Geçtiğimiz Salı gecesi, Cenab-ı Hakk'ın Kur'an'ında "bin aydan daha hayırlı" olarak buyurduğu mübarek Kadir Gecesi'ydi.
Teravihler, Kadir Gecesi namazları kılındı, Kur'anlar okundu, salat ve selamlar, tekbirler getirildi, İstiğfarlar, kelime-i tevhitler, ism-i celaller okundu, mevlitler, ilahiler gönüllerimizi hoş eyledi, eller semaya kalktı dualar edildi, "Ya Rabbi Sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni affeyle" denildi...
Allah yaptığımız bütün ibadetleri ve duaları kabul eylesin.
Cenab-ı Hak bu geceyi öylesine seçmiş ve özel kılmış ki, yaptığınız her bir ibadet, 83 yıllık yani bir ömür yapılan ibadete karşılık geliyor.
Ne muazzam değil mi?
Elbette ki bu durum, Allah'ın merhametinin yüceliğini, kullarını affetmek için bahaneler aradığını gösteriyor.
Ne mutlu bu kapıdan girip kendini affettirmeye çalışanlara, bu sevilmiş ve seçilmiş gecelerden hakkıyla istifade edenlere...
Merhum Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız, bu, rahmetin, feyzin sağanak sağanak yağdığı gecelerde duyarlı olmamız gerektiğini, bu gecelerin bereketinden hakkıyla istifade etmemiz gerektiğini sürekli hatırlatırdı.
O ne güzel yol göstericiydi, ne güzel uyarıcıydı, ne muhteşem eğitimciydi.
Allah şefaatlerinden mahrum eylemesin. Bizleri de O'na layık olmayı nasip eylesin.
Cenab-ı Hak, Ramazan ayının faziletiyle ilgili şöyle buyuruyor:
"Ramazan ayı öyle bir aydır ki, onda Kur'ân-ı Kerim nazil oldu." (Bakara, 185)
Cebrail (a.s) ilk vahyi Hira Mağarası'nda bu gece getirmiştir.
Alak Suresi'nin, "ikra (oku)" diye başlayan ilk 5 ayetini...
Yani Kadir Gecesi, Kur'an'ın, Ehl-i Beyt'in başı olan Hz. Peygamber'le (s.a.v) buluştuğu ilk gecedir.
Diğer bir ifadeyle bu kutlu gece, Kıyamet günü Kevser Havuzu'nun başına gelinceye kadar asla birbirinden ayrılmayacak olan Kur'an ve Ehl-i Beyt'in buluştuğu, birleştiği ilk gecedir.
Ve bin aydan yani 83 yıldan daha faziletli kılınmasının en önemli hikmeti de budur.
Hz. Peygamber (s.a.v.), başta Veda Haccı olmak üzere birçok yerde ümmetine bıraktığı iki emaneti Kur'an ve Ehl-i Beyt olarak ifade etmiştir.
"Sekaleyn" hadisi olarak bilinen Peygamber Efendimizin bu konudaki hadisi 16 Sünni kaynakta geçtiği şekilde şöyledir:
"Ben sizin aranızda iki değerli (ağır) emanet bırakıyorum; onlara sarıldığınız sürece Benden sonra asla sapıklığa düşmezsiniz. Onlar Allah'ın Kitabı ve Benim ıtretim Ehl-i Beyt'imdir. Bu ikisi, Kevser Havuzu'nun başında Bana tekrar dönünceye kadar asla birbirlerinden ayrılmazlar." (Sahih-i Müslim, Kitab-u Fezail-i Ali ibn-i Ebi Talib, c.7, s.122; Sahih-i Tirmizi, c.5, s.328; Nesai, EI Hasais, s.21; Müsned-i İmam Ahmed ibn-i Hanbel, c.3, s.17)
Allah Resulü bu iki emanetin birbirinden asla ayrılmayacağını beyan ediyor.
Bunun anlamı şudur:
Eğer Ehl-i Beyt'e sırt döner, Onların izini takip etmezseniz, hatta düşmanlık ederseniz, sizin Kur'an'dan asla nasibiniz yoktur.
Kur'an'ı Ehl-i Beyt'siz anlayamazsınız ve yaşayamazsınız.
Ehl-i Beyt'le beraber olursanız, Onlar Kur'an'ı zaten size yaşatırlar.
15 ciltlik Ehl-i Beyt Külliyatı'nı kaleme alan ve Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt tezinin sahibi Prof. Dr. Baş Hocamız, "Ehl-i Beyt canlı Kur'an numuneleridir" derdi.
Ehl-i Beyt'in mücerret yani soyut olan Kur'an ayetlerinin müşahhas yani somut hali olduğunu ifade ederdi.
Ehl-i Beyt'siz bir İslam'ın olmayacağını, İslam'ın ancak Ehl-i Beyt çizgisinde yaşanabileceğini vurgulardı.
Zaten Hz. Peygamber'in Sekaleyn Hadisi de açıkça bunu ifade etmiyor mu?
Esasen Cenab-ı Hak bir çok ayetinde, Hz. Peygamber bir çok hadisinde hep bu gerçeği ilan etmiştir.
Birbirinden asla ayrılmayacak olan Kur'an ve Ehl-i Beyt'in ilk buluştuğu geceyi Cenab-ı Hakk'ın bin aydan hayırlı kılması en bariz bir ilan değil midir?
Doğru, bütün ibadetler önemli, seçilmiş geceler önemli ama unutmayalım ki bütün bunlar sevilmiş, seçilmiş ve sevilmesi farz kılınmış Ehl-i Beyt'le bir ve beraber olabilirsek önemli...
Bu sebeple Prof. Dr. Baş, yıllardır "Ehl-i Beyt ortak paydasında buluşmalıyız, bir ve beraber olmalıyız" derdi.
Allah O'nu daha iyi anlamayı ve emanetlerine sahip çıkmayı bizlere nasip eylesin.
Ve ölene kadar Kur'an ve Ehl-i Beyt çizgisinden ayırmasın.
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- ‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’ / 12.03.2024
- Rahmet ve bereket ayına ulaştık / 09.03.2024
- Emekliler yılında emekli can çekişiyor / 08.03.2024
- Anketlere aldanmayın! / 06.03.2024
- Türk milleti ‘değişim’ istiyor / 05.03.2024
- 13 bin dolar kişi başı milli gelir nerede? / 02.03.2024