Resülullah Gadir-i Hum hutbesinde, 7 yerde kendisinden sonra Müslümanların halifesinin Hz. Ali olduğunu beyan etmiştir.
Bu ifadelerden bir kısmı şunlardır:
"Ali bin Ebi Talib, Benim kardeşimdir, vasimdir, halifemdir ve benden sonra imamdır."
"Ey insanlar ben hilafet emrini kıyamet gününe kadar imamet veraseti olarak neslime emanet ediyorum."
"Benden sonra Ali Allah'ın emriyle sizin veliniz ve imamınızdır. İmamet makamı ondan sonra da Allah ve Resulüyle görüşeceğiniz güne kadar O'nun evlatlarından olan benim neslimin hakkıdır." (Prof. Dr. Haydar Baş / İmam Ali)
Tarihte Müslümanlar bugünü bayram olarak kutlamışlardır. Ancak aradan geçen zaman zarfında oluşturulan fitne sebebiyle Sünni dünyasına unutturulan bu önemli gün, sadece Şii dünyasında bilinmeye devam etti.
Son yıllarda Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın ortaya koyduğu Ehl-i Beyt Külliyatıyla Gadir-i Hum hadisesi hakkında yaptığı kapsamlı çalışma sayesinde Gadir hadisinin 222 Sünni alim tarafından eserlerinde yer aldığını ispat etmiştir. (Prof. Dr. Haydar Baş / Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt /sayfa 81)
HAKİKATTEN SAPMA, VELAYETİN İNKÂRI İLE BAŞLAMIŞTIR
Gadir-i Hum günü ilan edilen İmam Ali'nin velayeti Hz. Peygamber vefat ettikten sonra İmam Ali ye verilmek yerine Ehl-i Beyt evlatları Peygamberin defin işleriyle uğraşırken Hilafetin sözde bir seçimle Hz. Ebubekir'e verilmesi ondan sonra Hz. Ömer'in sonra da Hz. Osman'ın hilafetiyle birçok hükümler değişmiş, Peygamber uygulamaları göz ardı edilmeye başlanılmıştır.
Ebu Süfyan'ın şüpheli (korkudan) iman etmesi, Mekke fethinden sonra dahi Peygamberin katledilmesi için temennileri taşıması sebebiyle peygamberimiz bu düşüncelerden vaz geçmesi hakkında onu uyarmıştır. Peygamber'imiz Ümeyyeoğlullarına hiçbir zaman itimat etmemiş, onları söz sahibi hiçbir makam ya da mevkie getirmemiştir.
Ancak Peygamberimizin bu konudaki hassasiyeti göz ardı edilmiş 3 Halife döneminde Ümeyyeoğulları en stratejik noktalara getirilmiştir. Muaviye 3 halife döneminde sürekli Şam Valiliği görevinde kalmıştır. Daha sonra da kendini Şam'da halife ilan etmiştir.
Ümeyyeoğlullarının ve Muaviye'nin devlet kademesinde kadrolaşması 3 Halife döneminde olmuştur.
Kerbela'ya giden yol bu şekilde açılmıştır. Önde gidenlerden hak gaspını öğrenen sonraki gelenler, gittikçe işin dozunu kaçırmış, sonunda iş katliamlara varmıştır.
Rahmetli Celal Mısır Hocamız "Başlangıçta bir derece olan açı farkı uzadıkça zaman geçtikçe öyle bir konuma gelir ki; önü alınamaz yanlışlıklara sebebiyet verir. İman öyle bir hassas dengedir ki, küçücük bir sapma; ilerde kişiyi iman dairesinden dahi çıkartır."
Kişi başlangıçta küçücük bir hata yaptığı, hatada bir çığır açtığı zaman onun sonunun nereye varacağı tahmin edilemez.
Hz. Osman'ın şehadetinden sonra Hz. Ali (a.s.)'ın halk tarafından halife tayin edilmesine, ilk başkaldırı Şam Valisi olan Muaviye ile başlar.
MUAVİYE'NİN İCRAATLARI
Esas konumuz Kerbela olduğu için sadece birkaç cümle ile Muaviye döneminde yaşananlara değinip geçeceğiz. Detaylı bilgiler Prof. Dr. Haydar Baş'ın yaklaşık 16.000 sayfalık Ehl-i Beyt külliyatında mevcuttur. İsteyenler oradan erişebilir.
Muaviye döneminde, İmam Ali'ye (a.s.) karşı, Hz. Osman'ın kanının yerde kalmaması için sözde bir mücadele başlatmış.
Kendisi de Ümeyeyoğullarından olan Hz. Osman'ın şehadetini kan davasına döküp, kabilecilik anlayışının gereğini yerine getirmiştir.
(Devam edecek…)
Bu ifadelerden bir kısmı şunlardır:
"Ali bin Ebi Talib, Benim kardeşimdir, vasimdir, halifemdir ve benden sonra imamdır."
"Ey insanlar ben hilafet emrini kıyamet gününe kadar imamet veraseti olarak neslime emanet ediyorum."
"Benden sonra Ali Allah'ın emriyle sizin veliniz ve imamınızdır. İmamet makamı ondan sonra da Allah ve Resulüyle görüşeceğiniz güne kadar O'nun evlatlarından olan benim neslimin hakkıdır." (Prof. Dr. Haydar Baş / İmam Ali)
Tarihte Müslümanlar bugünü bayram olarak kutlamışlardır. Ancak aradan geçen zaman zarfında oluşturulan fitne sebebiyle Sünni dünyasına unutturulan bu önemli gün, sadece Şii dünyasında bilinmeye devam etti.
Son yıllarda Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın ortaya koyduğu Ehl-i Beyt Külliyatıyla Gadir-i Hum hadisesi hakkında yaptığı kapsamlı çalışma sayesinde Gadir hadisinin 222 Sünni alim tarafından eserlerinde yer aldığını ispat etmiştir. (Prof. Dr. Haydar Baş / Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt /sayfa 81)
HAKİKATTEN SAPMA, VELAYETİN İNKÂRI İLE BAŞLAMIŞTIR
Gadir-i Hum günü ilan edilen İmam Ali'nin velayeti Hz. Peygamber vefat ettikten sonra İmam Ali ye verilmek yerine Ehl-i Beyt evlatları Peygamberin defin işleriyle uğraşırken Hilafetin sözde bir seçimle Hz. Ebubekir'e verilmesi ondan sonra Hz. Ömer'in sonra da Hz. Osman'ın hilafetiyle birçok hükümler değişmiş, Peygamber uygulamaları göz ardı edilmeye başlanılmıştır.
Ebu Süfyan'ın şüpheli (korkudan) iman etmesi, Mekke fethinden sonra dahi Peygamberin katledilmesi için temennileri taşıması sebebiyle peygamberimiz bu düşüncelerden vaz geçmesi hakkında onu uyarmıştır. Peygamber'imiz Ümeyyeoğlullarına hiçbir zaman itimat etmemiş, onları söz sahibi hiçbir makam ya da mevkie getirmemiştir.
Ancak Peygamberimizin bu konudaki hassasiyeti göz ardı edilmiş 3 Halife döneminde Ümeyyeoğulları en stratejik noktalara getirilmiştir. Muaviye 3 halife döneminde sürekli Şam Valiliği görevinde kalmıştır. Daha sonra da kendini Şam'da halife ilan etmiştir.
Ümeyyeoğlullarının ve Muaviye'nin devlet kademesinde kadrolaşması 3 Halife döneminde olmuştur.
Kerbela'ya giden yol bu şekilde açılmıştır. Önde gidenlerden hak gaspını öğrenen sonraki gelenler, gittikçe işin dozunu kaçırmış, sonunda iş katliamlara varmıştır.
Rahmetli Celal Mısır Hocamız "Başlangıçta bir derece olan açı farkı uzadıkça zaman geçtikçe öyle bir konuma gelir ki; önü alınamaz yanlışlıklara sebebiyet verir. İman öyle bir hassas dengedir ki, küçücük bir sapma; ilerde kişiyi iman dairesinden dahi çıkartır."
Kişi başlangıçta küçücük bir hata yaptığı, hatada bir çığır açtığı zaman onun sonunun nereye varacağı tahmin edilemez.
Hz. Osman'ın şehadetinden sonra Hz. Ali (a.s.)'ın halk tarafından halife tayin edilmesine, ilk başkaldırı Şam Valisi olan Muaviye ile başlar.
MUAVİYE'NİN İCRAATLARI
Esas konumuz Kerbela olduğu için sadece birkaç cümle ile Muaviye döneminde yaşananlara değinip geçeceğiz. Detaylı bilgiler Prof. Dr. Haydar Baş'ın yaklaşık 16.000 sayfalık Ehl-i Beyt külliyatında mevcuttur. İsteyenler oradan erişebilir.
Muaviye döneminde, İmam Ali'ye (a.s.) karşı, Hz. Osman'ın kanının yerde kalmaması için sözde bir mücadele başlatmış.
Kendisi de Ümeyeyoğullarından olan Hz. Osman'ın şehadetini kan davasına döküp, kabilecilik anlayışının gereğini yerine getirmiştir.
(Devam edecek…)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler -6- / 05.07.2025
- Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler -5- / 04.07.2025
- Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler -4- / 03.07.2025
- Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler-3- / 02.07.2025
- Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler -2- / 01.07.2025
- Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler -1- / 30.06.2025
- Kerbela’dan önce, Kerbela’dan sonra Muharrem! / 29.06.2025
- Ruhumuzun gıdası zikrullahtır / 28.06.2025
- Nefsin seni Hakla meşgul olmaktan alıkoyar / 27.06.2025
- Hüseyin Baş ‘Önceliğimiz Türkiye’nin çıkarlarıdır’ dedi / 26.06.2025
- Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler -5- / 04.07.2025
- Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler -4- / 03.07.2025
- Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler-3- / 02.07.2025
- Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler -2- / 01.07.2025
- Kerbela hakkında bilinmesi gerekenler -1- / 30.06.2025
- Kerbela’dan önce, Kerbela’dan sonra Muharrem! / 29.06.2025
- Ruhumuzun gıdası zikrullahtır / 28.06.2025
- Nefsin seni Hakla meşgul olmaktan alıkoyar / 27.06.2025
- Hüseyin Baş ‘Önceliğimiz Türkiye’nin çıkarlarıdır’ dedi / 26.06.2025