İsrail'in Filistinlilere yönelik insanlık dışı saldırıları aralıksız bir şekilde, şiddetini artırarak devam ediyor. Gazze'de İsrail'in saldırıları sonucu hayatını kaybeden sivillerin sayısı 12 bin kişiye yaklaştı. Ve bunların yüzde 70'i çocuklardan ve kadınlardan oluşuyor. İsrail güçleri, Batı Şeria ve Kudüs'te de katliamlarına devam ediyor, vefat edenlerin sayısı 200'e ulaştı.
İsrail Filistinlilerin sığındığı hastaneleri, okulları, mülteci kamplarını bombalamaya devam ediyor. Dün Gazze'deki Cibaliya Mülteci Kampı'nı vurdu ve en az 31 kişiyi öldürdü. Hayatını kaybedenler içinde Filistinli milli voleybolcular da var. Batı Şeria'da da Tul Kerim Mülteci Kampı'ndaki bir hastaneyi vurdu. Yine ölü ve yaralılar var.
Gazze Şeridi'nde başta Şifa Hastanesi olmak üzere hastaneleri kuşatıp, keskin nişancılarla, hareket eden her şeye ateş eden İsrail, Batı Şeria'da da ambülanslara engel oluyor, keskin nişancılarla ateş açıyor, buldozerlerle yapılara, altyapılara zarar veriyor. Diğer bir ifadeyle, İsrail Filistin coğrafyasının her karışında akla hayale gelmeyen her ne insanlık dışı uygulama varsa hepsini sergiliyor.
İsrail'in saldırılarında Gazze'de şu ana kadar 41 binden fazla konut tamamen, 222 bin 120 konut ise kısmen yıkıldı, 241 okul hasar aldı, bunlardan 61'i hizmet dışı kaldı, 70 cami tamamen, 153 cami ise kısmen yıkıldı, 3 kilise hedef alındı, yaklaşık 45 bin dönümlük tarım alanının yüzde 25'inden fazlası buldozerlerle yerle bir edildi.
Her ne kadar İsrail Başbakanı Netanyahu "Gazze'yi işgal etmek gibi bir niyetlerinin olmadığını" açıklasa da pratikte yaşananlar ve İsrailli diğer yetkililerin açıklamaları bunun tam tersini ortaya koyuyor. İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Gazze'deki Filistinlilerin gönüllü olarak başka ülkelere göç etmesinin "doğru insani çözüm" olduğunu söyledi. Bu ifadeler, İsrail'in asıl hedefinin Gazze'yi Hamas'tan temizlemek değil, Gazze'yi tamamen boşaltmak olduğunu gösteriyor.
Yani İsrail başından beri ifade ettiğimiz gibi Arz-ı Mev'ud peşinde…
Gazze'yi işgal eden İsrail askerleri sosyal medyada yayımladıkları videolarda, Netanyahu'ya seslenerek, "Görevimizi, tamamlayıncaya kadar devam edeceğiz; (Gazze'yi) 'fethetmek' (Gazze'deki Filistinlileri) kovmak ve (buraya) yerleşmek. Bunu duydun mu Bibi (Netanyahu'nun lakabı)' 'fethedeceğiz', kovacağız ve yerleşeceğiz" dediği duyuluyor.
Daha önce yayımlanan bir videoda da, bir İsrailli komutan, "2 bin yıllık sürgünün ardından Gazze'nin limanlarına sahillerine geri döndük. İsrail'in hedefi hiç bitmez. Bizler İsrail halkı, İsrail toprağı için savaşıyoruz. Burası bizim toprağımız" ifadelerini kullanmıştı.
İsrail tüm dünyanın gözleri önünde bu vahşeti sergilerken, 2 milyar nüfusa sahip İslam dünyası, kınamaktan başka hiçbir şey yapmıyor.
57 üyesi bulunan İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve 22 üyesi bulunan Arap Birliği geçtiğimiz cumartesi günü Gazze gündemiyle Riyad'da toplandı. Ortak zirvede 11 Arap ülkesi İsrail'e yönelik bir ambargo önerisi sundu. Öneride şu maddeler vardı:
1- İsrail'e mühimmat sağlamak için Amerikan askeri üslerinin kullanılmasının engellenmesi. 2- Diplomatik ve ekonomik ilişkilerin dondurulması. 3- Petrol yaptırımı. 4- İsrail sivil havacılığının Arap hava sahasında engellenmesi. 5- Gazze'ye yönelik saldırının durdurulması talebinin iletilmesi amacıyla Arap bakanlar komitesi oluşturulması…
Arap ülkeleri 1967 yılında da İsrail'e buna benzer yaptırımlar uygulamıştı ve ciddi bir netice alınmıştı. Gerçekten de İslam ülkeleri bu yaptırımları devreye koysa, İsrail saldırılarını hemen durdurmak zorunda kalır.
Ama 4 ülke ambargo önerisini reddetti; bunlar: Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Suudi Arabistan, Fas ve Bahreyn… İşin garip tarafı, bu ortak zirve için çağrı yapan da, öneriyi reddeden Suudi Arabistan'dı.
Anladığınız gibi, İslam ülkeleri sadece tribünlere yönelik tiyatro oynuyor.
Bu durum da en çok İsrail'in ekmeğine yağ sürüyor.
Bu arada, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da katıldığı zirvede Türkiye'nin şu önerileri oldu:
1- İsrail'in işlediği savaş ve insanlık suçlarının hesabı hukuk önünde sorulmalı.
2- İsrailli bakanların varlığına ikrar ettiği nükleer silahlar meselesi araştırılmalı.
3- İsrail, işgal ettiği, yıktığı, zulmettiği insanlara verdiği zararı tanzim etmeli.
4- Gazze'nin yeniden ayağa kaldırılması için İİT bünyesinde bir fon oluşmalı.
Tabii ki akla, "Bu önerileri kim uygulayacak? sorusu geliyor. Başta Türkiye olmak üzere tüm İslam ülkeleri kendisinin ne yapacağından ziyade, hep ortaya öneriler sunup olayı geçiştiriyor.
Halbuki Türkiye, Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın ifade ettiği gibi, İsrail'e akan petrolü durdurabilir, Kürecik'teki radar üssünü kapatabilir, İncirlik Üssü'nü ABD'ye kullandırmayabilir.
İsrail Başbakanı Netanyahu, bu ortak zirveyle alakalı şunları söylemişti: "Arap liderlere şunu söylüyorum. Çıkarlarınızı, iktidarınızı korumak istiyorsanız tek bir şey yapmalısınız Sessiz kalın!"
Onlar da sessiz kaldılar!
- Gazze’de soykırımın 1. yıl dönümü / 08.10.2024
- Ekonomide günü kurtarmak için yarın feda ediliyor / 05.10.2024
- Soykırımcı İsrail’e Haçlı ittifakı kalkanı / 04.10.2024
- İsrail için Lübnan Gazze olacak mı? / 02.10.2024
- ‘İsrail vahşetinin karşısında şimdi kim duracak?’ / 01.10.2024
- Türkiye için yeni bir işgal planı devrede / 28.09.2024
- İsrail’in hedefi Gazze ve Lübnan’la sınırlı değil / 27.09.2024
- Çözümün tek adresi BTP 23 yaşında / 25.09.2024
- Suriye ile normalleşmek çözüm ama AKP yapar mı? / 24.09.2024