logo
19 MART 2024

Küreselleşme adı altında nasıl sömürdüler?

27.11.2018 00:00:00
1980'li yılların başından itibaren, özellikle de Doğu bloğunun dağılmasıyla, kapitalist dünyanın küresel sömürü anlayışı olan "küreselleşme" tüm dünyada etkili olmaya başladı. Küreselleşmeyi savunanlara göre; küreselleşmeyle dünya ticareti gelişecekti, dünya ekonomisi büyüyecek, dünya genelinde adil gelir dağılımı sağlanacak, demokrasi yaygınlaşacaktı. Peki, pratikte öyle mi oldu? Elbette ki hayır…
Dünya ticareti tekelleşti, ABD ve Batı'nın dünyayı sömürme politikaları küreselleşti, gelir adaletsizliği hem ülkeler bazında, hem de bireyler bazında arttı.
Bu zaman zarfında demokrasi getireceğiz diye milyonlarca masum insan en ağır silahlarla, bombalarla katledildi, ülkeler işgal edildi, parçalandı, kan ve gözyaşı hiç dinmedi.
Peki, ABD ve diğer Batılı ülkeler, küreselleşme adı altında ülkelere hangi dayatmalarda bulundular? Dilerseniz bu sorunun cevabını Prof. Dr. Haydar Baş'ın dünyaca ünlü Milli Ekonomi Modeli'nden verelim. (Bakınız, sayfa 474, 475)
* Kendi üretimleri karşılığı, kendi topraklarında başta ABD doları olmak üzere "hard currency"lerin dolanımda olması. Türkiye, yıllardır Amerikan dolarını iç piyasada dolanımda tutmaktadır. Kendi paramız bile alınan dolar borç karşılığındadır. Prof. Dr. Haydar Baş'ın ifadesiyle, paramız doların tercümesidir.
* Merkez Bankalarının hükümetlerden bağımsız hale getirilerek hazineye borç vermesine yasak getirilmesi. Merkez Bankası bağımsız olmalı derken hep bu kastedilmektedir. Yani kendi devletinden ve milletinden bağımsız, global sermaye gruplarına tam bağımlı.
* Hazinenin, ihtiyaç duyduğu parayı global tefecilerden gerek iç, gerekse dış borç adı altında temin etmesi. Bu, sürdürülebilir borç adı altında yapılmaktadır. Borçlar sürekli artmaktadır. Dikkat ederseniz iç borç da bu manada aslında dış borçtur.
* Özelleştirme ile en çok kar getiren monopol (tekel) konumundaki devlet kurumlarının bedava fiyata satılması. Özellikle 1980'li yıllardan sonra Cumhuriyet kazanımı olan bütün karlı kamu kurluşlarımız haraç-mezat yabancılara devredilmiştir.
* Madenlerin global firmalara satışının sağlanması. Özellikle 2003 yılından itibaren maden sahalarının yabancılara satışının önünün kanunen açılmasıyla bu sağlanmıştır.
* Tarıma verilen desteklerin kaldırılması ve tahditlerin devreye konması. AB ile müzakereler çerçevesinde ülkemizin tarımı maalesef Batıya kurban verilmiştir.
* Faiz gelirlerinden vergi alınmayarak devletlere para satan global firmaların kârına kâr katılması. Ülkemizde bu da yaşanmaktadır.
* Global şirketlerin normal ticari karlarından minimum vergi alınması şeklinde yasal düzenlemelerin yapılması; bu hususta off shore ülkelerden istifade edilmesi. Global şirketlere ülkemizde bu konuda da kolaylıklar gösterilmektedir. 
* Başta dolaylı vergiler olmak üzere borçlu milletlerin sırtındaki vergiler arttırılarak borç ve faiz yükünün yerli ve çalışan halkın sırtına yüklenmesi. Bu, ülkemizde yaşanıyor mu? Elbette, hem de fazlasıyla… Vergiyi tabana yayacağız mantığı işte bu mantık… Halbuki vergi yalnız kazananlardan adil bir şekilde alınmalı. Tüketimden asla alınmamalı.
* Yabancı sermayenin dışında bir kalkınmanın olamayacağı kabulü ile emisyona dayalı yerli sanayinin önünü açacak dışarıya bağımlı olmayan bir kalkınma modelinin engellenmesi. Ülkemiz de var mı, var. Bütün yatırımlar yabancı sermaye üzerinden yapılmaktadır. Dolayısıyla her yeni yatırım borcu artıran bir unsura dönüşmektedir.
* 'Tahkim'e evet denilerek, dışarıdan alınacak faizli paraya ve global firmalara bağlı bir yatırım modeli kabul edilerek kalkınmada tamamen dışa bağımlı bir anlayışın devreye konması. Tahkim, global firmaların ülkemizin hukukuna göre değil, istedikleri şekilde hareket edebilmelerinin önünü açmaktadır. Yabancı yatırımın kontrolü asla bizde değildir.
* Teknolojinin bilgisine yatırım yapmak yerine teknoloji trasferine dayalı bir kalkınma modeli uygulanması. Yani beyin olarak da hep global sömürücülere bağımlıyız.
* Sözde enflasyon hedeflemesi adı altında hane halklarının gelirleri kısılarak, bireylerin temel ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için bile banka kredilerine ve kredi kartlarına yönlendirilmesi. Ülkemizdeki enflasyon Prof. Dr. Baş'ın yıllardır ifade ettiği gibi maliyet artışlarından kaynaklanan bir enflasyon olmasına rağmen, enflasyonla mücadele adı altında hep vatandaşın kemerini sıkma politikaları uygulanmıştır. İşte mantık budur. Bu, küreselleşmenin bir sömürü politikasıdır. Bu mantıkla geliri sürekli daraltılan vatandaş da plan gereği bankaların tuzağına itilmektedir.
* Liberalizasyon adı altında gümrük korumacılığının tek taraflı kaldırılarak, kalkınmak isteyen veya geri kalmış ülkelerin küresel sermayedarların pazarı haline getirilmesi. Dikkat ederseniz küresel odaklar, küreselleşme adıyla gelişmekte olan ülkelerin gümrük duvarlarını neredeyse sıfıra indirirken, kendi ülkelerindeki gümrük duvarlarını yukarı çekerek kendi üreticilerini korumaktadırlar. Yani yaptıklarının tersini diğer ülkelere dayatmaktalar. Bugün ABD'nin korumacılık politikaları bunun en bariz örneğidir.
Evet, küreselleşmeyle ülkelere dayatılan ekonomik yaptırımlar bu ve bunun gibi hususlar. Ayrıca ülkeler; yine küreselleşme adıyla siyasi, hukuki, askeri, kültürel, sosyal hatta dini birçok dayatmalara da maruz kalmaktadır. 
Küreleşmenin bu sömürü politikalarını deşifre eden Milli Ekonomi Modeli, bu yıkıcı işgal politikalarının panzehirini de sunmaktadır. Emek ve üretim karşılığı basılan milli para, gelir adaletini sağlayan sosyal devlet projeleri, sürekli büyümeyi sağlayan tüketim odaklı bir anlayış, tüm girdileri yerli ve milli olan üretim anlayışı ve netice olarak tam bağımsız bir ekonomi… Tüm işgal projelerine karşı Milli Devletimizi koruyacak olan en güçlü kalkan Prof. Dr. Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'dir. Bu sebeple, "Bu işi Prof. Dr. Haydar Baş ve kadrosu yapar", başkaları asla yapamaz.
 
Murat Çabas / diğer yazıları
"Akıllı tarım uygulamalarıyla verimi 40'a katlayacağız"
BTP İstanbul Adayı Cihan Erdoğanyılmaz
İsrail duyuru yapmadan Refah'a saldırı başlattı
Çok sayıda Filistinli hayatını kaybetti
AB'den fanatik Yahudilere yaptırım kararı
İsrailli bakandan 'genişletme' çağrısı
'Açılış' adı altındaki mitingler Meclis gündeminde
Maliyeti ne kadar?
Geçen hafta alan kaybetti
Bitcoin'de sert düşüş başladı
Davul çalan kendini başka ilçede buluyor
Bu mahallede yüz yıllardır davul çalınmıyor
Yüklü miktarda para ve külçe altınla yakalandı
FETÖ'den aranıyordu
İhracat azalıyor, ithalat katlanıyor
Sorun derinleşiyor, atölyeler kapanıyor
'Önce Atamızdan sonra Türk halkından özür dilesin'
Aytekin Şef'ten AKP'li başkana çağrı
Bir ayda 145 bin 480 emekli maaşı harcandı
Emekliye cefa, Saray'a sefa!
Rıza göstereceği tek 'darbeyi' açıkladı
'Ben o darbeye teslim olurum'
'Kazanamazsam geleceğimi düşünmem gerekir'
TİP'in Zan kararının perde arkası
MOSSAD Başkanı ve HAMAS lideri masada
Esir takası müzakereleri başladı
Filistinlilerin arazisine mahkeme el koydu
Gasp devam ediyor
Para sayılan ofisin sahibi avukatın ifadesi
'3 saat boyunca para getirdiler'
"Akıllı tarım uygulamalarıyla verimi 40'a katlayacağız"
BTP İstanbul Adayı Cihan Erdoğanyılmaz
İsrail duyuru yapmadan Refah'a saldırı başlattı
Çok sayıda Filistinli hayatını kaybetti
AB'den fanatik Yahudilere yaptırım kararı
İsrailli bakandan 'genişletme' çağrısı
'Açılış' adı altındaki mitingler Meclis gündeminde
Maliyeti ne kadar?
Geçen hafta alan kaybetti
Bitcoin'de sert düşüş başladı
Davul çalan kendini başka ilçede buluyor
Bu mahallede yüz yıllardır davul çalınmıyor
Yüklü miktarda para ve külçe altınla yakalandı
FETÖ'den aranıyordu
İhracat azalıyor, ithalat katlanıyor
Sorun derinleşiyor, atölyeler kapanıyor
'Önce Atamızdan sonra Türk halkından özür dilesin'
Aytekin Şef'ten AKP'li başkana çağrı
Bir ayda 145 bin 480 emekli maaşı harcandı
Emekliye cefa, Saray'a sefa!
Rıza göstereceği tek 'darbeyi' açıkladı
'Ben o darbeye teslim olurum'
'Kazanamazsam geleceğimi düşünmem gerekir'
TİP'in Zan kararının perde arkası
MOSSAD Başkanı ve HAMAS lideri masada
Esir takası müzakereleri başladı
Filistinlilerin arazisine mahkeme el koydu
Gasp devam ediyor
Para sayılan ofisin sahibi avukatın ifadesi
'3 saat boyunca para getirdiler'
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.