İsrail'in Gazze'de ve Batı Şeria'da katliamları artarken, İsrail içinden de, Batılı ülkelerden de İsrail'in bu vahşetine tepkiler yükselmeye devam ediyor.
Bunlardan en dikkatimi çekenlerden birisi İsrailli bir aktivist ve yazar olan Miko Peled'in açıklamaları oldu. Miko Peled'in dedesi İsrail'in kuruluş belgesi olan Bağımsızlık Bildirgesi'nin 37 imzacısından birisi, babası ise meşhur Altı Gün Savaşı'nda İsrail ordusunun generallerinden birisi.
Ve Peled, böyle bir ailenin içinde tamamen siyonist ideolojiyle yetişmiş biri. 1961 doğumlu olan Peled'in, 1997 yılında kız kardeşinin kızı Kudüs'te bir intihar saldırısında ölünce, dünyaya bakışı değişiyor ve İsrail'in varlığını sorgulamaya başlıyor. İşte bu Miko Peled, İsrail'in Gazze'de 7 Ekim'den bu yana gerçekleştirdiği saldırılarla ilgili şu dikkat çekici değerlendirmeleri yapıyor:
"İsrail-Filistin Savaşı'nın bugün değil, 75 yıl önce, İsrail'in kuruluşuyla başladı."
"Bir hareket olarak siyonistler ve ardından bu hareketten doğan İsrail devleti, Filistin halkına karşı savaş ilan etti. Bu savaşta etnik temizlik gördük, soykırım politikaları gördük, ırkçı apartheid rejimini gördük."
"Siyonizmin temel felsefesinde Filistin diye bir yer yok. Siyonizme göre, orası İsrail toprağı ve o topraklar orada yaşayan Filistinlilere değil, dünyadaki tüm Yahudilere ait."
"Eğer üstünlükçü bir ideolojiniz varsa, yani bir grubun diğerinden daha fazla hakka sahip olduğunu savunuyorsanız, o zaman şiddet kullanmanız gerekir. Apartheid rejimine sahip olmalısınız ki bu ırkçı ideoloji gerçekleşebilsin. İşte İsrail devleti budur."
"Filistinliler her gün teröre maruz kalıyor. Sokakta yürürken dövülüp dövülmeyeceğinizi, bıçaklanıp bıçaklanmayacağınızı ya da öldürülüp öldürülmeyeceğinizi, çocuklarınızın okula giderken güvende olup olmadığını, evinizin yıkılıp yıkılmayacağını, kardeşlerinizin İsrail ordusu ya da İsrail istihbaratı tarafından alınıp götürülmeyeceğini ya da kaçırılıp kaybolmayacağını bilmiyorsunuz."
"(İsrail'i şöyle anlatıyor) Sorularıma yanıt bulmak için Filistin'e yolculuğa çıktım. Yolculuğa başladığımda fark ettim ki aslında ülkem olduğunu sandığım ülke, başkasının ülkesiydi. Bir tür kolonide, yüzeysel, yapay bir gerçeklikte yaşıyordum ki bu gerçek değildi. Gerçeğe dayanmıyordu. Yalanlar üzerine inşa edilen bir apartheid devletine dayanıyordu ki bu yalanlar, İsrail devletine, İsrail'in varlığına meşruluk kazandırdı."
"İsrail'in Gazze'ye sivil ayrımı gözetmeksizin düzenlediği saldırıları oldukça agresif buluyorum. Bu olayla hiçbir ilgisi olmayan Filistinliler ağır bedel ödüyor. İsrail, küçük düşürüldü ve şimdi tüm intikamını ve öfkesini masum insanlardan ve saldırıyla hiçbir ilgisi olmayan sivillerden çıkarıyor."
"Bu kadar uzun süredir baskı altında olan insanları direnmek için ortaya çıktıklarında kınamak saçma. Bu beklenen bir şeydi. Eğer direnişi ortadan kaldırmak istiyorsak, o zaman baskıyı ortadan kaldırmak zorundayız. Direniş her zaman baskıya karşı bir tepkidir. Filistinlilerin, 75 yılı aşkın süredir süregelen daha büyük şiddete karşı tepkisi çoğunlukla silahsız oldu."
"Kınanacak bir şey varsa o da apartheid rejimini kınamaktır. Filistinlilerin her gün maruz kaldığı şiddeti, vahşeti, biz konuşurken Batı Şeria'da binlerce Filistinlinin tutuklanıp öldürülmesini, İsrail'in Filistinli vatandaşlarına uyguladığı ırkçılığı kınamaktır. Gazze'deki hastanelerin bombalanmasına onay veren o dilekçeyi imzalayan İsrailli doktorların, Filistinli İsrail vatandaşlarının üniversitelerdeki yurtlardan atılmasını talep eden öğrencilerin ve daha nicelerinin. Bunların kınanması gerekiyor ancak baskıya uğrayan bir ulusu direndiği için kınamak, ikiyüzlülüğün zirvesidir ve hiçbir anlam ifade etmez."
"İsrail kötü olduğunu bildiğimiz her şeyi temsil ediyor. İsrail'i destekleme çağrısı yapmak daha fazla ölüm, daha fazla yıkım, daha fazla ırkçılık, daha fazla masum hayatın heba olması anlamına geliyor. Bu, barışa ve adalete karşı bir savaş. İnsanlar artık bir seçim yapmak zorunda."
"Sanırım Filistinliler her zaman çok az şey talep edip, çok az şey almaya alıştı ama bence artık Filistin'in tamamını talep etmenin zamanı geldi."
Evet, bunları biz demiyoruz, İsrailli bir aktivist söylüyor. Doğru söze ne hacet.
Miko Peled'in bu anlattıkları; İsrail'in neden bebek, çocuk, kadın, yaşlı demeden acımasızca sivilleri katlettiğini, okulları, hastaneleri, camileri, kiliseleri, mülteci kamplarını neden hedef alarak vurduğunu gösteriyor.
Şifa Hastanesi'ni zorla boşaltan İsrail, şimdi Endonezya Hastanesi'ni de boşaltıyor. Katlettiği sivil sayısı 13 bin 300'e ulaştı ve bunların 3 bin 550'si çocuk, 5 bin 600'ü kadın. İsrail, savaşlarda dokunulmazlığı olan 6'sı kadın 62 gazeteciyi öldürdü. Enkaz altındaki kayıp sayısı 6 bin 500'ü aştı. İsrail saldırılarında 98 hükümet binası ve 266 okul hedef alındı, 66 okul hizmet dışı kaldı. Bombalanan 170 camiden 83'ü tamamen yıkıldı. 225 bin konut kısmen, 43 bini ise tamamen yıkıldı.
Miko Peled'in açıklamalarına bakılırsa, İsrail'in bu vahşeti eğer durdurulmazsa artarak devam edecek. Yapılacağı ifade edilen "ateşkes" sadece esir takası konusunda geçici bir çözüm olacak, tam ateşkes olmayacak.
İsrail'i durdurmanın dünya genelindeki çözümü Birleşmiş Milletlerin (BM) yapısının değişmesidir. 5 ülkeye ait veto yetkisinin iptal edilmesi ve tüm ülkelere eşit oy hakkı verilmesi gerekmektedir. Bu daha demokratik bir yapı olacaktır. BM'de oy çokluğuyla alınacak olan kararlar, İsrail ve benzeri ülkelere savaş suçu ve hatta insanlık suçu işlemelerine fırsat vermeyecektir.
Daha dar kapsamlı çözüm ise, İslam ülkelerinin bir ve beraber olmaları, sadece Filistin değil, dünyanın herhangi bir yerinde Müslümanlara ve sivillere yapılacak saldırılara karşı birlikte hareket etmeleridir.
Eğer yakın geçmişte, Prof. Dr. Haydar Baş'ın, "Mescid-i Aksa, İslam aleminin başkenti olmalıdır" çözümü hayata geçirilmiş olsaydı, bugün Gazze'de, Batı Şeria'da ve Doğu Kudüs'te yaşanan bu zulüm yaşanmayacaktı.
- Schengen askıda, AB çatırdıyor / 18.09.2024
- ‘Atatürk'ün Müslümanlığı bunların hepsine nal toplatır’ / 17.09.2024
- Ülkemizde aile kurumu çatırdıyor / 14.09.2024
- Kıbrıs’taki anlaşma, ulusal güvenliğimizi tehdit ediyor / 13.09.2024
- Şirketler iflas ederken işsizlik düşüyor! / 11.09.2024
- Bütçede ‘kara delik’ büyüyor / 10.09.2024
- OVP’de milletin payına vergi artışı düştü / 07.09.2024
- OVP millete nasıl yansıyacak? / 06.09.2024
- Türk milletinin tamamı Mustafa Kemal’in askeridir / 04.09.2024