"ANAP'ı o "Papatyalar", o "Lale Devri çocukları" bitirdi. AK Partiyi de, bu Erguvani AKP'nin "Papatyaları"(!?) bitirecek bu gidişle.
AK Parti içindeki AKP'liler konuşuyor, AK Partililer susuyor.
AKP'liler terfi etti zenginleşti, itibar sahibi oldular. Kaymağı onlar yiyor, parayı onlar veriyor. Camiye, okula, yurda parayı veren de onlar. Eee, parayı veren düdüğü çalıyor. Kem alat ile kemalat olmuyor. Haram para ile hayır olmayacağı gibi.
Bunlardan maddi yardım almayan cemaat ve vakıf kaldı mı? Ha, işte böyle, veren al alan elden üstündür. Daha önce siz konuşuyordunuz onlar dinliyordu, şimdi onlar konuşuyor, siz dinliyorsunuz..
AB fonları ile semirenlerin sesleri nasıl inceldi, eskiden ter kokuyorlardı, şimdi parfüm kokuyorlar. Bodrum katlarında rutubet kokan derneklerden çıkıp plazalara taşındılar.
AK Parti içindeki AKP'liler, FETÖ'nün zihniyet ikizi gibi davranıyorlar.
Hem uluslararası fonlarla destekleniyorlar hem de kamu fonlarını kullanıyorlar.
Malum "Yeşil Sermaye" de bunlara sponsor olabiliyor. Koç kadar, Sabancı kadar, Eczacıbaşı kadar bizim "Yeşil sermaye" davasına sadakat gösterip, bu fahişelere ve onların türevlerine karşı seslerini yükseltebilecekler mi?
Konfeksiyoncu, gıda zinciri, finans kuruluşu, ses ver Türkiye! Ne bekliyorsunuz!" (A. Dilipak, 27 Temmuz 2020, Y. Akit)
Dilipak'ın malumun ilanı olan bu sözleri için herkes konuştu. AKP'nin 19. kuruluş yıldönümünde de Sayın Erdoğan konuştu.
Sayın Erdoğan, Dilipak'ı hedef göstererek; "AK Partinin kadınları için AKP'nin papatyaları gibi yakıştırmalarla, yeşil sermaye gibi yaklaşımlarla, ağzıma almaktan edep ediyorum, küfri bir ifadeyi kullanmak suretiyle bu tür yakıştırmaların içine giren köşe yazarlarını, tüm kadın kollarım ve kadınlar adına kınıyorum."
Sayın Erdoğan'ın unuttuğu bir konu daha vardı. Dilipak, 1 Ağustos tarihli yazısında da ayetlerle 'cehennemi' adres gösteriyordu.
"Allah (c.c) kitabında sorar: "Hutame nedir bilir misiniz?"
Peki, "Hümeze" ve "Lümeze" ne demek bilir misiniz? "Ödül" "1 Milyon" değil. "Cennet"! Kaybederseniz gideceğiniz adres belli. Cehennem!. Allah korusun, oraya gidenler, bu dünyada bilmek istemedikleri, "Hutame"yi o gün görecekler ve o gün hiçbir pişmanlık fayda sağlamayacaktır."
Dini, siyasi, ekonomik ve ahlaki anlamda direkt hedef gösteren ve de suçlayan bir yazıyı üstelik bizzat Erdoğan'ın imzaladığı bir belge üzerinden (ki aradan 8 yıl geçmiş) Dilipak'a kim yazdırdı?
Dünkü yazımda da bahsetmiştim! Cumhuriyet, devrimler ve Atatürk karşıtı söylemlerle bir kesimin teveccühünü kazanan Yusuf Kaplan da 8 yıl sonra malum sözleşmeyi İslam'a aykırı buldu ve "Erdoğan İstanbul Sözleşmesi'ni Çöpe Atmalı… Eğer İstanbul Sözleşmesi'ni kaldırıp çöpe atmazsa, sonunu hazırlamış olur" dedi.
Sonuca gelmeden Yusuf Kaplan'ın 2016 yılında TRT Diyanet'te sarf ettiği şu cümleleri de hatırlatayım;
"Yeter ya! Yalakalık yapa yapa, jölelilerle şunlarla bunlarla… habire gaz veriyorlar. Memleketi batırdılar ya…
Manyak mısın sen? Avrupa'yla ilişkileri niye donduruyorsun sen? NATO ile Batı ittifakıyla ilişkilerimizi devam ettirmemiz lazım. Yoksa vururlar kafamıza çökertirler."
İşte bu Kaplan ilk olarak; 'Erdoğan'ı tehdit ediyor' diyerek, bana saldıranları Allah'a havale ediyorum' dedi.
Arkasından da Twitter'dan, "Cumhurbaşkanımızın makamından aradılar: 'Bir kuşağın zihin dünyasını şekillendirdiniz. Sizin eleştiri ve önerilerinizi önemsiyoruz. Size yakışan da bu hakikatli duruşunuz. Lütfen yazmaya devam ediniz. Üzülmeyiniz' dediler.'
Arkadaşlar! Bir kez daha hatırlatıyorum, bugün sapıklık, dinimizi aykırı, aileyi bitiren dediğiniz bu sözleşmeyi Erdoğan hükümeti imzaladı.
Tabi bir zamanlar Gülen'in sözcüsü olan Hüseyin Gülerce'nin de söyleyecekleri vardı. Söyledi;
"Biz Müslümanız. Batı'nın aile yapımıza, geçliğimize, ahlâkımıza saldırmasını seyredemeyiz. Kadına şiddet mutlaka önlenmelidir. Ama bu, kadının onuru, fıtratı, asaleti korunarak yapılmalıdır. Bizim mahalleden olup da İslâmî değerleri hatırlamayanları Allah ıslah etsin."
Dünden bugüne insanımızı ayrıştıranların hatta tekfir edenlerin, tarihimize, değerlerimize din, iman, hilafet vs. başlıklarıyla hakaret edenlerin profili bu.
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024