Dün, 'kadın annedir, insan mühendisidir' dedik. Bu özelliğini yine Prof. Dr. Haydar Baş'ın şu değerlendirmesi ile tekrar özetleyip, devam edelim;
"Kadın bir ana, insanı yetiştiren bir muallime olması sebebiyle ayrı bir yere ve şerefe sahiptir? İslam'da kadın, onurunu zedelemeyecek bir biçimde çalışma hakkına sahiptir. Ancak çalışmakla mükellef tutulmamıştır. Çünkü kadının geçimini temin etmek gibi bir mükellefiyeti yoktur. Onun geçimi bekârsa babasının, evliyse kocasının veya oğlunun üzerinedir. Bu maişetin helalinden olması da şarttır.
Ancak farklı şartların olduğu durumlar olabilir. Kadının kimsesi olmayabilir veya kendi özgür tercihiyle çalışmayı seçer. Bu durumda iffetini, namus ve şerefini koruyabileceği bir ortamda çalışma hayatına girmesi esastır. Bu ortamı sağlamak yükümlü kurumların görevidir?" (Veda Hutbesinde insan Hakları eserinden)
Emperyalist sistem ve ülkemizde kadınlar ısrarla çalışma hayatına sürüklenmek istemekte daha doğrusu çalışmak zorunda bırakılmaktadırlar. Çalışmak zorunda kalan kadın haliyle en büyük görevini layıkıyla yerine getirememektedir. Neydi o görev? İnsan mühendisliği yani annelik.
Bakın! Kadınlar çalışmasın, demiyorum. Sayın Baş'ın özetlediği gibi 'kadın çalışmama hakkına sahiptir.'
Evet, bugün kadınlarımız çalışmak zorunda bırakılmıştır. Çalışmak zorundadır. Çünkü ülkemizde işsizlik had safhada artı çalışan baba aylık kazancı ile evini geçindirememekte, ailesinin aylık temel ihtiyaçlarını karşılayamamaktadır.
Anne çalışıyor, baba çalışıyor. Artı ülkemizdeki mesai saatleri ve çalışma koşullarını da düşünürsek evlatların hali ortaya çıkıyor. Anne-baba şefkat ve ilgisinden yoksun olarak büyüyor çocuklarımız.
Evladım, okula gidiyor musun? Evet. Dersler nasıl? İyi. Halbuki durum hiç öyle değil. Türkiye'nin eğitimdeki dünya sıralamasına bakın. Alkol, sigara, uyuşturucu gibi maddelerin kullanım oranlarına ve kullananların yaş ortalamalarına bakın.
Hırsızlık, fuhuş, kap-kaç rakamlarını ve bu suçları işleyenlerin yaşlarını inceleyin karşınıza kendi evlatlarımız çıkacaktır.
Kadına şiddet haberleri aynen şehit haberleri gibi her gün televizyonlarda sıradanlaştı artık. Neden kadınlar şiddete maruz kalıyor, katlediliyor? Cevap çok basit. İnsanımız madden ve manen aç. Artı özellikle medya aracılığıyla ihtirasları zirvelere çıkıyor. Bu ihtirasları karşılayamayan eşler, arkadaşlar, kapatmalar vs. artık ne derseniz, birbirleriyle çatışmaya başlıyor. Erkek fiziken güçlü olduğu için kadın kurban oluyor.
Bir başka konu ise kadın hakları savunucuları ile kadına, kendilerince kalıp biçmeye çalışan anlayışlardır. Emin olun bu mantıklar aynı ağacın iki dalıdır.
Mesela! Kadını sosyal hayattan çekmeye çalışan zihniyetin bir ferdi, eşini hastaneye götürdüğünde, 'kadın doktur yok mu' diye kendince bir isyan, itiraz haline girer.
Diğer taraftan ise kadınlara sınırsız özgürlük diyenlere, bir otomobil reklamında yarı çıplak bir kadının oynatılması kadını aşağılamak, onun bedenini kullanmak değil mi, diye sorduğunuz da cevap alamazsınız.
Bu iki mantığın ortak noktası kadını köleleştirmektir. Oysa kadın hürdür, kuldur, annedir, sorumlulukları olan bir varlıktır. Kadın, Allah-u Teala'nın bir emanetidir.
Prof. Dr. Haydar Baş hocamın şu değerlendirmesi ile yazımızı sonlandıralım;
"İslam, kadına yapılan harcamayı Allah yolundaki tasadduktan üstün tutmuştur. Peygamberimiz; "Allah yolunda harcadığın para, bir köle azad etmek için verilen para ve ehl-ü iyaline (ailene) sarf ettiğin paralar yok mu? İşte bunların en büyüğü ailene sarf ettiğin paradır." buyurmuştur?
İslam da, kız çocuğunun fazileti de övülmüştür. Allah Resulü (sav); Her kimin kız çocuğu olurda, onu terbiye eder ve terbiyesini güzel eder, gıda verir ve gıdasını güzel verir, Allah-u Teala'nın, kendisine verdiği nimetlerden ona bolluk gösterirse, o kız çocuğu, onun için bereket, cehennemden kurtulup, cennete girmesi için bir kolaylık vesilesi olur."buyurmuştur?" (Veda Hut. İnsan Hak. sh:144?181)
Mutluluklar diliyorum?
"Kadın bir ana, insanı yetiştiren bir muallime olması sebebiyle ayrı bir yere ve şerefe sahiptir? İslam'da kadın, onurunu zedelemeyecek bir biçimde çalışma hakkına sahiptir. Ancak çalışmakla mükellef tutulmamıştır. Çünkü kadının geçimini temin etmek gibi bir mükellefiyeti yoktur. Onun geçimi bekârsa babasının, evliyse kocasının veya oğlunun üzerinedir. Bu maişetin helalinden olması da şarttır.
Ancak farklı şartların olduğu durumlar olabilir. Kadının kimsesi olmayabilir veya kendi özgür tercihiyle çalışmayı seçer. Bu durumda iffetini, namus ve şerefini koruyabileceği bir ortamda çalışma hayatına girmesi esastır. Bu ortamı sağlamak yükümlü kurumların görevidir?" (Veda Hutbesinde insan Hakları eserinden)
Emperyalist sistem ve ülkemizde kadınlar ısrarla çalışma hayatına sürüklenmek istemekte daha doğrusu çalışmak zorunda bırakılmaktadırlar. Çalışmak zorunda kalan kadın haliyle en büyük görevini layıkıyla yerine getirememektedir. Neydi o görev? İnsan mühendisliği yani annelik.
Bakın! Kadınlar çalışmasın, demiyorum. Sayın Baş'ın özetlediği gibi 'kadın çalışmama hakkına sahiptir.'
Evet, bugün kadınlarımız çalışmak zorunda bırakılmıştır. Çalışmak zorundadır. Çünkü ülkemizde işsizlik had safhada artı çalışan baba aylık kazancı ile evini geçindirememekte, ailesinin aylık temel ihtiyaçlarını karşılayamamaktadır.
Anne çalışıyor, baba çalışıyor. Artı ülkemizdeki mesai saatleri ve çalışma koşullarını da düşünürsek evlatların hali ortaya çıkıyor. Anne-baba şefkat ve ilgisinden yoksun olarak büyüyor çocuklarımız.
Evladım, okula gidiyor musun? Evet. Dersler nasıl? İyi. Halbuki durum hiç öyle değil. Türkiye'nin eğitimdeki dünya sıralamasına bakın. Alkol, sigara, uyuşturucu gibi maddelerin kullanım oranlarına ve kullananların yaş ortalamalarına bakın.
Hırsızlık, fuhuş, kap-kaç rakamlarını ve bu suçları işleyenlerin yaşlarını inceleyin karşınıza kendi evlatlarımız çıkacaktır.
Kadına şiddet haberleri aynen şehit haberleri gibi her gün televizyonlarda sıradanlaştı artık. Neden kadınlar şiddete maruz kalıyor, katlediliyor? Cevap çok basit. İnsanımız madden ve manen aç. Artı özellikle medya aracılığıyla ihtirasları zirvelere çıkıyor. Bu ihtirasları karşılayamayan eşler, arkadaşlar, kapatmalar vs. artık ne derseniz, birbirleriyle çatışmaya başlıyor. Erkek fiziken güçlü olduğu için kadın kurban oluyor.
Bir başka konu ise kadın hakları savunucuları ile kadına, kendilerince kalıp biçmeye çalışan anlayışlardır. Emin olun bu mantıklar aynı ağacın iki dalıdır.
Mesela! Kadını sosyal hayattan çekmeye çalışan zihniyetin bir ferdi, eşini hastaneye götürdüğünde, 'kadın doktur yok mu' diye kendince bir isyan, itiraz haline girer.
Diğer taraftan ise kadınlara sınırsız özgürlük diyenlere, bir otomobil reklamında yarı çıplak bir kadının oynatılması kadını aşağılamak, onun bedenini kullanmak değil mi, diye sorduğunuz da cevap alamazsınız.
Bu iki mantığın ortak noktası kadını köleleştirmektir. Oysa kadın hürdür, kuldur, annedir, sorumlulukları olan bir varlıktır. Kadın, Allah-u Teala'nın bir emanetidir.
Prof. Dr. Haydar Baş hocamın şu değerlendirmesi ile yazımızı sonlandıralım;
"İslam, kadına yapılan harcamayı Allah yolundaki tasadduktan üstün tutmuştur. Peygamberimiz; "Allah yolunda harcadığın para, bir köle azad etmek için verilen para ve ehl-ü iyaline (ailene) sarf ettiğin paralar yok mu? İşte bunların en büyüğü ailene sarf ettiğin paradır." buyurmuştur?
İslam da, kız çocuğunun fazileti de övülmüştür. Allah Resulü (sav); Her kimin kız çocuğu olurda, onu terbiye eder ve terbiyesini güzel eder, gıda verir ve gıdasını güzel verir, Allah-u Teala'nın, kendisine verdiği nimetlerden ona bolluk gösterirse, o kız çocuğu, onun için bereket, cehennemden kurtulup, cennete girmesi için bir kolaylık vesilesi olur."buyurmuştur?" (Veda Hut. İnsan Hak. sh:144?181)
Mutluluklar diliyorum?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Bugüne kadar hangi asker veya askerler anayasa yaptı? / 28.08.2025
- Gereğini yapmanız için daha kaç bin Müslümanın ölmesi lazım? / 27.08.2025
- ‘Terörsüz Türkiye’ komisyonu ilk görevini tamamladı / 25.08.2025
- Filistin’den, Erdoğan’a 3 mektup / 24.08.2025
- Adaletin batsın dünya / 23.08.2025
- Gazze’de ‘Şükür Namazı’ ne zaman? / 22.08.2025
- 17 Ağustos’u hepsi unuttu / 20.08.2025
- Hünkar’ın huzurunda büyük terbiyesizlik / 19.08.2025
- Kuran’ı hayatımızdan çıkardık / 18.08.2025
- AKP’nin derin Bartholomos sessizliği -2- / 17.08.2025
- Gereğini yapmanız için daha kaç bin Müslümanın ölmesi lazım? / 27.08.2025
- ‘Terörsüz Türkiye’ komisyonu ilk görevini tamamladı / 25.08.2025
- Filistin’den, Erdoğan’a 3 mektup / 24.08.2025
- Adaletin batsın dünya / 23.08.2025
- Gazze’de ‘Şükür Namazı’ ne zaman? / 22.08.2025
- 17 Ağustos’u hepsi unuttu / 20.08.2025
- Hünkar’ın huzurunda büyük terbiyesizlik / 19.08.2025
- Kuran’ı hayatımızdan çıkardık / 18.08.2025
- AKP’nin derin Bartholomos sessizliği -2- / 17.08.2025