Bu süreç en başından beri "bedel" istiyor. Kul hakkı, Dicle kenarı, koyun, sürü vs. diyen iktidar bu bedelden hep kaçtı, kaçıyor. Bir devlet için en onur kırıcı olayları yaşıyoruz. Gündemin ilk sırasında başbakan ve oğlu var.Başbakan çılgına dönmüş, köpürüyor. Adeta "ben, size gününüzü gösteririm" havasında. Gerek var mı? Eğer kendinden, dava arkadaşlarından eminsen (ki, her konuşmanda bunu ifade ediyorsun) bilim çağında yaşıyoruz. Artı her tarafta hukuk devleti olduğumuzu ve hukukun üstünlüğünü anlatıyorsunuz. O ses kayıtlarını alırsın, bir değil, birden fazla artı yerli yabancı bu iş üzerine çalışan kurumlara inceletirsin. Sahte veya değil, montaj veya değil? ortaya çıkar. Milletin vicdanı rahatlar. Suçluysan bedelini ödersin. Değilsen hem halkın güvenini kazanır hem de gerçek suçluları ortaya koyar, adalete teslim edersin. Şimdi birileri diyebilir ki! Bunlar (cemaat) devletin her kurumuna sızmış. Başbakan isim bile verdi, TÜBİTAK'ı bile ele geçirmişler, nasıl güvenelim...Sadece o kuruma mecbur değilsin ki! Bu alanda yerli, yabancı binlerce kurum var. Ammaaaa!!! Daha dün! Albay dursun Çiçek'in imzası kuru mu, yaş mı, diye tartışılıyordu ya? Birde ?CD-ler filan bulunmuştu? Hatırladınız mı? Bugün başbakanın köpürdüğü, tehditler savurduğu, hain ilan ettiği kurumlar, o gün başbakanın savcılığını üstlendiği davaların delillerini tek tek bilimsel olarak onaylıyordu ve herkes halinden memnun, güveninden emindin. Ummadığın taş, baş filan yarmadı. Bu taşın, baş yaracağı 12 yıl öncesinden belliydi. Kafanı uzattın, o da yardı. Daha iki ay önce, sözlü atışmaların başladığı, cemaatin alttan aldığı ama Erdoğan'ın geri adım atmaması üzerine aynı taktikle saldırıya geçtiği günlerde Gülen'in resmi olmayan sözcüsü ne demişti; "'Herkes, Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar, bu topraklarda Cumhuriyet tarihinde hiç yaşanmamış sıkıntılara ve savrulmalara hazır olsun?" Erdoğan, MHP, CHP kasetlerinin geçtiğimiz genel seçim öncesi servis edilmesini pek yadırgamamıştı. Hatta meydanlara bile taşımıştı. "Biz, sizlere hizmet ile uğraşırken? Bakın, adamlar ne ile uğraşıyormuş" vs. söylemlerde bulunuyordu. Ve Erdoğan, hukuka göstererek; "gidin, temizlenin gelin" çağrısı yapıyordu. Evet, Sayın Başbakanım! Bilim ortada, teknik kapıda. Yargıda, emniyette, MİT'te, diğer devlet kurumlarında vs. istediğiniz dizaynı gerçekleştirdiniz. Şu hukukun karşısına bir çıkın. Hep Menderes'i, kendinle kıyaslıyorsun. Menderes hukukun karşısına çıkartıldı ve kahraman oldu. Buyur, çık. Haklıysan, Menderes'in kaderini yaşamadan kahraman olursun, değilsen hukukun tecellisini görürsün? Millete güveniyoruz. Millet sandıkta kararını verecek vs. şeyler söyleniyor. Bu mantığın hukukla, hesap günü inancıyla, kul hakkı bilinciyle vs. izahı mümkün değildir. Ama akıl ile izah edilebilir. Daha doğrusu insanların aklı dini, milli duygularla haşhaşlanıp, mağdur edebiyatı üzerinden izah edilir ve kendinize birçok haşhaşlı fedaide bulabilirsiniz? Hasan Sabbah öyle yapmıştı. Şimdi hukuktan kaçanlarda aynı yolda?Artı kendinden eminler. Bakın! Anayasa Pröfösörü, AKP vekili Burhan Kuzu diyorki; "Halın arasındayım? Kaset ve ses kayıtlarına, doğru olsa bile inanan yok." Nasıl yani? Bu millet ne ile uyuşturuldu? Bu sorunun birçok cevap ve örneği var. Birini vereyim. Bir nesle, Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlığı empoze eden, hepimiz Hrant'ız, Ermeniyiz, diye slogan atan dinci yazar Emine Şenlikoğlu diyor ki; "Bu gün, biri sordu, "kaset doğru olsa, ne derdin?". Dedim ki, dindarlar zekatını yoksullara ulaştırmak için başbakana vermişler olabilirler." Siyasi savunma ve saldırı ise bir başka ağız üzerinden yapılıyor. Nur Cemaatinin (güncel ismiyle hizmet hareketinin) öndeki isimlerinden Necmi İlgen; "Hükümeti yıpratmanın hiçbir alemi yok. Denenmişler, denenmez. CHP'nin neler yaptığını biliyoruz. Ezanlarımız okunmuyordu, Kuran kursları yasaktı? Şimdi her yerde artık Risale-i Nur'lar okunuyor? Ya bizim, camilerimizi kapattılar. Bunları ne çabuk unuttunuz?"Kısaca milletimiz bir kez daha haşhaşlanıyor. Onun için hep bir ağızdan hükümet, hukukun önüne çık, hukuktan kaçma. Adın adalet ise adalete teslim ol. Haklıysan temizlenirsin. Haksızsan Türkiye temizlenir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Papa, İznik ve Vatikan’ın hedefi / 02.06.2025
- Her şey 31 Mart 2019’da mı başladı? / 01.06.2025
- Kiminin ahtapotu kiminin de turpu / 31.05.2025
- Beytülmal kavramı yine dillerde / 30.05.2025
- Anayasa değişikliği neden isteniyor / 29.05.2025
- Verin yetkiyi ve fazla abartmayın / 28.05.2025
- PKK’da, ‘Lozan hezimettir’ dedi / 26.05.2025
- Yorumsuz Gazze yüzleştirmesi / 25.05.2025
- Diaspora Kürtleri ve Devlet Bahçeli / 24.05.2025
- Bugün sevgiden, aşktan bahsedelim mi? / 23.05.2025
- Her şey 31 Mart 2019’da mı başladı? / 01.06.2025
- Kiminin ahtapotu kiminin de turpu / 31.05.2025
- Beytülmal kavramı yine dillerde / 30.05.2025
- Anayasa değişikliği neden isteniyor / 29.05.2025
- Verin yetkiyi ve fazla abartmayın / 28.05.2025
- PKK’da, ‘Lozan hezimettir’ dedi / 26.05.2025
- Yorumsuz Gazze yüzleştirmesi / 25.05.2025
- Diaspora Kürtleri ve Devlet Bahçeli / 24.05.2025
- Bugün sevgiden, aşktan bahsedelim mi? / 23.05.2025