Dünden bugüne ABD, Kuzey Kore'ye tehditkâr açıklamalar yaptı, yapıyor. Kuzey Kore anında misliyle cevap veriyor.
Dünden bugüne ABD, Rusya'ya siyasi, ekonomik tehditler, eleştiriler sıralıyor. Rusya anında cevap veriyor.
ABD, Çin'e hemen her gün bir şeyler söylüyor. Çin anında cevap veriyor.
Dünden bugüne ABD, İran'ı her alanda en ağır şekilde tehdit ediyor. İran da aynı şekilde cevap veriyor.
Maduro ya hu! Sadece petrolü var. Ne coğrafi konumu ne stratejik değeri vs. hiç bir şeyi yok.
Her tarafı emperyalistlerce çevrildi. Halkı isyana teşvik edildi. Hatta sözde geçici hükümet bile kurdurdular.
Ama tek adım geri atmadı. ABD'nin her tehdidini iadeli-taahhütlü geri gönderdi.
Ya Türkiye!
ABD'nin terör örgütlerini oluşturduğunu, eğittiğini, her türlü teçhizatı verdiğini ve kullandığını dünya biliyor. En canlı örneği YPG-PKK örgütü.
Bu gerçekleri herkes gördü. İktidar ve muhalefet partileri de açıkladı, kabul edilemez, yakışmıyor şeklinde de tepki (!) gösterdiler.
Oysa bugünün geleceği yani Fırat'ın doğusundaki terör örgütünü bitirmek için askerimizin Suriye'ye gireceği dünden belliydi.
Yeri geldi soralım! 15 gün önce BM kurulunda dikkat çekici bir konuşma yapan ve haritalarla Ortadoğu'yu anlatan Sayın Erdoğan en azından birkaç kare de ABD'nin terör örgütlerine nasıl yardım ettiğini dünyaya gösteremez miydi?
Suriye'ye gireceği dünden belliydi ve girdik.
ABD aynı ABD. Yine tehdit ediyor. Hem de her seviyeden. Başkanı tehdit ediyor. Senatörü tehdit ediyor. Medyası tehdit ediyor. Olası başkan adayları tehdit ediyor.
Şimdi soruyorum; neden bizim Cumhurbaşkanımızdan, bakanlarımızdan, vekillerimizden, muhalefet liderlerinden medyamıza kadar hiç kimse ABD'ye aynı şekilde cevap vermiyor da dün olduğu gibi bugün de bir açık kapı bulmaya, aralamaya çalışıyor?
Ekranlarda hayretle takip ediyorum; devlet yöneticilerimiz, Trump'ın attığı twitleri tefsir etme gayretine girmişler. Trump baskı altındaymış, aslında öyle demek istemiyormuş.
Sayın Cumhurbaşkanı, ABD'ye niçin gidiyor?
40 yıldır doğu ve güney sınırlarımızda terör örgütleriyle mücadele eden biz.
Suriye'de başlatılan haçlı oyunlarının, bu oyunlar çerçevesinde 5 milyon mülteciye bakan ve 40 milyar dolardan fazla para harcayan biz.
Terör örgütü YPG-PKK'nın hedef aldığı ülke biz. Terör örgütünü bitirmek için askerini sahaya indiren biz. Bunlardan rahatsız olan ABD.
Sayın Cumhurbaşkanı, ABD'ye neden gidiyor? Rahatsızlığı olan gelsin burada konuşalım.
Arap Birliği…
Adı Arap Birliği. (Halklarını tenzih ederim) Gerçekte ise Yahudi ve Hıristiyanları memnun ve mutmain etme birliği. Haliyle bu birlik Türkiye'yi kınamış.
Baştan söyleyeyim! Ben yaşananların hiç birine şaşırmıyorum. Çünkü Yahudi ve Hıristiyanlar (Haçlı Dünyası) kendinden bekleneni yapıyor.
Münafıklar (Arabistan, Mısır, Irak vs.) onlar da kendinden bekleneni yapıyorlar, olağan karakterlerini sergiliyorlar.
Ey Türkiye, sen ne yapıyorsun?
Suud'un, Mısır'ın, Irak'ın, Katar'ın ne olduğunu yeni mi anlıyorsun?
Oysa detaylı olarak anlatmıştık! 3 gün yas ilan ettiğiniz de, uçaklar dolusu bedava yiyecek gönderdiğiniz de, övdüğünüz de, devasa şirketleri sattığınız da, Osmanlı'yı ve Türk milletini nasıl arkadan vurduklarını satır satır anlattık.
Gerçi bu anlattıklarımızdan çok fazlasını siz de biliyordunuz. Böyle olacağını görüyordunuz da. Şimdi neden şaşırıyorsunuz ki?
Senin dünkü duruşun nerede Türkiye? Nerede o Atatürk ruhu, duruşu?
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024