Küresel krizin hep zararlarından bahsediyoruz ama aslına bakılırsa hiç faydası olmadığı da söylenemez.Bu kriz sebebiyle gerek ülke dışında, gerekse ülkemizde birçok idareci, yetkili, iş adamı ve ekonomist, yıllardır "tüketimin canlandırılması lazım" diyen Prof. Dr. Haydar Baş'ın başladığı noktaya geldi.Bu bence oldukça önemli bir gelişme.Dünya bu önemli gerçeğe daha yeni ulaştı ama bu gerçeğe yıllar önce ulaşıp da problemlere gerçek bir çözüm modeli sunan Prof. Dr. Haydar Baş'ı tam manasıyla ne zaman anlarlar bilemiyorum.İnsanoğlu garip bir varlık. Bazen çözüm o kadar yakın olduğu halde inat sebebiyle o çözümden o kadar uzaklaşılıyor ki? İnsanoğlu, kendisine zarar verme konusunda oldukça mahir. Kapitalizm, yıllarca milletlerin sırtına bir kene gibi yapışarak semiren zenginler türetti. Milletler sömürüldü sömürüldü, ama neticede sömürülenlerin mecali kalmadı.Yaşanan son kriz, millet olmadan devletin olmayacağını, millet olmadan zenginin de ayakta kalamayacağını gösterdi.ABD yönetimi Prof. Dr. Haydar Baş'ın Modeli'nin sadece küçük bir bölümünü aşırarak, "çabuk harcayacakların cebine para koymayı" denedi. Şimdi de faizlerin sıfırlanmasından bahsediliyor.Bunlar elbette ki çözüme doğru atılan küçük de olsa adımlardır ama işin özü hala kavranmış değildir.İşin özünde milletlerin ayakta kalması için sürekli bir desteğin sağlanması vardır. Milli Ekonomi Modeli'nde ifade edildiği gibi, Kapitalizmin "Her arz kendi talebini doğurur" düşüncesi temelden yanlıştır.Model'de üretim yapıldıkça bir eksik talebin oluşacağı, bunun için de devletin emisyonu genişleterek sosyal projelerle vatandaşın cebine para koyması gerektiği belirtilir.Yani Milli Ekonomi Modeli'nde, üretim yapılmadan önce hesap edilen şey, tüketimdir. Tüketilmeyecek malın üretilmesinin bir manası yoktur.Gerek ABD, gerek AB ve gerekse bunları adım adım takip eden Türkiye bu gerçeğin farkına gerçekten varmadığı müddetçe bu krizi atlatabilmesi mümkün olmayacaktır.Ülkemizde iş adamları tüketimin önemini kavramaya başladılar. Eğer yıllar önce Prof. Dr. Baş'ı dinleyip de O'na fırsat vermiş olsalardı bu noktaya çok önceleri gelip bu krizden hiç etkilenmeyeceklerdi. Ama zararın neresinden dönülürse kardır.TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ son yaptığı açıklamada, "İç tüketimi canlı tutmak çok önemli. Sokağa çıkıp harcamazsak firmalar üretimi düşürecek, o zaman işten çıkarmalar artacak ve tüketim daha da azalacak. Böyle bir kısır döngü olur" dedi.Ankara Giyim Sanayicileri Derneği (AGSD) Başkanı Canip Karakuş da işten çıkarmaların ortadan kalkması için iç talebin canlanmasının şart olduğunu kaydetti.Geldikleri bu nokta eskiye nazaran güzel, ama çözümü konuşurlarken iş adamlarımız hala IMF'den ve AB'den medet ummaya devam ediyor.Soru şu: Hem bugüne kadar talebe, iç tüketime en büyük darbeyi vuran IMF ile devam edip bir taraftan da iç talebi canlandırmak mümkün mü?İş adamlarına tavsiyem, artık olmayacak duaya amin demeyi bırakıp, gerçek çözümde buluşmalarıdır.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Bu yerel seçimlerde değişime kapı açılacak! / 30.03.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Bu yerel seçimlerde değişime kapı açılacak! / 30.03.2024