ABD, koalisyon güçleri, Irak ordusu ve de Barzani'nin peşmergesi IŞİD'in kontrolündeki Musul'a dün askeri operasyon başlattı.
Reuters'in aktardığına göre ordunun açıklamasında, "Ninova'nın özgürleştirilmesi için Fetih Operasyonu'nun ilk aşaması şafak vaktinde başladı" denildi.
Irak'ın kuzeyinde bulunan Musul, Ninova vilayetinin başkenti? Musul yaklaşık 2 sene önce IŞİD'in eline geçmişti. IŞİD'in eline geçmeden önce 2 milyon nüfusa sahip bir kentti.
ABD öncülüğündeki uluslar arası koalisyon güçlerinin operasyona havadan destek verdiği ifade edildi ve ne kadar süreceğinin belli olmadığı belirtildi.
IŞİD üyeleri, uçakların hedef saptayamaması için petrol kurularını ve ham petrolle doldurdukları kuyuları ateşe veriyor.
Birkaç gün önce ABD, Musul'u IŞİD'den geri almaya hazırlanan Iraklı askerlerin bulunduğu bölgenin yakınında üs kurmuştu. Doğal Kararlılık Operasyonları Sözcüsü Steve Warren, ABD'nin, Musul'u geri almaya hazırlanan Iraklı askerlerin bulunduğu bölgenin yakınında, güvenlik amaçlı topçu atışı desteği sağlayacak üs kurduğunu bildirmişti.
Birliğin, Musul'u IŞİD'den geri almaya hazırlanan ve ABD askerlerinin de danışmanlık hizmeti sunduğu Mahmur'daki Iraklı güçlerin üssünün korunmasında görevli olacağı, üste yaklaşık 200 ABD askerinin görev alacağı açıklanmıştı.
Evet, Musul'a bir operasyon başlatıldı ve yavaş yavaş IŞİD'in elinden alınıyor.
Soru şu: IŞİD'in elinden alındıktan sonra Irak Devleti'ne mi verilecek, yoksa Musul konusunda emelleri olan Barzani'ye mi teslim edilecek?
"Görünen köy kılavuz istemez" diye atalarımızın meşhur bir sözü vardır.
Irak'ta yaşanan terör vesilesiyle, Irak'ın kuzeyini elinde bulunduran Barzani'nin, topraklarını oldukça genişlettiğini önceki yazılarımızda ifade etmiştik.
Önemine binaen tekrar altını çizersek, Barzani terör vasıtasıyla Irak Devleti'nin elinden çıkan topraklardan 30 bin kilometrekarelik bir coğrafyayı kendi bölgesine katarak toplam hakimiyet alanını 71 bin kilometrekareye çıkardı. Hedefi zaten 78 bin kilometrekareydi, bunun çoğunu elde etmiş oldu.
Musul'u ve çevresini de eline geçirirse, bağımsızlık için hedeflediği bütün coğrafyayı elde etmiş olacak. Belki de bağımsızlık referandumunu bugüne kadar bekletmesinin asıl nedeni de Musul'du.
Barzani'nin Musul IŞİD'den alındıktan sonra ne tür bir planının olduğunu, birkaç gün önce söylediği şu cümlelerden anlayabiliyoruz:
"IŞİD'den kurtarıldıktan sonra Musul'da referandum yapılması, bölge halkının Erbil veya Bağdat arasında yapacağı tercihe de herkesin saygı göstermesi gerekmektedir."
ABD'nin 2003'teki Irak işgalinin ardından bazı bölgelerin paylaşımı Bağdat ile Erbil arasında ihtilafa neden olmuştu. Irak anayasasının 140. maddesine göre söz konusu tartışmalı bölgelerde 2007 yılında referandum yapılması gerekiyordu. Ancak bu süreçte bir takım siyasi nedenlerle şartların uygun olmadığı öne sürülerek referandum yapılmadı.
İşin aslı ise, o tarihte referandum yapılsaydı büyük bir ihtimalle Barzani'nin kazanma şansı olmayacaktı. O gün bugündür başta Musul olmak üzere bu bölgede demografik yapıda ciddi değişiklikler yapılarak, buralar adeta Barzani'ye hazırlandı.
Anlayacağınız, Barzani pişmemiş aşa kaşık atmıyor.
Barzani'nin hedefleri elbette ki sadece Irak'ın kuzeyi ile alakalı değil.
Barzani Ortadoğu'da sınırların yeniden çizildiğini ve Kürtlerin de bir devleti olması gerektiğini belirtiyor. 1923'ten bu yana da bağımsızlık hayali kurduklarını iddia ediyor.
Ama Barzani'yi en fazla destekleyenlerin ABD ve İsrail olduğunu düşündüğümüzde bu hayalin asıl sahibinin Kürtler değil de ABD ve İsrail olduğunu görüyoruz.
Asıl hedefin Arz-ı Mevut kapsamında Büyük İsrail Devleti kurmak olduğunu ve burada Kürtlere biçilen misyonun da Filistinli gibi olmak olduğunu hatırlatmamız gerekir.
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, yıllar önce yaptığı uyarılarda, asıl hedefin Türkiye olduğunu, Filistinlinin kaderini yaşamamak için birlik ve beraberliğimizin, bunu sağlayan üniter yapımızın korunması gerektiğini, milli politikalarla bu birlikteliğin pekiştirilmesi gerektiğini defalarca ifade etmişti.
Hatta bu noktadaki çözümlerini tek tek sıralamıştı.
Dün Irak'ın kuzeyini, bugün de Musul ve Suriye'nin kuzeyini yutan irade yarın Türkiye'nin güneydoğusunu resmen yutmaya hazırlanıyor.
Ayıkmazsak, Filistinlinin kaderini yaşamak çok uzakta değil.
Reuters'in aktardığına göre ordunun açıklamasında, "Ninova'nın özgürleştirilmesi için Fetih Operasyonu'nun ilk aşaması şafak vaktinde başladı" denildi.
Irak'ın kuzeyinde bulunan Musul, Ninova vilayetinin başkenti? Musul yaklaşık 2 sene önce IŞİD'in eline geçmişti. IŞİD'in eline geçmeden önce 2 milyon nüfusa sahip bir kentti.
ABD öncülüğündeki uluslar arası koalisyon güçlerinin operasyona havadan destek verdiği ifade edildi ve ne kadar süreceğinin belli olmadığı belirtildi.
IŞİD üyeleri, uçakların hedef saptayamaması için petrol kurularını ve ham petrolle doldurdukları kuyuları ateşe veriyor.
Birkaç gün önce ABD, Musul'u IŞİD'den geri almaya hazırlanan Iraklı askerlerin bulunduğu bölgenin yakınında üs kurmuştu. Doğal Kararlılık Operasyonları Sözcüsü Steve Warren, ABD'nin, Musul'u geri almaya hazırlanan Iraklı askerlerin bulunduğu bölgenin yakınında, güvenlik amaçlı topçu atışı desteği sağlayacak üs kurduğunu bildirmişti.
Birliğin, Musul'u IŞİD'den geri almaya hazırlanan ve ABD askerlerinin de danışmanlık hizmeti sunduğu Mahmur'daki Iraklı güçlerin üssünün korunmasında görevli olacağı, üste yaklaşık 200 ABD askerinin görev alacağı açıklanmıştı.
Evet, Musul'a bir operasyon başlatıldı ve yavaş yavaş IŞİD'in elinden alınıyor.
Soru şu: IŞİD'in elinden alındıktan sonra Irak Devleti'ne mi verilecek, yoksa Musul konusunda emelleri olan Barzani'ye mi teslim edilecek?
"Görünen köy kılavuz istemez" diye atalarımızın meşhur bir sözü vardır.
Irak'ta yaşanan terör vesilesiyle, Irak'ın kuzeyini elinde bulunduran Barzani'nin, topraklarını oldukça genişlettiğini önceki yazılarımızda ifade etmiştik.
Önemine binaen tekrar altını çizersek, Barzani terör vasıtasıyla Irak Devleti'nin elinden çıkan topraklardan 30 bin kilometrekarelik bir coğrafyayı kendi bölgesine katarak toplam hakimiyet alanını 71 bin kilometrekareye çıkardı. Hedefi zaten 78 bin kilometrekareydi, bunun çoğunu elde etmiş oldu.
Musul'u ve çevresini de eline geçirirse, bağımsızlık için hedeflediği bütün coğrafyayı elde etmiş olacak. Belki de bağımsızlık referandumunu bugüne kadar bekletmesinin asıl nedeni de Musul'du.
Barzani'nin Musul IŞİD'den alındıktan sonra ne tür bir planının olduğunu, birkaç gün önce söylediği şu cümlelerden anlayabiliyoruz:
"IŞİD'den kurtarıldıktan sonra Musul'da referandum yapılması, bölge halkının Erbil veya Bağdat arasında yapacağı tercihe de herkesin saygı göstermesi gerekmektedir."
ABD'nin 2003'teki Irak işgalinin ardından bazı bölgelerin paylaşımı Bağdat ile Erbil arasında ihtilafa neden olmuştu. Irak anayasasının 140. maddesine göre söz konusu tartışmalı bölgelerde 2007 yılında referandum yapılması gerekiyordu. Ancak bu süreçte bir takım siyasi nedenlerle şartların uygun olmadığı öne sürülerek referandum yapılmadı.
İşin aslı ise, o tarihte referandum yapılsaydı büyük bir ihtimalle Barzani'nin kazanma şansı olmayacaktı. O gün bugündür başta Musul olmak üzere bu bölgede demografik yapıda ciddi değişiklikler yapılarak, buralar adeta Barzani'ye hazırlandı.
Anlayacağınız, Barzani pişmemiş aşa kaşık atmıyor.
Barzani'nin hedefleri elbette ki sadece Irak'ın kuzeyi ile alakalı değil.
Barzani Ortadoğu'da sınırların yeniden çizildiğini ve Kürtlerin de bir devleti olması gerektiğini belirtiyor. 1923'ten bu yana da bağımsızlık hayali kurduklarını iddia ediyor.
Ama Barzani'yi en fazla destekleyenlerin ABD ve İsrail olduğunu düşündüğümüzde bu hayalin asıl sahibinin Kürtler değil de ABD ve İsrail olduğunu görüyoruz.
Asıl hedefin Arz-ı Mevut kapsamında Büyük İsrail Devleti kurmak olduğunu ve burada Kürtlere biçilen misyonun da Filistinli gibi olmak olduğunu hatırlatmamız gerekir.
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, yıllar önce yaptığı uyarılarda, asıl hedefin Türkiye olduğunu, Filistinlinin kaderini yaşamamak için birlik ve beraberliğimizin, bunu sağlayan üniter yapımızın korunması gerektiğini, milli politikalarla bu birlikteliğin pekiştirilmesi gerektiğini defalarca ifade etmişti.
Hatta bu noktadaki çözümlerini tek tek sıralamıştı.
Dün Irak'ın kuzeyini, bugün de Musul ve Suriye'nin kuzeyini yutan irade yarın Türkiye'nin güneydoğusunu resmen yutmaya hazırlanıyor.
Ayıkmazsak, Filistinlinin kaderini yaşamak çok uzakta değil.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Bu yerel seçimlerde değişime kapı açılacak! / 30.03.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Sandıktan ‘çözüm’ değil, ‘tepki’ çıktı / 02.04.2024
- Bu yerel seçimlerde değişime kapı açılacak! / 30.03.2024