Kandırıldı-ikna edildi. PKK terör örgütüyle ilgili haberlerde kullanılan iki kavram. Bu iki kavram için 'PKK, insanımızı nasıl kandırıyor, sorusuyla internette arama yaptım. On binlerce haber, yorum ve araştırma sonuçları çıktı karşıma.
Başta SETA vakfı olmak üzere onlarca siteye öyle bir baktım. Emin olun zorla kaçırıyormuşlar, alıkoyuyormuşlar, hayalleriyle oynuyormuşlar, ideolojilerine inandırıyorlarmış gibi hep yuvarlak kelimeler kullanmışlar.
Eee! Sonuç? Terörle mücadele kararlılıkla sürecek. O terör biter mi?
Haberlerde, siyasilerin açıklamalarında, bu bölgedeki vatandaşlarımızın serzenişlerinde PKK'ya hemen her yaş, her eğitim seviyesi, her cinsiyetten insanların katıldığını görüyoruz.
Okuma-yazma bilmeyen de var, ilk-orta-lise mezunu olan da var. Bir hatta birkaç üniversite bitiren de var. 10-12 yaşında kız-erkek çocuklar da var, 50-60 yaşında kişiler de var.
Yani, 'kandırılma' kelimesi bu tabloyu açıklamaz. Ama şu soruyu sordurabilir? PKK, insanımızı ne ile kandırıyor?
Birinci sebep ekonomiktir. Geçmişte de örnek verdiğim gibi Kemal Sunal-Şener Şen filmlerinde işlenen sosyal meseleler hala devam etmektedir.
Kalabalık aileler. Yaşadıkları şartlar malum, sofralarına gelen de malum. Mal yok, mülk yok. Ya toprak ağalarının emrinde çalışıyorlar ya da ailecek mevsimlik işçi olarak ülkenin diğer bölgelerine giderek oralarda, kabul edilemez koşullarda ya çalışıyor, ya da çalışan anne-babasını izliyorlar.
Böyle bir tabloyu yaşayan, gören bir çocuğun-gencin hayalleri herkesin istismarına açıktır. Çünkü onun umut dünyasına güneş hiç doğmamıştır, doğmasına müsaade edilmemiştir.
Bu şartlarda eğitim neredeyse imkansızdır. Birileri de zaten eğitim istemiyor.
Maneviyat ise, 'töreye' endekslenmiş vaziyette. İngiliz Muhipler Cemiyetinden kalma şıhların, aşiret ağalarının, aile meclislerinin kararları doğrultusunda insanlarda bir inanç yapısı oluşmuş.
Kızların miras hakkı yok, meclis kararı ile evlatlar katlediliyor, kan davaları hiç bitmedi zaten.
Bu tabloyu gören, iliklerine kadar yaşayan bir genç kız veya erkek, kendisine uzanacak ilk eli tutar. Maalesef o eli hep kanlı PKK uzattı.
Çok basit bir soru sorayım; PKK'nın insanları ikna etmek, kandırmak için sunduğu başlıklardan devletimizin veremeyeceği bir şey var mı? Düşünmek bile abes değil mi?
Özal'dan Çiller'e ve bugüne kadar devleti yönetenler, bölgede neler yaptıklarını öve öve bitiremezler. Ama temel meseleyi yani insanı unuttukları, 'önce insan' demedikleri için yaptıklarının hiçbir önemi de kalmamıştır.
Merhum Prof. Dr. Haydar Baş hocamız, "önce insan meselesi halledilmedikçe hiçbir meseleyi halledemezsiniz, başarıya ulaştıramazsınız" derdi.
Hala terör örgütünden bahsediyorsak, hala insanlarımızı kaybediyorsak, hala açlık ve yokluğun tablosunu görüyorsak, hala çadırlarda, barakalarda hatta mağaralarda, toprak altında evlerde yaşayan insanlarımız varsa, bu insanlarımız milli ve manevi eğitime ulaşamıyorsa, bireysel özgürlükleri, tercihleri hatta evlenme kararları bile birilerinin tekeli altındaysa insan ihmal edilmiştir ve bu ihmali kullanan emperyalistlerin tetikçisi PKK terör örgütüdür.
Baş Hocamız, "silahla terörü bitiremezsiniz, terörü bitirmenin yolu ekonomiden geçer" diyordu ve nasılını da anlatıyordu...
Özelde bu bölgede genelde ülkemizde öyle bir eğitim sistemi ortaya koyacaksın ki, insanımızı hem kendi, hem ailesi, hem de devleti adına kazanacaksın.
Milli ve manevi değerlerinin istismarının önüne geçeceksin. İşini, aşını temin edeceksin. Karnını doyuracak, sırtını giydireceksin. Evlenmek isteyene, iş kurmak isteyene yardımcı olacaksın.
Kısaca devlet, 'baba' olacak. Koruyacak, kollayacak, besleyecek. Milli-manevi eğitici ve öğretici olacak. Haçlı güdümlü Kürt Teali Cemiyetini, İngiliz Muhipler Cemiyetini, Şeyh Said'in kimlerce beslendiğini, bunlara aldananların sonunu, eğitmen mantığıyla öğretecek.
Öyle bir duruş ortaya koyacak ki, vatandaşın bütün hayal ve umutları devletten yana olacak. Dağdaki tek umudu özgürce gezmek olacak.
İktidarlar bunları ve daha fazlasını samimiyetle ortaya koyabilseydi, insanlarımızı kandırılmadan ikna edebilirdik.
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024