Hava savunma sistemleri entegre bir sistem ve silahlı kuvvetlerin kullandığı diğer teknik araç ve silahlarla uyumlu olması gerekiyor.
Bizler Türkiye olarak Kore Savaşı'nda büyük bir bedel ödeyerek 18 Şubat 1952 yılında NATO'ya üye olduk. ABD'ye olan bağlılığımızı, bu konuda rüştümüzü can vererek ispatlamamız gerekiyordu, bizimle hiçbir alakası olmayan Kore Harbine girdik, binlerce insanımızı kaybettik ve rüştümüzü ispatlamış olduk!
Peki, bu kadar büyük bir bedel ödeyerek girdiğimiz NATO'nun bugüne kadar bize herhangi bir faydası oldu mu? Hayır…
En haklı davamız olan Kıbrıs konusunda bizi yalnız bıraktı. Kıbrıs Barış Harekatı sırasında operasyon için ihtiyaç duyduğumuz araçları bize vermediler.
Peki, kimden alabildik? Yıllar sonra linç edilerek ölümüne katkı sağladığımız Libya Lideri Kaddafi'den…
Kıbrıs Barış Harekat'ında, o zor günlerde bizim yanımızda sadece Kaddafi vardı; onun da, hiç yanımızda olmayan, bize ambargo uygulayan NATO'yla bir olup ölümüne ve ülkesinin talan edilmesine neden olduk.
En haklı davamızda bile yanımızda olmayan NATO, diğer konularda hiç yanımızda olur mu?
Terörle mücadelede de NATO bizi yalnız bıraktı.
Dahası, terör kamplarından NATO envanterine kayıtlı stringer füzeleri, başka NATO silahları çıkmıştı. Yani yıllardır yürüttüğümüz ve onbinlerce cana mal olan terörle mücadelede karşımızda sadece terör yoktu.
NATO müttefikimiz ABD, Irak'ın kuzeyinde, terörün güç bulduğu, yaralarını sardığı bölgede 11 askerimizin başına çuval geçirdi. Askerimizin başına çuval geçirmesi ayrı bir mesaj, bunu Türkiye'de terör eylemleri yapanların önünde yapması ayrı bir mesaj…
Peki, içinde bulunmayı maharet saydığımız ve bugüne kadar hiçbir konuda menfaatimize olmayan, hatta zararımıza olan bu NATO niçin kurulmuştu?
Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü bilinen adıyla NATO; 4 Nisan 1949'da Washington'da ABD, İngiltere, Fransa, Kanada, Belçika, Hollanda, Lüksemburg, İtalya, Danimarka, Norveç, Portekiz ve İzlanda arasında işbirliğini öngören bir ittifak olarak Sovyetler Birliği'ne, Rusya'ya karşı kurulmuştu.
NATO antlaşmasının 5'inci maddesi oldukça önemli:
"Taraflar, içlerinden birine ya da birkaçına karşı Avrupa'da Amerika'da olacak bir saldırıyı bütün taraflara yöneltilmiş bir saldırı olarak sayacaklar."
Bu ne demek? Diyelim ki, ABD-Rusya gerilimi had safhaya çıktı ve sıcak bir savaşa dönüştü.
Bu antlaşma maddesine göre bütün NATO ülkeleri ABD'nin yanında savaşa girmek zorundadır.
Böyle bir savaş ihtimali var mı?
O kadar ciddi gerilimler yaşanıyor ki, her an her şey olabilir. ABD, okyanus ötesinde olduğu için korunabilir, ya Türkiye; emin olun ki savaşın bütün yoğunluğu Anadolu coğrafyasında, Türkiye'de yaşanır, dün 1'inci Dünya Savaşı'nda olduğu gibi…
Kore Savaşı'nda, Batılı ülkelerle Uzak Doğu ülkelerinin bilek güreşi yaşanmıştır ama coğrafyası yerle bir olan milyonlarca insanını kaybeden Koreliler olmuştur.
Şimdi bu amaçla kurulmuş olan NATO'nun bir üyesi olarak Rusya'nın S-400'ünü almaya çalışıyoruz.
ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) yaptığı son açıklamada bakın neler söylüyor:
"Türk ve Amerikan askerleri her seviyede iletişimi sürdürüyor. S-400 gibi hava savunma sistemleri, F-35 gibi savaş uçaklarını düşürmek için üretildi. S-400'ün radar sistemi, F-35'lere karşı tehlike oluşturuyor. Daha önce bu konuyla ilgili ABD'den Türkiye'ye teknik ekipler gitti ve aynı şekilde Türk yetkililer de ABD'yi ziyaret etti. ABD'ye gelen Türk yetkililere bu tehlikeler iletildi."
NATO Rusya'ya karşı kuruldu ve bizler NATO üyesi olarak ABD'nin F-35'lerini düşürmek, patriotlarını engellemek için üretilen S-400 almanın adımlarını atıyoruz.
Üstelik bu F-35 projesinin bir ortağı da biziz.
NATO'suyla, ABD'siyle Batılılar bize S-400 mü, F-35 mi, ya da S-400 mü NATO mu diye soruyor.
Halbuki bu soruyu Türkiye olarak bizim kendimize sormamız lazım.
S-400 alırken, hangi tehdidi bertaraf etmek için alıyoruz? Rus uçaklarını mı, NATO uçaklarını mı?
Hedefimiz Rus uçakları ise S-400 fayda vermez; hedef NATO uçakları ise neden NATO'dayız, NATO'nun savaş uçağı projesindeyiz?
Bakın zamanında NATO üyesi Yunanistan Rus S-300 sistemi aldı.
Önce Kıbrıs'a koymak istediler, NATO üyesi Türkiye tepki gösterince, Girit adasında depoya kaldırdılar.
ABD de S-300 satın almış, sistemini öğrenip Patriotlara uyarlamak için… New York Times gazetesinin 24 Aralık 1994'teki haberine göre, ABD S-300'ü incelemek ve kendi yapımı Patriot sistemlerini geliştirmek amacıyla gizlice bir adet S-300V sistemi satın aldı.
Türkiye ciddi bir karar vermelidir.
Bu karar; ABD mi, Rusya mı şeklinde değil, mandacılık mı, tam bağımsızlık mı şeklinde olmalı.
Mustafa Kemal Atatürk, tam bağımsızlık dedi, milli ekonomi dedi ve Türkiye'yi özgürlüğüne kavuşturdu, şaha kaldırdı. Eğer tam bağımsızlık dersek, S-400 sistemleri gibi sistemlere istediğimiz gibi sahip olabiliriz hatta kendimiz üretebiliriz. O zaman tehdidin nereden geldiği önemli olmaz, hepsine karşı önlemimiz olur.
Bugün tam bağımsızlığın tek yolu da Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'dir. Önce paramızı bağımsızlaştıralım, sonra savunmamızı…
Murat Çabas / diğer yazıları
- Churchill: Sadece Mustafa Kemal’i hesaba katmamışız / 19.03.2024
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- ‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’ / 12.03.2024
- Rahmet ve bereket ayına ulaştık / 09.03.2024
- Emekliler yılında emekli can çekişiyor / 08.03.2024
- Anketlere aldanmayın! / 06.03.2024
- Türk milleti ‘değişim’ istiyor / 05.03.2024
- 13 bin dolar kişi başı milli gelir nerede? / 02.03.2024
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- ‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’ / 12.03.2024
- Rahmet ve bereket ayına ulaştık / 09.03.2024
- Emekliler yılında emekli can çekişiyor / 08.03.2024
- Anketlere aldanmayın! / 06.03.2024
- Türk milleti ‘değişim’ istiyor / 05.03.2024
- 13 bin dolar kişi başı milli gelir nerede? / 02.03.2024