Molla Sait! Osmanlı Devleti'nde askerî ve hukukî işlerden sorumlu olan Mustafa Neşet Molla'nın oğlu, II. Abdülhamit devri şeyhülislâmı Cemalettin Efendi'nin yeğenidir. Bugünkü tabirle Adalet bakanının oğlu, Diyanet İşleri Başkanının yeğeni bir zevat...Başka bir tabirle Osmanlı'da din ve siyaset alanında öne çıkmış ailenin oğlu. Haliyle eğitimini de dini ve siyasi ilimler almış, aldığı eğitim neticesinde isminin başına, dini bir terim, vasıf olan "Molla" sıfatı konulmuş ve yine Osmanlı'da din ve siyaset alanlarında önemli mevkilerde görev yapmış bir zevat.Bu "molla" lakaplı zevat, 1918 yılı sonlarında "Yeni İstanbul" gazetesini çıkartıyor. Gazetenin ilk sayısında "İngiltere ve Biz" adlı, bir yazı yayınlıyor ve 1919 yılında da İngiliz Muhipler Cemiyeti'ni kurup, başkan oluyor.Bu İngiliz hayranı, dinci Molla Sait, İstiklal Mücadelesi yıllarında her türlü karşıt hareket ve isyanların içinde ve en önlerde yer almıştır. Milletimizin, Atatürk önderliğinde, Milli Mücadeleyi kazanması, Molla Sait zihniyetli hain ve ajanları telaşa düşürmüştü. Büyük Taarruz ardından bütün hayalleri yıkılan dinci Molla Sait, İngiliz elçiliğine sığınıyor. Kendisine, İngiliz General Harrington tarafından özel bir pasaport veriliyor ve ülkeyi terk ediyor. Bu dinci hain Romanya, Fransa, İtalya, Mısır, Kıbrıs ve Yunanistan'a gidiyor. Ama bu Millete, bu milletin vatanına kini bir türlü kini bitmiyor. 1925-1930 yılları arasında Kıbrıs'ta bulunan "molla" lakaplı bu hain, her fırsatta bu milleti yeniden ayağı kaldıran Atatürk'e karşı icraatlarda bulundu. Kıbrıs'ta da tutunamadı ve Yunanistan'a gitti. Bir müddet sonra Yunan dostları bu mollayı hapse attı. Bu molla küffar diyarında, küffarın eliyle atıldığı hapiste öldü. Tekrar geriye dönersek! Dinsel bir sıfat taşıyan "Sait Molla", Mondros Mütarekesinden sonra, Protestan misyoneri papaz Frew ile birlikte "İngiliz Muhibleri -Sevenleri- Cemiyetini" kurmuştur. Bu dernek, İstanbul'un haçlılarca işgalinden sonra yayınladığı ilk bildiri aynen şöyleydi; "İngiliz dostlarımız biraz geç kaldılar, daha önce gelmeliydiler." (Alemdar Gazetesi) Sait Molla, 4.11.1919'da papaz Frew'e yazdığı mektubunda şöyle diyor?"Aziz üstadım Frew! Kürt Teali Cemiyeti'ndeki yakın dostlarımızla görüştüm. Kürt aşiretlerinin yaşadığı bölgede büyük bir ödeneğe ihtiyaç vardır. Aksi halde ayaklanmayı teşvik edemeyiz" İngiliz Muhipler Cemiyeti denince, halkımıza molla, büyük alim vs. gibi dini terimlerle tanıtılan bir isim daha ortaya çıkıyor; İskilipli Atıf Efendi. Bu Efendi aynı zamanda Teali İslam Cemiyetine de mensup. Bu Efendinin (!) Teali İslam Cemiyeti Başkanı olarak yayınladığı bildiriden birkaç satıra bakarak ne kadar Efendi olduğunu anlamaya çalışalım?"Mustafa Kemal ve Kuvvayı Milliye maskaraları, Yunan askerlerinin önünden kaçıyor. Zavallı saf ve gafil halktan topladıkları askerlere, "siz burada onlarla savaşın, biz de arkalarını çevirelim" diyerek sıvışıyorlar? Yazık ki halkımız Talât, Enver, Cemal, Mustafa Kemal gibi beş, on eşkıyanın vücudunu ortadan kaldırmak için gereken fedakârlığı yapmıyor. İngilizleri kızdırdınız, üzerimize Yunanlıları musallat ettiler. Şimdi usulca oturup yenilginin sonuçlarına katlanmak yerine Yunanlılarla harbe tutuşuyorlar. Bu eşkıyaları ve asileri en kısa zamanda bertaraf etmek hepimize farzdır?Elinize aldığınız bu fetva Allah'ın emridir, Padişah fermanıdır. Sizler, bu katil canavarları daha fazla yaşatmamakla mükellef ve görevlisiniz. Bunların vücutlarını külliyen ortadan kaldırmak Müslümanlık için farz olmuştur." (İskilipli Atıf)Kısaca özetlersek; İslam coğrafyasında yüz yıllardır birileri (!) Dini eğitim alıyorlar. Dini sıfatlarla taltif ediliyorlar. Önemli mevkilere getiriliyorlar. Dini söylemlerle halkın güvenini kazanıyorlar. Sonuç; Tarihe yön vermiş, İslam toplumlarına ağabeylik yapmış bu milleti ve devleti yok etmek için haçlının gönüllü hizmetkârlığını yapıyorlar.Sözde modern (batı) eğitimi aldıklarını iddia edenler ise ya batı kültürünün sözcülüğünü yapıyorlar ya da yine gönüllü din düşmanlığına soyunuyorlar? Fatura ise hem devlete hem de millete çıkıyor? Bugünde aynı sıfatlarla bu misyonun temsilcileri iş başında, yollarına durmadan devam ediyorlar. Ama gözden kaçırdıkları; O gün M. Kemal vardı, bugünde Prof. Dr. Haydar Baş var. Ona göre?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Misyonerlerin hedefi Atatürk / 13.09.2025
- AKP 14 yıl önce verip tutmadığı sözleri ileri bir tarihe güncelledi / 12.09.2025
- Kolombiya’nın, İspanya’nın yaptığını AKP yapamadı / 11.09.2025
- Yaşanılanlar tesadüf değil / 10.09.2025
- Bebek katili: ‘Suriye ve Rojava kırmızıçizgimdir’ / 08.09.2025
- Yolsuzluğun, rüşvetin, kul hakkını partisi olur mu? / 07.09.2025
- Vahşet adasındaki kilisede ayin var / 06.09.2025
- Semud konvoyu ve Türkiye / 05.09.2025
- Kılıç kınından kime karşı çıkacak? / 04.09.2025
- Peygamber Efendimizin doğum günü / 03.09.2025
- AKP 14 yıl önce verip tutmadığı sözleri ileri bir tarihe güncelledi / 12.09.2025
- Kolombiya’nın, İspanya’nın yaptığını AKP yapamadı / 11.09.2025
- Yaşanılanlar tesadüf değil / 10.09.2025
- Bebek katili: ‘Suriye ve Rojava kırmızıçizgimdir’ / 08.09.2025
- Yolsuzluğun, rüşvetin, kul hakkını partisi olur mu? / 07.09.2025
- Vahşet adasındaki kilisede ayin var / 06.09.2025
- Semud konvoyu ve Türkiye / 05.09.2025
- Kılıç kınından kime karşı çıkacak? / 04.09.2025
- Peygamber Efendimizin doğum günü / 03.09.2025