Bu yılki bütçe görüşmeleri de renkli ve reytingli tartışmalara sahne oldu. En çok reytingi İçişleri Bakanı Süleyman Soylu aldı.
Neden? Çünkü konusu hassastı. Bu konuya, millet de hassastı ve karşısındakiler de bu hassasiyetleri tahrik edip Soylu'ya reytinglerde 'pik' yaptırdılar.
İki tarafı da gülerek, üzülerek izledim. Bir yanlış üzerine iki taraf da öylesine bir inanç kurmuşlar ki(!) hayret ettim.
"Oooh! Paralar PKK'ya gitmiyor, millete gidiyor. Oh, oh!"
En başta! Milletin paralarını PKK'ya gönderenin de, gitmesini isteyenin de aynı şekilde milletin malını başka amaçlar için kullananın da Allah (c.c) belasını versin, rezil-rüsva eylesin.
Peki, paralar nereye gitti, gidiyor, millete mi?
31 Mart yerel seçimlerinde Soylu aynı koltukta oturuyordu. AKP'nin Diyarbakır Belediye Başkan adayı ise 2016'da kayyum olarak atadıkları kaymakamdı.
AKP'nin son başkan adayı üç yıl kaldığı o koltuk ve koltuğun olduğu oda için tam 2 milyon 127 bin 725 TL yani 2 trilyondan fazla para harcadığı ortaya çıkmıştı.
O kişinin savunması da ilginçti; "Banyo zaten aynıydı. Biz kabin taktırdık."
Diğer kayyum atanan belediyelerin yaptıkları harcamalar da ortaya çıkmıştı. Sadece Diyarbakır'da 1 buçuk tondan fazla kadayıf faturası kesilmiş!
Milletin parası nereye gitmiş Sayın Soylu? Bu kişiler hakkında gereği yapıldı mı?
Sayın Soylu'yu bilmem ama ilgilenenler için inancımızın, devlet malı hassasiyeti hakkında birkaç cümle yazayım;
Malumunuz Peygamberimiz (s.a.a.v) kendi safında savaşan ama devlet malından mal çalan, kendi menfaati için aşıran kişilerin namazını kılmamıştır.
Nedenini ise "Allah (c.c) bu kişinin imanını kabul etmedi" şeklinde açıklamıştır. Varın gerisini siz düşünün.
Mevzu sadece PKK değildir. Devletin, milletin malını her kim haksız yere yiyorsa teröristtir. Allah (c.c) onun imanını kabul etmeyecektir.
Meclis'e dönersek! HDP'liler, Sayın Soylu'yu coşturdukça coşturdu. Soylu da coştukça dünü unuttu ve dedi ki;
"Örgüte istihbarat sağlayan, belediye kepçesiyle çukur, barikat kazan, belediye aracıyla terörist cenazesi kaldıran, bombalı eylem yaptıran, teröristin adını cadde ve sokaklara verenlere göz yummuyoruz."
Bırak göz yummayı ya verdiğiniz emirler!
"Valiler verdiğimiz talimatlar gereği PKK'ya operasyon yapmadı!
Karakolda görevli personel mevzi dışına çıkmasın.
Üzerinde silah olan PKK'lı teröristler karakolun önünden geçiyorlar, onlara el sallıyorlardı. Asker de onlara hiçbir şey yapmıyordu."
Hatta Genelkurmay o günlerde hükümetten yazılı emir istemişti. Neden mi? İleride açılabilecek davalara karşı kendilerini aklamak, topu iktidara atmak için.
Öcalan kardeşlerin en çok popüler olduğu dönemin İçişleri Bakanı da Sayın Soylu'dur.
Aynı İçişleri Bakanı, "Hepimizin başına kötü işler gelebilir" diyerek kadın cinayetleri ve tacizlerinin istismar edildiğini söyledi.
2015 yılından sonra bu ülkede yıllık cinayet rakamları 3 bini, aynı şekilde intihar vakaları da 3 bin iki yüzü geçmiş vaziyette. Her gün birden fazla kadın öldürülüyor. İçişleri Bakanı da diyor ki, istismar ediliyor.
Ya istismar edilmezse kim bilir tablo nasıl olurdu?
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024