Küresel güçler, sömürülerini arttırmak ve daha sağlam bir şekilde kurumlaştırmak için yeni fikirler geliştiriyor, yeni yöntemler uyguluyorlar. Geliştirdikleri yeni fikirleri, ilk önce etkili olabilecek kişilere kabul ettirmeye çalışıyorlar. Onlar kabul edince gerisi kolay. Medya devreye sokulur, şaşaalı törenler yapılır, ödüller dağıtılır, "büyük buluş, çağın gerçeği" denilir ve kitleler de işin içerisine çekilir.
Karşı çıkacak, farklı görüş beyan edecek olanlar için de yapılacaklar, söylenecekler bellidir. Bunları sayıp dökmeye gerek yok.
Şimdi gelelim, küresel güçlerin yeni oyununa. Yeni oyun yine para üzerine. Bir değer ölçüsü ve değişim aracı olan parayı, en önemli sömürü aracı haline getiren küresel güçler, artık milli paraları tamamen ortadan kaldırmak peşindeler. Milli paralar onlar için çok tehlikeli. Yarın öbür gün bir babayiğit çıkar da bu sömürü çarkını kırmaya kalkarsa, bir başka deyişle, milli ekonomi modelini uygulamaya kalkarsa ne olur? O zaman küresel güçler, sudan çıkmış balığa dönmezler mi? İşte bu tehlikeyi bertaraf etmek için milli paraları kaldırmak şarttır. Çünkü milli para olmayınca, haliyle milli ekonomi de olmaz.
Küresel güçlerin bu yeni oyununa dikkat ediniz. Henüz Türkiye'de bunu yüksek sesle gündeme getirenler olmadı. Ama bu olmayacak anlamına gelmez. Bu not, kafamızın bir kenarında dursun ve bu nota göre bazı olayları takip edelim. Mutlaka ipuçları yakalarız.
Bilindiği gibi, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Bertton Woods'ta milli paraların korunması yönünde bir anlaşma yapılmıştı. Bu anlaşmaya göre, dolar, altın karşısında sabit kura bağlanmıştı. Ancak ABD, anlaşmaya bir zaman sonra uymadı. Altın karşılığı para basması gereken ABD, karşılıksız para bastı. Tabiri caizse, bütün dünyaya karşılıksız çek kesti.
Bu ortaya çıkınca ABD, köşeye sıkıştı ve dolar karşılığı altın vermeyeceğini ilan etti. Bu ilan, aynı zamanda kalpazanlığın da ilanı idi. Ama değişen bir şey olmadı. ABD, kalpazanlığa yani karşılıksız dolar kesmeye devam etti. Karşılıksız kestiği dolarla, dünya piyasalarından mal satın aldı ve bunun adına da ticaret dedi. Aslında bu, düpedüz bir soygundur.
Bugünlerde, fiilen işlemeyen Bretton Woods anlaşmasının yerine, yeni bir anlaşmanın fikri temelleri atılıyor. Bu temelleri atanların başında Columbia Üniversitesi profesörlerinden Robert Mundell geliyor. Prof. Mundell Euro'nun da fikir babasıdır. 1970'li yıllarda Euro'yu gündeme getirdiği zaman, bir çok kişi onu hayalcilikle suçlamıştı. Ama zaman geçince, görüldü ki, hayal denilen Euro, gerçek oldu.
Aynı Prof.Mundell bu sefer "intor" adıyla küresel bir para teklif ediyor. Mundell'e göre, Bretton Woods'taki anlaşmaya benzer bir anlaşma artık imkansız. Geriye tek alternatif, bütün devletlerin kullanacağı küresel bir para kalıyor. Prof. Mundell, küresel paraya geçmek için 2040 yılına kadar dünyanın üç para bölgesine ayrılmasını ve bu dönem içerisinde altyapının oluşturulmasını, ondan sonra da küresel para sistemine geçilmesini öngörüyor. Aksi halde ne olacak? Bu soruya Prof. Mundell'in cevabı şöyle: "Mevcut para sistemi tümüyle çökecek ve dünya bir kaosa sürüklenecektir".
Prof. Mundell'in bu teklifi, küresel güçler için bulunmaz bir nimet. Ancak buna işlerlik kazandırmak, zannedildiği kadar da kolay değil. Tek para için kaçınılmaz şart, tek devlet olmaktır. Bu nasıl aşılacaktır? Küresel paranın sahibi hangi devlet olacaktır? Milli devletler yaşayacaksa, milli paralar ve merkez bankaları mutlaka varlığını devam ettirecektir.
Bir dünya merkez bankası kurulacaksa, bunun başkanı ve siyasi irade sahibi kim olacaktır? Bu ve buna benzer bir dizi sorunun cevabı verilmiyor, daha doğrusu gizli tutuluyor. Bu sorulara cevap arayanlar, milli devletlere bir çok cepheden açılan savaşlara baksınlar. Savaşlar, bir noktada odaklanıyor.
O da, milli devletleri yıkmak ve küresel güçlerin sömürü alanını genişletmektir.
Karşı çıkacak, farklı görüş beyan edecek olanlar için de yapılacaklar, söylenecekler bellidir. Bunları sayıp dökmeye gerek yok.
Şimdi gelelim, küresel güçlerin yeni oyununa. Yeni oyun yine para üzerine. Bir değer ölçüsü ve değişim aracı olan parayı, en önemli sömürü aracı haline getiren küresel güçler, artık milli paraları tamamen ortadan kaldırmak peşindeler. Milli paralar onlar için çok tehlikeli. Yarın öbür gün bir babayiğit çıkar da bu sömürü çarkını kırmaya kalkarsa, bir başka deyişle, milli ekonomi modelini uygulamaya kalkarsa ne olur? O zaman küresel güçler, sudan çıkmış balığa dönmezler mi? İşte bu tehlikeyi bertaraf etmek için milli paraları kaldırmak şarttır. Çünkü milli para olmayınca, haliyle milli ekonomi de olmaz.
Küresel güçlerin bu yeni oyununa dikkat ediniz. Henüz Türkiye'de bunu yüksek sesle gündeme getirenler olmadı. Ama bu olmayacak anlamına gelmez. Bu not, kafamızın bir kenarında dursun ve bu nota göre bazı olayları takip edelim. Mutlaka ipuçları yakalarız.
Bilindiği gibi, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Bertton Woods'ta milli paraların korunması yönünde bir anlaşma yapılmıştı. Bu anlaşmaya göre, dolar, altın karşısında sabit kura bağlanmıştı. Ancak ABD, anlaşmaya bir zaman sonra uymadı. Altın karşılığı para basması gereken ABD, karşılıksız para bastı. Tabiri caizse, bütün dünyaya karşılıksız çek kesti.
Bu ortaya çıkınca ABD, köşeye sıkıştı ve dolar karşılığı altın vermeyeceğini ilan etti. Bu ilan, aynı zamanda kalpazanlığın da ilanı idi. Ama değişen bir şey olmadı. ABD, kalpazanlığa yani karşılıksız dolar kesmeye devam etti. Karşılıksız kestiği dolarla, dünya piyasalarından mal satın aldı ve bunun adına da ticaret dedi. Aslında bu, düpedüz bir soygundur.
Bugünlerde, fiilen işlemeyen Bretton Woods anlaşmasının yerine, yeni bir anlaşmanın fikri temelleri atılıyor. Bu temelleri atanların başında Columbia Üniversitesi profesörlerinden Robert Mundell geliyor. Prof. Mundell Euro'nun da fikir babasıdır. 1970'li yıllarda Euro'yu gündeme getirdiği zaman, bir çok kişi onu hayalcilikle suçlamıştı. Ama zaman geçince, görüldü ki, hayal denilen Euro, gerçek oldu.
Aynı Prof.Mundell bu sefer "intor" adıyla küresel bir para teklif ediyor. Mundell'e göre, Bretton Woods'taki anlaşmaya benzer bir anlaşma artık imkansız. Geriye tek alternatif, bütün devletlerin kullanacağı küresel bir para kalıyor. Prof. Mundell, küresel paraya geçmek için 2040 yılına kadar dünyanın üç para bölgesine ayrılmasını ve bu dönem içerisinde altyapının oluşturulmasını, ondan sonra da küresel para sistemine geçilmesini öngörüyor. Aksi halde ne olacak? Bu soruya Prof. Mundell'in cevabı şöyle: "Mevcut para sistemi tümüyle çökecek ve dünya bir kaosa sürüklenecektir".
Prof. Mundell'in bu teklifi, küresel güçler için bulunmaz bir nimet. Ancak buna işlerlik kazandırmak, zannedildiği kadar da kolay değil. Tek para için kaçınılmaz şart, tek devlet olmaktır. Bu nasıl aşılacaktır? Küresel paranın sahibi hangi devlet olacaktır? Milli devletler yaşayacaksa, milli paralar ve merkez bankaları mutlaka varlığını devam ettirecektir.
Bir dünya merkez bankası kurulacaksa, bunun başkanı ve siyasi irade sahibi kim olacaktır? Bu ve buna benzer bir dizi sorunun cevabı verilmiyor, daha doğrusu gizli tutuluyor. Bu sorulara cevap arayanlar, milli devletlere bir çok cepheden açılan savaşlara baksınlar. Savaşlar, bir noktada odaklanıyor.
O da, milli devletleri yıkmak ve küresel güçlerin sömürü alanını genişletmektir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018