İstikrarlı çöküş ve istikrarlı yükseliş

Başbakan başta olmak üzere AKP hükümeti kurmayları, önceki dönemin koalisyon ortaklarının "darmadağın olma süreci"ne girdiklerinde konuştuklarına benzer şekilde "istikrar"dan dem vuruyor.

Hakkı teslim etmek lazım; Türkiye'nin bir tek "istikrar" sıkıntısı yok.

Piyasalar, istikrarlı biçimde can çekişiyor.

İşsizlik, istikrarlı biçimde tırmanıyor.

İç borç, istikrarlı biçimde artıyor.

Dış borç, istikrarlı biçimde kabarıyor.

Tarım kesimi köylümüz ve çiftçimiz, istikrarlı biçimde ekimi-dikimi terk ediyor.

Sanayici, istikrarlı biçimde işçisini çıkartıyor, kepenk kapatıyor.

"Kabristanda enflasyonun sıfır seviyesinde olması temel bir kural" olduğu için, ülkedeki enflasyon istikrarlı biçimde "sıfır"a doğru iniyor.

Devlet kapısından eline üç-beş kuruş geçen işçi, memur, emekli ve dar gelirli, vergi ve sümenaltı zamlarla istikrarlı biçimde açlığa sürükleniyor.

Milletimizin yer altı kaynakları ve "altın yumurtlayan tavuk" mesabesindeki işletmeleri, "özelleştirme" adı altında istikrarlı biçimde elden çıkartılıyor.

Vatan, istikrarlı biçimde satılıyor.

KKTC, istikrarlı biçimde Rumlara sunuluyor.

Bir tek Hıristiyan'ın bulunmadığı mahallerde mantar gibi kilise evler istikrarlı biçimde türetiliyor.

kendi Hak dini olan İslam'dan ve Son Peygamberi Hz. Muhammed'inden (as) 15 yaş sınırı gibi yasal ayak oyunlarıyla mahrum bırakılan neslimiz, Papa IV. Paul tarafından başlatılan "dinlerarası diyalog" misyonunun bir parçası olmuş Rabb'in aciz kullarının himmetleriyle, istikrarlı biçimde Hıristiyanlaştırılmaya devam ediliyor.

Kültür erozyonu ve kimlik zaafiyati, istikrarlı biçimde sürdürülüyor.

Milli direnç, istikrarlı biçimde kırılıyor.

Sosyal doku ve milletimizin kardeşlik ruhu, hatırı sayılır AB katalizörü katkılı "etnik reaksiyonlar"la istikrarlı biçimde yok ediliyor.

Lafı uzatmaya hâcet yok; Türkiye, "tam bir istikrarlı çöküş" yaşıyor, vesselam.

AKP hükümeti de tabii ki "istikrarlı biçimde dağılıyor".

Müstafi milletvekilleri bile istikrarı bozmuyorlar; muhakkak her gün bir veya iki vekil, Türkiye'yi bu "istikrarlı çöküş"e oturtan AKP'den istikrarlı biçimde kaçıyorlar.

Olmayan Meclis içi muhalefet de istikrarlı biçimde eriyor.

İstikrarlı biçimde eriyen iktidar ve muhalefet, partilerinden kaçanların önünü kesmek için önceki geceyarısı "Hazine Yardımını kısıtlayan yasa" çıkarttılar. Bu, istifaları daha da arttıracak. Vekiller, ikişer ikişer değil de, yirmişer yirmişer istifa edip gurup kuracaklar.

Bugün işbaşında bulunanlar da, dün işbaşından kovulup sandığa gömülen eski denenmişler de, hepsi ama hepsi, haklarını kullandılar, nöbetlerini savuşturdular, "istikrarlı çöküş"e öyle veya böyle yeterince katkıda bulundular.

Türkiye'nin artık denenmişleri yeniden deneme lüksü yok?

Vakit, slogancılığa mahkum siyasetin ve projesiz-programsız körü körüne particilik mevsimi değil şimdi.

Türkiye, istikrarlı biçimde çökertiliyor çünkü.

Dolayısıyla önümüzde tek çare ve tek yol kaldı; vizyon sahibi lideri, çalışkan kadrosu, programı, projeleri, kaynakları, Milli Ekonomi Modeli, kalkınma projeleriyle ve milli duruşu ile BTP'yi işbaşına getirmek.

Bu bağlamda Türkiye'yi şahlandırmaya namzet tek parti BTP de, "istikralı biçimde teşkilatlanmaya ve yükselmeye" devam ediyor.

İstikrarlı yükseliş için BTP'den başka adres de var, diyen beri gelsin. Bu sebeple, daha önce hangi partiden ve hangi siyasi görüşten olursa olsun, şimdi "AKP bizi çok yanılttı vah oldu bize!", "BTP'ye geçen seçimde haksızlık ettik; ama bu sefer BTP", "Bir kereliğine de olsa BTP'yi deneyelim" diyen milletimizi tebrik ve teşvik etmek lazım.

Her "istikrarlı çöküş"ün yanında şüphesiz bir "istikrarlı yükseliş" vardır? Kader, şimdi bu "istikrarlı yükselişin adı ve tek adresi olarak BTP"yi önümüze koymuşsa bundan kıvanç duymak ve sımsıkı sarılmaktır erdem?

Bu arada, ilgilisine bir not; Müslümanlardan ziyade Hıristiyan, Yahudi, Budist ve Zerdüştlere muhabbet ve hoşgörü kanatlarını gererek Papa'nın ve papazların ellerini ve bilmem nerelerini öpen "diyalogcu aymaz"ların "mülaane ve mübahale istismarları"na karşılık, aynen Necran Hıristiyanlarının karşısına Hamse-i Âl-i Aba olarak çıkan Alemlere Rahmet Hz. Muhammed'in ve Ehl-i Beyti'nin vahiyle müeyyed edaları ve ruhaniyetiyle "hodri meydan" deyişimi mübarek Cuma olması münasebetiyle yarına bırakıyorum?