Rahmetli Denktaş son nefesine kadar bugün yaşanan ve bundan sonra yaşanacak olan tehditlere dikkat çekmişti.
En çokta kendisini Türk hükümetleri eleştirmiş ve dikkat çektiği hayati konular için, "Bunlar komplo teorileri" denmişti.
Peki, bugüne gelindiğinde kim haklı çıkmış bir analiz yapalım:
Bilindiği üzere KKTC'de üçüncü ülke vatandaşlarına taşınmaz mal satışları Bakanlar Kurulu onayına bağlı olarak yapılabiliyor.
KKTC vatandaşları ise hiçbir onaya gerek kalmadan sınırsız mülk satın alabiliyor.
Özellikle 2000'li yılların başından beri, KKTC vatandaşı olan İsrail ya da başka ülkelerden Yahudiler'in adada çok ciddi sayıda mülk sahibi olduğu artık bir sır değil.
Adada İsrail pasaportu ile mülk alanların 12. sırada olduğu söyleniyor fakat Rusya, Ukrayna, İngiltere, Almanya ve Türk pasaportu ile mülk satın alan binlerce Yahudi için hiçbir sınır bulunmuyor.
Denetimsizliğin bu kadarına da pes doğrusu.
KKTC'de faaliyet gösteren 3 büyük inşaat şirketinin sahipleri, KKTC vatandaşlığı almış Yahudilerden oluşuyor.
Asıl büyük toplu alımları da bunlar yapıyor!
Yahudilerin kontrolündeki bu şirketler resmiyette KKTC şirketi olarak görüldüğü için, adada binlerce dönüm alabiliyor.
Aslına bakılırsa İsrail'in KKTC'ye ilgisi 2000'li yıllarda Mehmet Ali Talat'ın Başbakanlığı döneminde hız kazanıyor.
Yahudi iş insanlarına sağlanan kolaylıklarla önce Erenköy'de bir yat limanı ve 5 yıldızlı oteller bölgesi projesine onay veriliyor.
O dönemde kamuoyuna "Sadece yatırım için geldiler" mesajı yediriliyor.
İsrail lobisi bu yatırımla girdiği adada, kısa süre içinde en etkili lobilerden biri haline geliyor.
Girne'ye bağlı Karaoğlanoğlu Köyü'nde Haim Azimov adına alınan iki katlı bir villanın ise, KKTC'nin ilk gayr-ı resmi sinagogu olarak açıldığı biliniyor.
Lapta-Alsancak-Çatalköy-Ilgaz-Gaziveren bölgelerinin tamamında ve Girne'den doğuya Dikkarpaz'a kadar satın alınan arazilerde Yahudilere ait siteler yükseliyor.
Bu kısımlar tamamlandıktan sonra ise, Karpaz Yarımadasının güney sahillerine doğru yöneliyorlar.
Aralarına Yahudilerin dışında yabancı almamaya büyük özen gösteriyorlar. KKTC Bakanlar Kurulu kararıyla vatandaşlık hakkı verilen İsrail doğumlu bir iş insanı ise, İskele bölgesinde satın aldığı binlerce dönüm toprak üzerine dev Yahudi siteleri inşa etti.
İsraillilerin adada sınırsız mülk edinmek için başvurdukları tek yöntem sadece vatandaşlık almak değil.
KKTC vatandaşlarının adına kurdurdukları şirketler üzerinden de mülk satın almaya devam ediyorlar.
İsrail lobisi adına arazi alan KKTC vatandaşları yüksek paralarla ikna ediliyor. İkna olmayanlar içinse, devreye şantaj ve tehdit gibi faktör giriyor.
İsrail ve tüm dünyadan Yahudilerin Kıbrıs adasına olan ilginin öyle sıradan ve kendiliğinden gelişen bir ilgi olmadığı çok açık.
Zira Kıbrıs adası, Yahudilerin "Arz-ı Mev'ud" toprakları içinde yer alıyor.
Sıkı durun!
Bugüne kadar Yahudilerin "Arz-ı Mev'ud" diye tarif ettiği alan içerisinde Türkiye'nin Güneydoğu bölgesinin de yer aldığı biliniyordu.
Ancak gizlenen ve son olarak Yeşu tarafından güncellenen Tevrat'a göre, Türkiye'nin tamamı ve Kıbrıs adası, Yahudiler için "Arz-ı Mev'ud" toprakları olarak gösteriliyor.
Tüm bu olan biten karşısında Türkiye ne mi yapıyor?
Kendisine verilen ev ödevleri elbette!
İşte bu ahval ve şerait dolayısıyla bu bataklıktan kurtuluşun tek bir yolunun olduğu, çok açık ve nettir.
"Tam bağımsız Türkiye" anlayışını şiar edinmiş milli siyasetçilerin dışında Türk milletini tehdit eden bu kötü gidişe dur diyebilmek, asla mümkün değildir.
Türkiye'yi bu badireden en kısa sürede çekip çıkaracak devrim niteliğinde bir modele ve kalbi bu ülke için çarpan, Atatürkçü milli siyasetçilere şiddetle ihtiyaç vardır.
Bu saydıklarımın hepsi vardır ve görev için hazırdır.
En çokta kendisini Türk hükümetleri eleştirmiş ve dikkat çektiği hayati konular için, "Bunlar komplo teorileri" denmişti.
Peki, bugüne gelindiğinde kim haklı çıkmış bir analiz yapalım:
Bilindiği üzere KKTC'de üçüncü ülke vatandaşlarına taşınmaz mal satışları Bakanlar Kurulu onayına bağlı olarak yapılabiliyor.
KKTC vatandaşları ise hiçbir onaya gerek kalmadan sınırsız mülk satın alabiliyor.
Özellikle 2000'li yılların başından beri, KKTC vatandaşı olan İsrail ya da başka ülkelerden Yahudiler'in adada çok ciddi sayıda mülk sahibi olduğu artık bir sır değil.
Adada İsrail pasaportu ile mülk alanların 12. sırada olduğu söyleniyor fakat Rusya, Ukrayna, İngiltere, Almanya ve Türk pasaportu ile mülk satın alan binlerce Yahudi için hiçbir sınır bulunmuyor.
Denetimsizliğin bu kadarına da pes doğrusu.
KKTC'de faaliyet gösteren 3 büyük inşaat şirketinin sahipleri, KKTC vatandaşlığı almış Yahudilerden oluşuyor.
Asıl büyük toplu alımları da bunlar yapıyor!
Yahudilerin kontrolündeki bu şirketler resmiyette KKTC şirketi olarak görüldüğü için, adada binlerce dönüm alabiliyor.
Aslına bakılırsa İsrail'in KKTC'ye ilgisi 2000'li yıllarda Mehmet Ali Talat'ın Başbakanlığı döneminde hız kazanıyor.
Yahudi iş insanlarına sağlanan kolaylıklarla önce Erenköy'de bir yat limanı ve 5 yıldızlı oteller bölgesi projesine onay veriliyor.
O dönemde kamuoyuna "Sadece yatırım için geldiler" mesajı yediriliyor.
İsrail lobisi bu yatırımla girdiği adada, kısa süre içinde en etkili lobilerden biri haline geliyor.
Girne'ye bağlı Karaoğlanoğlu Köyü'nde Haim Azimov adına alınan iki katlı bir villanın ise, KKTC'nin ilk gayr-ı resmi sinagogu olarak açıldığı biliniyor.
Lapta-Alsancak-Çatalköy-Ilgaz-Gaziveren bölgelerinin tamamında ve Girne'den doğuya Dikkarpaz'a kadar satın alınan arazilerde Yahudilere ait siteler yükseliyor.
Bu kısımlar tamamlandıktan sonra ise, Karpaz Yarımadasının güney sahillerine doğru yöneliyorlar.
Aralarına Yahudilerin dışında yabancı almamaya büyük özen gösteriyorlar. KKTC Bakanlar Kurulu kararıyla vatandaşlık hakkı verilen İsrail doğumlu bir iş insanı ise, İskele bölgesinde satın aldığı binlerce dönüm toprak üzerine dev Yahudi siteleri inşa etti.
İsraillilerin adada sınırsız mülk edinmek için başvurdukları tek yöntem sadece vatandaşlık almak değil.
KKTC vatandaşlarının adına kurdurdukları şirketler üzerinden de mülk satın almaya devam ediyorlar.
İsrail lobisi adına arazi alan KKTC vatandaşları yüksek paralarla ikna ediliyor. İkna olmayanlar içinse, devreye şantaj ve tehdit gibi faktör giriyor.
İsrail ve tüm dünyadan Yahudilerin Kıbrıs adasına olan ilginin öyle sıradan ve kendiliğinden gelişen bir ilgi olmadığı çok açık.
Zira Kıbrıs adası, Yahudilerin "Arz-ı Mev'ud" toprakları içinde yer alıyor.
Sıkı durun!
Bugüne kadar Yahudilerin "Arz-ı Mev'ud" diye tarif ettiği alan içerisinde Türkiye'nin Güneydoğu bölgesinin de yer aldığı biliniyordu.
Ancak gizlenen ve son olarak Yeşu tarafından güncellenen Tevrat'a göre, Türkiye'nin tamamı ve Kıbrıs adası, Yahudiler için "Arz-ı Mev'ud" toprakları olarak gösteriliyor.
Tüm bu olan biten karşısında Türkiye ne mi yapıyor?
Kendisine verilen ev ödevleri elbette!
İşte bu ahval ve şerait dolayısıyla bu bataklıktan kurtuluşun tek bir yolunun olduğu, çok açık ve nettir.
"Tam bağımsız Türkiye" anlayışını şiar edinmiş milli siyasetçilerin dışında Türk milletini tehdit eden bu kötü gidişe dur diyebilmek, asla mümkün değildir.
Türkiye'yi bu badireden en kısa sürede çekip çıkaracak devrim niteliğinde bir modele ve kalbi bu ülke için çarpan, Atatürkçü milli siyasetçilere şiddetle ihtiyaç vardır.
Bu saydıklarımın hepsi vardır ve görev için hazırdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hacı Gaydan / diğer yazıları
- İsrail KKTC’yi işgale hazırlanıyor / 18.11.2025
- Seni sevmeyene Türk ve Müslüman denemez / 17.11.2025
- “Kürt sorunu” var diyen bölücüdür! / 12.11.2025
- Atatürk’ü anlatmak ve anlamak / 11.11.2025
- Yüce divan kurulacak / 10.11.2025
- Atlantik çökerken, Asya yükseliyor / 07.11.2025
- Dünyayı yöneten Siyonist üst aklın itirafları / 03.11.2025
- ABD’nin gözü Eskişehir’de / 29.10.2025
- Asgari ücret 90 bin lira olmalı / 28.10.2025
- Bütçe değil nükleer bomba! / 27.10.2025
- Seni sevmeyene Türk ve Müslüman denemez / 17.11.2025
- “Kürt sorunu” var diyen bölücüdür! / 12.11.2025
- Atatürk’ü anlatmak ve anlamak / 11.11.2025
- Yüce divan kurulacak / 10.11.2025
- Atlantik çökerken, Asya yükseliyor / 07.11.2025
- Dünyayı yöneten Siyonist üst aklın itirafları / 03.11.2025
- ABD’nin gözü Eskişehir’de / 29.10.2025
- Asgari ücret 90 bin lira olmalı / 28.10.2025
- Bütçe değil nükleer bomba! / 27.10.2025















































































