Bu konuyu enine boyuna 7-24 saat konuşan medya, işin gerçeğini bir türlü açıklayamıyor çünkü korkudan tir tir titriyor.
Açıklamayı bırakın, imasında bile bulunamıyor.
Benim derdim Ekrem İmamoğlu veya bir başkasının Cumhurbaşkanı olması meselesi değil.
Kaldı ki ben, 40 yaş uygulamasını başından beri büyük bir zorbalık ve hukuk dışılık olarak değerlendiriyorum.
Bu konuda benim gibi düşünen milyonların olduğunu da çok yakinen biliyorum.
6'lı masadan çıkacak kararı ise hiç umursamıyor ve de merak bile etmiyorum.
Zira 6'lı masanın ülke ekonomisi ve kanayan diğer tüm yaralarına asla bir merhem olacağına inanmıyorum.
İnanmıyorum sözü kesinlikle bir önyargı veya peşin hükümlülük değil, bilakis bilimsel ve sosyolojik kanıtlara dayalı bir tespit olarak ileri sürüyorum.
Bu arada Cumhur İttifakı'nın artık miadını doldurduğunu ve uzatmaları oynadığını sokağın ve tencerenin kendisi söylüyor. Hem de avaz avaz.
Kumsalda oynayan çocuklar gibi sık sık toplanıp ve sadece "Güldür güldür Show"a malzeme olan 6'lı masanın bir ayağı hariç diğerlerinin asla güvenilir olduğunu düşünmüyorum.
Hayatımda gördüğüm en saçma tiyatro gösterisi olarak vasıflandırdığım bu masada bırakın çözümü ortaya koymayı, milli güvenlik sorunu oluşturduğuna inandığım unsurların varlığı söz konusu.
Türk milleti ve Atatürk Cumhuriyeti'ne lazım olan çözümler ve bu çözümlerin sahipleri, ısrarla ve bir büyük projenin gereği olarak dışarıda tutuluyor.
Birileri, kimlerin kimleri oyun dışında tutmak için nasıl bir çaba içinde olduğunu çok ama çok net olarak bilmektedir.
Onlar istiyor ki, Türkiye asla "Milli unsurlar" tarafından yönetilmesin!
Onların siyasete monte edilmesi ve kendilerine yüklenen misyon çok kritik elbette.
İsteyip bugüne kadar elde etmeyi başardıkları şey, ulus devlet yanlısı, üniter yapıdan yana olanlar ve gerçek Atatürk'çülerin asla işbaşına gelmemeleri için, gerekirse dünyayı bile ateşe verebilecek kararlılıkta olmaları.
Doğrusu bunu başardılar da.
Ne zamandan beri?
1938'den beri.
Neden Atatürk döneminde buna muvaffak olamadılar peki?
Çünkü Atatürk, sonuna kadar milli bir adamdı.
Çünkü Atatürk, asla oyunlara gelmeyecek ve getirilemeyecek bir dahi idi.
İşte bunu çok iyi bilenler, önce Atatürk'ün, milletin gönlündeki sevgiyi yok etmeye karar vermişlerdi.
Haydar Baş Bey siyasete atılıncaya kadar bunda büyük ölçüde başarılı oldular.
Ama sonrası, "Hoş Geldin Atatürk" eseri büyük oyunları tuz buz etmeye yetti.
Şimdi çok küçük marjinal bir gurup hariç, ülkenin tamamı Atatürkçü.
Yani…
Atatürk'le hiçbir sorunu olmayan ve yapılan tüm anketlerde Erdoğan'a bile ciddi fark atan Ekrem İmamoğlu, eğer aday yapılırsa ipi göğüsleyecek tek isimdir.
Yok efendim şimdi aday odur budur diye açıklarsak yıpratılır gibi ipe sapa gelmez, gerçeklikle alakası olmayan saçmalıklarla siz çocuk mu kandırıyorsunuz.
Kılıçdaroğlu aday olursa, hoş geldin Erdoğan.
Akşener için bir şey diyemem.
Ancak, tüm kesimlerin ilgisini çekmeyi başaran ve İstanbul örneği ile göstermiştir ki, İmamoğlu Erdoğan'a ciddi fark atacak yegâne isimdir.
Diyelim aday oldu ve açık ara kazandı.
Sonrası mı?
Sonrasını biraz merak edin.
- Türkiye’yi ver, koltuğu al! / 20.05.2025
- “Terörsüz Türkiye” tuzağına dikkat! / 19.05.2025
- Haine hain demeyen, HAİNDİR! / 15.05.2025
- Özgür Özel’in yapması gerekenler! / 14.05.2025
- Ümmetçilik değil, Muaviye’cilik! / 13.05.2025
- Kötü gidişin sorumlusu millettir! / 12.05.2025
- Türkiye ittifakı kurulsun / 05.05.2025
- Kıbrıs Türkiye’ye katılmalıdır / 04.05.2025
- Şehitlere sor süreci / 30.04.2025