Millet nazarında siyaset, "koltuk kapma, kendini ve yakınlarını ihya etme ve yalancılık" kurumu, siyasetçi ise "yalancı, vaat ve laf cambazı" olarak yer etmiştir. Hepiniz şahit olmuşsunuzdur! Vatandaşa bir şey anlatırsın, anlattıkların eğer desteklediği partinin aleyhine ise "aman hangisi yemedi ki" diyerek, kendini tatmin eder. Yok, karşı olduğu bir parti ise "bunlar zaten hep böyledir" der.İşte Prof. Dr. Haydar Baş, siyaset kurumunu ve siyasetçileri temizlemek için ülke ve dünya siyaset tarihinde bir ilki gerçekleştirerek, 2007 yılında seçim vaatlerini noter tasdikiyle vatandaşın önüne koydu. Ve dedi ki, "eğer bu dediklerimi yapmazsam, gidersiniz mahkemeye neyim var, neyim yok elimden alırsınız. Hapse attırtırsınız."Tabi lafla ikna edilmeye bağımlı hale getirilmiş vatandaş, hakikatten kaçtı. Gitti yine lafa kandı. 12 yılda elinde neyi var, neyi yok alındı, milli ve manevi değerleri tarumar edildi. O hala lafa bakıyor.Ana Muhalefet Partisi Lideri Sayın Kılıçtaroğu'da önümüzdeki seçimlerde emekliler için noter tasdikli bir vaadini, kamuoyuna duyurdu. Tabi lafla bugüne kadar gemicik filoları kuran, yatlar, katlar, atlar sahibi olanların paçaları tutuştu. Neden? Ya vatandaş kendine gelir ve "sizde, vaatlerinizi gerçekleştireceğinize dair bize noter onayı getirin" derse, ne yapacaklar? AKP ve yandaş medyanın paçası tutuştu. (Medya bölümüne yarın gireceğim) Dün üstü kapalı Prof. Dr. Haydar Baş'a sordukları "nerden bulacak, nasıl verecek" gibi soruları şimdi Sayın Kılıçtaroğlu'na soruyorlar. Kemal Beyin avukatlığını filan yapmıyorum. Hepimiz çok iyi biliyoruz ki, bu siyaset mantığı Sayın Baş'a aittir ve doğrudur. Artı Sayın Baş, Milli Ekonomi Modelini açıkladıktan bugüne iktidara, muhalefete, "gelin bu modeli uygulayın. Sizden bir bekçilik dahi istemeden her türlü yardıma hazırım. Yeter ki millet kurtulsun" söylemini her ortamda dile getirdi, getiriyor da. Bizzat iktidara açık çağrıda da bulundu. Ama iktidar kaçtı. ABD'ye kaçtı. İsrail'e kaçtı. AB'ye sığındı. İşte dün hiç bir şeyleri yokken gayrimenkul zengini olanlar, sıfırdan armatör olanlar, paralarını artık makinelere saydıranlar, ayakkabı kutularını bile değerlendirip içine para dolduranlar, örtülü olarak devlet kasasından her yıl üç, beş katrilyon harcayanlar şimdi emekliye verilecek ikramiyenin kaynağını soruyor.İktidarın bu aciz duruşunun asıl sebebi emekliye verilecek ikramiye değil. Ya nedir? Yıllardır medyasıyla, siyasetiyle gizlemeye çalıştıkları Prof. Dr. Haydar Baş ve artık dünyanın sahiplendiği, kapitalizmi bitiren tezi Milli Ekonomi Modelinin millet tarafından görülme olasılığıdır. Evet, iktidar çırpınıyor. Ama en dikkatimi çeken Sayın Başbakan Erdoğan'ın pardon pardon! Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çıkışıydı; "Notere gideceğinize, milleti gidin millete" diye haykırıyordu Erdoğan. Gerçekten çok ilginç! Daha resmi bir sıfatı yokken Beyaz Saray'da giden, her sıkıştığında ABD'ye koşan, Yahudi ve Siyonist örgütleri CFR ve ADL'de ağırlanan, gizli görüşmeler yapan, ABD başkanının sesine bile hasret kalan hatta bir ara "deliğe süpürme" ile gündeme bile gelen Sayın Erdoğan şimdi diyor ki, "Millete gidin Millete" Siz neden millete gitmediniz?Tabi ustası öyle deyince Başbakan Davutoğlu'da aynı şeyleri tekrarladı. Ama daha geçen hafta doların yükselişine çare bulamayan Davutoğlu ve ekibi soluğu ABD'de aldı. Yahudi örgütü CFR'den himmet diledi. Hep yapmadıklarını söyledilerAKP zihniyeti bugüne kadar hep yapmadıkları şeyi söylediler. Muhalefete, milleti gidin, dediler. Kendileri, ABD'ye gittiler. Millete, çocuklarınızı İHL'lerde okutun, dediler. Kendileri yabancı kolejlerde okuttular. Millete sabrı, kanaati, kadere razı olmayı tavsiye ederken kendileri provokasyon, bizi öldürmek istiyorlar, darbe yapmak istiyorlar vs. cümleleriyle kaderi, kendilerine maske yapmaya kalktılar. Biz, emekçinin yanındayız, dediler. İşverenlerle ortak oldular. Biz, hakkın, haklının yanındayız, dediler. Savcı ve hakimleri yanlarına aldılar. Bu vatan bizim, dediler. NATO'nun, diye düzelttiler.Niyetlerinin saf olduğuna inanmam ama bir şeyi doğru yaptılar; Yahudi ve Hıristiyanları dost edindikleri halde Millete, Müslümanlar kardeştir, dediler.
Akın Aydın / diğer yazıları
- İlkelerine sahip çıkmayanlar bu millete sahip çıkamaz / 29.04.2024
- Elmalılı Hamdi Yazır’ın tefsirinde İsrail / 28.04.2024
- İnsan ‘kokuşmuş bir sudan’ yaratıldığını bilmiyor mu? / 26.04.2024
- Fuhuş kökünden fahiş fiyatlar / 24.04.2024
- Arzusu millî egemenliğe dayanan Türk devleti kurmaktı / 23.04.2024
- Ekrem İmamoğlu’na açık mektup / 22.04.2024
- Erdoğan anlattığı kıssayı bile unuttu / 21.04.2024
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Elmalılı Hamdi Yazır’ın tefsirinde İsrail / 28.04.2024
- İnsan ‘kokuşmuş bir sudan’ yaratıldığını bilmiyor mu? / 26.04.2024
- Fuhuş kökünden fahiş fiyatlar / 24.04.2024
- Arzusu millî egemenliğe dayanan Türk devleti kurmaktı / 23.04.2024
- Ekrem İmamoğlu’na açık mektup / 22.04.2024
- Erdoğan anlattığı kıssayı bile unuttu / 21.04.2024
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024