Kaşıkçı'nın kabri için o binayı istediler
İstanbul'da düzenlenen Cemal Kaşıkçı'yı anma etkinliğinde konuşan Mısır'daki Devrimin Yarını Partisi Lideri Dr. Eymen Nur, "Kaşıkçı'nın Medine'de bir kabri olsun, ona dua edelim istedik. Fakat bizi bundan mahrum bıraktılar. Konsolosun binasının Kaşıkçı'ya kabir olarak tahsis edilmesini istiyoruz" dedi
12.11.2018 00:00:00





Türk Arap Medya Derneği ve Cemal Kaşıkçı Dostları Derneği, İstanbul'da Kaşıkçı'yı anma etkinliği düzenledi.
Etkinlikte Cemal Kaşıkçı Dostları Derneği adına konuşan Mısır'daki Devrimin Yarını Partisi Lideri Dr. Eymen Nur, Kaşıkçı'yla 35 yılı aşkın dostlukları olduğunu belirterek, şöyle devam etti: "Ben 40 gündür dostumu arıyorum. Dostumu aradığımı sanıyordum meğerse o hepinizin dostuymuş. Özgürlüğü ve adaleti arayan herkesin dostuymuş. 'İnsanlık kayboldu' denilen bir zamanda herkesin dostuymuş. Bu davanın şahsi bir mesele olduğunu zannediyordum ama çok daha büyük bir davaymış. Onun ardından bir cenaze namazı kılınsın istedik. Medine'de bir kabri olsun, ona dua edelim istedik. Fakat bizi bundan mahrum bıraktılar. Konsolosun binasının Cemal Kaşıkçı'ya kabir olarak tahsis edilmesini istiyoruz. Cesedinin, vücudunun parçası orada bulunuyor. Türkiye hükümetine bu çağrıyı yapıyoruz. Orayı satın alacağız. Suçlu ve yalancı konsolosun evinin ve sokağının 'Cemal Kaşıkçı' olarak isimlendirilmesini, bu evin bize tahsis edilmesini veya satılmasını istiyoruz."
"DEAŞ'ın yöntemiyle cinayeti işlediler"
Nobel Barış Ödülü sahibi aktivist Tavekkül Kerman ise Kaşıkçı'nın öldürülmesinde Suudi Arabistan'ın egemen makamlarının tamamının parmağı olduğunu ileri sürerek, "Net olarak söyleyebiliriz ki Suudi Arabistan'ın resmi kurumları bir şekilde bu suça dahil oldu. DEAŞ'a benzer bir yöntemle bu suçu işlediler. Suudi Arabistan ahlaki ve siyasi anlamda da büyük bir baskı altına girdi. Bir devlet nasıl bir terör organizasyonu geliştirebilir ki?" diye konuştu.
Cinayette dahli olanların bunu reddettiğini savunan Kerman, şu değerlendirmelerde bulundu: "Oysa hepsi bu suça bir aşamasında muhakkak dahil oldular. Bu anlamda onlardan bir adalet talep etmek mümkün değil. Ortaya sadece bir günah keçisi koyuyorlar. Alt düzeydekilerin isimlerini kullanarak üst düzeydekileri gizlemeye çalışıyorlar. Oysa ki bu adalet değil.
Bu konuda kim emir vermişse bunun ortaya çıkarılması lazım. Uluslararası kamuoyu büyük bir şok yaşıyor. Suudi Arabistan'daki bu çeteleşmeden dolayı şok yaşıyorlar. Suudi Arabistan suça dair ortaya çıkacak her şeyi kabul etmelidir."
AA
Etkinlikte Cemal Kaşıkçı Dostları Derneği adına konuşan Mısır'daki Devrimin Yarını Partisi Lideri Dr. Eymen Nur, Kaşıkçı'yla 35 yılı aşkın dostlukları olduğunu belirterek, şöyle devam etti: "Ben 40 gündür dostumu arıyorum. Dostumu aradığımı sanıyordum meğerse o hepinizin dostuymuş. Özgürlüğü ve adaleti arayan herkesin dostuymuş. 'İnsanlık kayboldu' denilen bir zamanda herkesin dostuymuş. Bu davanın şahsi bir mesele olduğunu zannediyordum ama çok daha büyük bir davaymış. Onun ardından bir cenaze namazı kılınsın istedik. Medine'de bir kabri olsun, ona dua edelim istedik. Fakat bizi bundan mahrum bıraktılar. Konsolosun binasının Cemal Kaşıkçı'ya kabir olarak tahsis edilmesini istiyoruz. Cesedinin, vücudunun parçası orada bulunuyor. Türkiye hükümetine bu çağrıyı yapıyoruz. Orayı satın alacağız. Suçlu ve yalancı konsolosun evinin ve sokağının 'Cemal Kaşıkçı' olarak isimlendirilmesini, bu evin bize tahsis edilmesini veya satılmasını istiyoruz."
"DEAŞ'ın yöntemiyle cinayeti işlediler"
Nobel Barış Ödülü sahibi aktivist Tavekkül Kerman ise Kaşıkçı'nın öldürülmesinde Suudi Arabistan'ın egemen makamlarının tamamının parmağı olduğunu ileri sürerek, "Net olarak söyleyebiliriz ki Suudi Arabistan'ın resmi kurumları bir şekilde bu suça dahil oldu. DEAŞ'a benzer bir yöntemle bu suçu işlediler. Suudi Arabistan ahlaki ve siyasi anlamda da büyük bir baskı altına girdi. Bir devlet nasıl bir terör organizasyonu geliştirebilir ki?" diye konuştu.
Cinayette dahli olanların bunu reddettiğini savunan Kerman, şu değerlendirmelerde bulundu: "Oysa hepsi bu suça bir aşamasında muhakkak dahil oldular. Bu anlamda onlardan bir adalet talep etmek mümkün değil. Ortaya sadece bir günah keçisi koyuyorlar. Alt düzeydekilerin isimlerini kullanarak üst düzeydekileri gizlemeye çalışıyorlar. Oysa ki bu adalet değil.
Bu konuda kim emir vermişse bunun ortaya çıkarılması lazım. Uluslararası kamuoyu büyük bir şok yaşıyor. Suudi Arabistan'daki bu çeteleşmeden dolayı şok yaşıyorlar. Suudi Arabistan suça dair ortaya çıkacak her şeyi kabul etmelidir."
AA
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.




















































































