İslam"? İslam artık sert mi geliyor? Yola çıkarken, "Allah'ın ahkamını tesis etmek için gerekirse kanla abdest alacaksınız" derken, aradan ne geçti de, birden bire ne oldu da her şeyi "hoşgörü" ile izah etmeye başladınız? İslam dini hangi tarihe kadar sert idi de, şimdi yumuşatmak ihtiyacı duymaya başladınız? Allah'ın peygamberi aracılığı ile gönderdiği İslam ilk haliyle sert mi idi, yoksa ılımlı mı idi? Müslüman kardeşlerimize göstermediğiniz hoşgörüyü, İslam'ın ezeli düşmanı papazlara bol bol neden gösteriyorsunuz?
Bu sorular bana ait değil. İnternette dolaştığınız zaman konuyla ilgili karşınıza çıkar bu sorular.
Bu proje için neler yapılıyor?
Peki Washington'un yıllardır üzerinde çalıştığı ve İsrail'le koordineli bir şekilde organize ettiği Ilımlı İslam planı devreye sokuldu mu? 21 nisan 2005 tarihli Vatan gazetesindeki şu haberle cevap verelim: "Amerika'nın gizli İslam planı devrede"
Habere göre, Washington yönetimi "Ilımlı İslam" projesi çerçevesinde dünya çapında bir gizli planı devreye soktu. Buna göre, CIA ile önemli bakanlıklara bağlı kadrolar 10 milyar dolarlık bütçeyle camileri onarıp imamlara eğitim veriyor, konferanslar organize ediyor.
Vatan'daki bu haberin esin kaynağı ABD'nin önde gelen haftalık haber dergilerinden US News & World Report. Dergideki David E. Kaplan imzalı yazıda Bush yönetiminin "İslam dininin çehresini değiştirmek için" milyar dolarları aşan bütçeyle gizli bir projeyi devreye soktuğu ve Amerika'nın iki yıldır, İslam dininde reform yaşanması için dünya çapında olağanüstü gayret gösterdiği belirtiliyor.
Bu kapsamda, Beyaz Saray'ın "kriz yöneticileri" Temmuz 2003'te Washington'daki Ulusal Savunma Üniversitesi'nde bir araya gelip muhtemel kötü senaryoları tartıştılar. Radikal İslam'ın durdurulması için Ulusal Güvenlik Kurulu, Dışişleri Bakanlığı, Savunma Bakanlığı ve CIA, "İslam Dünyasına Yardım Eli" başlıklı gizli bir stratejide anlaştılar.
Gizli metinde dünya çapında ılımlı İslam'ın elinin güçlendirilmesine yönelik çalışmalar ile İslam dininde yaşanan değişikliklerle yakından ilgili olunması gibi kararlar yer aldı. ABD bu planında kendisine her şekilde iman etmiş yeni partnerler belirledi. Bunlar: Müttefik İslam devletleri, özel vakıflar ve sivil toplum örgütleri.
Haber şöyle devam ediyor:
US News'e göre, söz konusu planın uygulanmasında, ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı'na (USAID) çok büyük iş düşüyor. Bütçesi 21 milyar doları aşan USAID bunun yarıdan fazlasını "İslam dünyasına yardım" için kullandı. 24 ülkede İslami radyo ve televizyon programlarına, dini okullara, İslami düşünce üretim kuruluşlarına, ılımlı İslam'ı teşvik eden faaliyetlere mali yardım yapıldı.
Camileri onarıyorlar
Aynı strateji çerçevesinde aralarında Kuzey Kıbrıs'ın da olduğu birçok ülkede camiler onarıldı, çok sayıda el yazması eser kurtarıldı. Plan dahilinde halen Bangladeş'te çok sayıda Müslüman din adamı "kalkınma" konusunda eğitime tabi tutuluyor. Uganda'da ve Madagaskar'da birçok okul açılıyor.
Geçtiğimiz haftalarda Endonezya'dan 5 bin imamın ABD'ye eğitim amaçlı götürüldüğünü de ekleyelim.
ABD'nin desteklediği ülkeler, sivil toplum kuruluşları ve diğer cemaatlerin nasıl bir misyon üstlendikleri ortada. Önemli olan bu cemaat ve grupların isimlerinin bilinmesi. Kimlerin hangi misyonun parçası olduğu bilinmezse, düşmanın hamlesini göremeyiz. Nitekim bugün de görmekte zorlanıyoruz. Ama en azından görenlerin peşinden gitmekte yarar var.
Bitti
"Ilımlı İslam", Müslüman'ın kabul edemeyeceği, antipatiyle ve hatta nefretle yaklaşacağı bir kavram. Bu kavramın öncelikle akla getirdiği soru şu: İslam sert bir din midir ki, ılımlısı olsun?
Bu soruyu sadece biz sormuyoruz. Bir cemaatin ısrarla bu kavrama sarılması ve Papa'ya "İslam yanlış anlaşılan bir din olmuştur" şeklinde yakınmalarda bulunulması aşağıdaki soruları beraberinde getiriyor:
Neden "ılımlı İslam"? İslam artık sert mi geliyor? Yola çıkarken, "Allah'ın ahkamını tesis etmek için gerekirse kanla abdest alacaksınız" derken, aradan ne geçti de, birden bire ne oldu da her şeyi "hoşgörü" ile izah etmeye başladınız? İslam dini hangi tarihe kadar sert idi de, şimdi yumuşatmak ihtiyacı duymaya başladınız? Allah'ın peygamberi aracılığı ile gönderdiği İslam ilk haliyle sert mi idi, yoksa ılımlı mı idi? Müslüman kardeşlerimize göstermediğiniz hoşgörüyü, İslam'ın ezeli düşmanı papazlara bol bol neden gösteriyorsunuz?
Bu sorular bana ait değil. İnternette dolaştığınız zaman konuyla ilgili karşınıza çıkar bu sorular.
Bu proje için neler yapılıyor?
Peki Washington'un yıllardır üzerinde çalıştığı ve İsrail'le koordineli bir şekilde organize ettiği Ilımlı İslam planı devreye sokuldu mu? 21 nisan 2005 tarihli Vatan gazetesindeki şu haberle cevap verelim: "Amerika'nın gizli İslam planı devrede"
Habere göre, Washington yönetimi "Ilımlı İslam" projesi çerçevesinde dünya çapında bir gizli planı devreye soktu. Buna göre, CIA ile önemli bakanlıklara bağlı kadrolar 10 milyar dolarlık bütçeyle camileri onarıp imamlara eğitim veriyor, konferanslar organize ediyor.
Vatan'daki bu haberin esin kaynağı ABD'nin önde gelen haftalık haber dergilerinden US News & World Report. Dergideki David E. Kaplan imzalı yazıda Bush yönetiminin "İslam dininin çehresini değiştirmek için" milyar dolarları aşan bütçeyle gizli bir projeyi devreye soktuğu ve Amerika'nın iki yıldır, İslam dininde reform yaşanması için dünya çapında olağanüstü gayret gösterdiği belirtiliyor.
Bu kapsamda, Beyaz Saray'ın "kriz yöneticileri" Temmuz 2003'te Washington'daki Ulusal Savunma Üniversitesi'nde bir araya gelip muhtemel kötü senaryoları tartıştılar. Radikal İslam'ın durdurulması için Ulusal Güvenlik Kurulu, Dışişleri Bakanlığı, Savunma Bakanlığı ve CIA, "İslam Dünyasına Yardım Eli" başlıklı gizli bir stratejide anlaştılar.
Gizli metinde dünya çapında ılımlı İslam'ın elinin güçlendirilmesine yönelik çalışmalar ile İslam dininde yaşanan değişikliklerle yakından ilgili olunması gibi kararlar yer aldı. ABD bu planında kendisine her şekilde iman etmiş yeni partnerler belirledi. Bunlar: Müttefik İslam devletleri, özel vakıflar ve sivil toplum örgütleri.
Haber şöyle devam ediyor:
US News'e göre, söz konusu planın uygulanmasında, ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı'na (USAID) çok büyük iş düşüyor. Bütçesi 21 milyar doları aşan USAID bunun yarıdan fazlasını "İslam dünyasına yardım" için kullandı. 24 ülkede İslami radyo ve televizyon programlarına, dini okullara, İslami düşünce üretim kuruluşlarına, ılımlı İslam'ı teşvik eden faaliyetlere mali yardım yapıldı.
Camileri onarıyorlar
Aynı strateji çerçevesinde aralarında Kuzey Kıbrıs'ın da olduğu birçok ülkede camiler onarıldı, çok sayıda el yazması eser kurtarıldı. Plan dahilinde halen Bangladeş'te çok sayıda Müslüman din adamı "kalkınma" konusunda eğitime tabi tutuluyor. Uganda'da ve Madagaskar'da birçok okul açılıyor.
Geçtiğimiz haftalarda Endonezya'dan 5 bin imamın ABD'ye eğitim amaçlı götürüldüğünü de ekleyelim.
ABD'nin desteklediği ülkeler, sivil toplum kuruluşları ve diğer cemaatlerin nasıl bir misyon üstlendikleri ortada. Önemli olan bu cemaat ve grupların isimlerinin bilinmesi. Kimlerin hangi misyonun parçası olduğu bilinmezse, düşmanın hamlesini göremeyiz. Nitekim bugün de görmekte zorlanıyoruz. Ama en azından görenlerin peşinden gitmekte yarar var.
Bitti
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012