Sabahın ilk ışıklarıyla sokaklara dökülüyor? Yalın ayakla, üstte yok başta yok? Suriyeli sığınmacıların çocukları bunlar. Her birinin öyküsü ayrı ama hepsi aynı masalın mutsuz çocukları. Oyun ya da eğitim çağındalar? Can pazarının yaşandığı bir ortamda kiminin doktor olma, kiminin öğretmen olma hayalleri çoktan yerini korku ve tedirginliğe, umutsuz bekleyişe bırakmış.Sevgi, şefkat ve merhamet deyip duran anlatım görevlisi bürokratlar ve efendileri gerçekleri görmezden geliyor. Yetişkinlerin dramı bir yana çocukların melodramına baktığımızda:Sonuçta hepsi çocuklar ise de kem gözlerdeki görüntüsü "ucuz işgücü" dür. Ne tuhaf ve yaman bir çelişkidir ki, terörün cana kasteden hazırlıklarına meydan verenlerin terörü lanetlemesi gibi, bölgeyi ateş hattına çevirerek insanları yerlerinden yurtlarından eden Amerika'nın bir yayın kuruluşu mülteci çocukların sömürüsünü haber yapmıştır. Haberde Suriyeli çocukların İstanbul'da bodrum katlarındaki atölyelerde köle gibi çalıştırıldıkları ifade edilmekte ve gizli kamera görüntülerine yer verilmektedir.Durum vahim, sığınmacılar ve çocukları yanımızda yöremizde içler acısı bir tablo sergilemektedir. Çoğu dilenerek, sokakta yaşamaya çalışırken bir bölümü de kayıt dışı, kaçak olarak ucuz işgücü sömürüsündedir. Bu olumsuz şartlarda iş bulup çalışanlar, adeta ahırdan bozma bir odacık, başlarını sokacak bir mekâna sığındıklarında, kısa vadede, mutlu(!) olmuş görünmektedir.Çocukların durumu vahimden de öte? Sadece Suriyeliler için değil, ülkemiz dahil tüm dünya çocukları için ivedi çözüm bekleyen sorun: "Çocuk işçiliği"dir. Ve dünya gündeminde en üst sıralarda yer alması gereken bu sorun genelde görmezlikten gelinmektedir. Lafa gelince mangalda kül bırakmayanlar durumu geçiştirmeye çalışmaktadır. Milyonlarca çocuk, fiziksel, zihinsel, eğitsel, sosyal, duygusal ve kültürel gelişimlerine zarar veren, uygun olmayan koşullarda çalışmaktadır.Çalışan çocukları saymak mümkün mü? Pek çok kişi, bunun yapılamayacağını, ancak bir tahminde bulunulabileceğini düşünür. Gerçekten de, çalışma yaşından küçük olup da bir işte çalıştırılan çocuklar, resmî istatistiklerde yer almazlar. Ayrıca birçok çocuk tarlalarda, evlerinde çalışmaktadır. Bu konumdaki çocukları tespit etmek zordur. Nihayet, hem okula gidip hem de tarlada, bir atölyede ya da sokaklarda haftada birkaç saat ya da birkaç gün çalışan çocuklar, resmî istatistiklerde "çalışan çocuklar" olarak değil "okula giden çocuklar" olarak yer almaktadırlar.Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) araştırmalarına göre tüm dünyada 500 milyon çocuğun çalıştığı tahmin edilmektedir. Ekonomik olarak aktif çocukların yüzde 98'i gelişmekte olan ülkelerde görülmektedir.Çocuk işçiliği her geçen gün yaygınlaşmaktadır. Bunun nedenlerini şu unsurlara dayandırmak mümkündür:* Dünyadaki ekonomik kriz, işsizlik ve eksik istihdam giderek daha çok sayıda yoksul aileyi çocuklarını çok küçük yaşlarda bir işe sokmaya zorlamaktadır;* Kriz yüzünden insani, maddi ve finansal kaynakları azalan birçok ülke, eğitim bütçesini kısmaktadır.Ülkemizdeki duruma gelince nüfusun %35'ini 0-14 yaş grubu arasındaki insanlar oluşturmaktadır. Araştırmalara göre, milyonlarca çocuğumuz çalışmaktadır. Oysa sosyal adalet gereği çocukların korunması en önemli husustur.Anlaşılıyor ki, çözüm: "SOSYAL DEVLET" tedir. Geçmişten ders çıkararak, "böyle olmamalıydı" dememek için ve de yakınma ve hayıflanma yerine, patenti Prof. Dr. Haydar Baş Hocamıza ait olan bir büyük sosyal projeye evet demek için önümüzdeki tarih 1 Kasım'dır. Her şeyi farklı kılacak sosyal programın adı Milli Ekonomi Modeli (MEM) dir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023