Bugün Ümmet-i Muhammed paramparça. İslam Coğrafyası dediğimiz topraklar adeta kan gölü. Her türlü vahşetin, zulmün yaşandığı bir coğrafya haline gelmiş durumda.
Neden?
(Haşa) Böyle bir tabloyu dinimiz mi emrediyor? Asla ve asla. Ortada açık bir komplo var. İslam ve Müslümanlara karşı çok iyi organize edilmiş bir kumpas var. Bu kumpasın organizatörleri tarih boyu hep aynıydı. Kullandıkları maşaları da aynıydı, araç, gereç, söylem ve sözde sebepleri de aynı. Fatura da hep aynı kesildi. Bir birine düşman edilmiş bir ümmet, kan, vahşet ve paramparça bir coğrafya.
Oysa bizler, Yüce Allah (c.c) tarafından bizzat kardeş ilan edilmiştik. "Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki rahmete eresiniz." (Hucurat Suresi 10)
Allah Resulü (s.a.a) tarafından canlarımız, mallarımız, namuslarımız birbirimizin emaneti haline getirilmişti; "Kanlarınız, mallarınız ve namuslarınız birbirinize bugünkü gün gibi (kurban bayramı), bu mukaddes topraklar (Mekke) gibi ve bu haram ay (Zilhicce ayı) gibi haramdır..." (Veda Hutbesinden)
Yüce Allah (c.c) kurtuluş yolunu göstermişti; "Hep birlikte Allah'ın ipine (Kuran ve Ehl-i Beyt'e) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin." (Al-i İmran 103)
"Allah'ın size olan nimetini hatırlayın: Hani siz birbirinize düşman kişiler idiniz de O, gönüllerinizi birleştirmişti ve O'nun nimeti sayesinde kardeş kimseler olmuştunuz." (Al-i İmran 103)
Ve de uyarmıştı Yüce Allah (c.c); "Ey iman edenler! Müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmeyin?" (Nisa, 144)
"Ey iman edenler! Hepiniz topluca barış ve güvenliğe (İslâm'a) girin. Şeytanın adımlarını izlemeyin. Çünkü o, size apaçık bir düşmandır." (Bakara, 208)
Allah Resulü de uyarmıştı; "Benden sonra kâfirlik dönemlerinize geri dönüp, birbirinizin boyunlarını vurmayınız." (Buhari-Müslim)
Ve yüce Allah açıkça tehdit etmişti; "Kim bir mümini kasten öldürürse, cezası, içinde ebedî olarak kalacağı cehennemdir. Allah ona gazab ve lanet etmiş ve onun için büyük bir azab hazırlamıştır." (Nisa 93)
"Kim bir cana kıymamış ya da yeryüzünde bozgunculuk yapmamış olan bir canı öldürürse, sanki bütün insanları öldürmüş gibidir" (Maide Suresi, 5/32).
Hele şu yarım kelime tehdidi beni her zaman korkutmuştur. Acaba ben! Yarım kelime bir zulme karıştım mı? Yarım kelime de olsa bir zalimi destekledim mi, o zalime gönlüm aktı mı, sorularının cevaplarını düşünmek hepimizin adeta iman garantisidir. Çünkü bu soruların cevabına göre ya rahmet ya da rahmetten men vardır. İşte hadis;
"Kim, yarım sözcükle de olsa bir Müslüman'ın öldürülmesine yardım ederse; kıyamet gününde Yüce Allah'ın huzurunda, alnına "Bunun Allah'ın rahmetinden nasibi yoktur" diye yazılmış olarak getirilir" (İbn Mâce, Diyât 1)
İnancımız ölçü, emir ve yasakları net. Kardeşlik, adalet, muhabbet emrediliyor. Vahşetin, zulmün her türlüsü kim olursa, kime karşı olursa olsun yasaklanıyor, artı yapanlar, destek olanlar lanetleniyor.
Nedir bu kin? Nedir bu kan?
Neden birbirimize rahmet gözüyle bakamıyoruz? En önemlisi birbirimizi gerçekten tanıyor muyuz? Yok, tanımıyoruz. İçimizdeki Vatikan, ABD, İsrail destekli münafıklar, mürailer, fasıklara adeta imanımızı endekslemişiz. Onlar şu haramdır, şu helaldir, şu kafirdir, onu öldürün vs. diyorlar. İnsanımızda maalesef bunları dinin ölçüsü kabul edip ona göre davranıyorlar.
Mesela Şia hakkında ne biliyoruz? Hiç. İman ve amel esasları nelerdir, biliyor muyuz? Yok. Yüz yıllardır kaftanlı, etekli, fesli birileri onlara 'kafir' dedi. İnsanımızda kabul etti. Aynı bakış o taraftan da bu tarafa yansıdı.
Sevinen kim oldu? ABD oldu. Vatikan oldu. AB ülkeleri oldu. İsrail oldu. Acı çeken kim oldu? Türkiye'deki, Filistin'deki, Irak'taki, Libya'daki, Suriye'deki, Yemen'deki ve. Ümmeti Muhammed oldu.
(yarın devam edelim)?
Neden?
(Haşa) Böyle bir tabloyu dinimiz mi emrediyor? Asla ve asla. Ortada açık bir komplo var. İslam ve Müslümanlara karşı çok iyi organize edilmiş bir kumpas var. Bu kumpasın organizatörleri tarih boyu hep aynıydı. Kullandıkları maşaları da aynıydı, araç, gereç, söylem ve sözde sebepleri de aynı. Fatura da hep aynı kesildi. Bir birine düşman edilmiş bir ümmet, kan, vahşet ve paramparça bir coğrafya.
Oysa bizler, Yüce Allah (c.c) tarafından bizzat kardeş ilan edilmiştik. "Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki rahmete eresiniz." (Hucurat Suresi 10)
Allah Resulü (s.a.a) tarafından canlarımız, mallarımız, namuslarımız birbirimizin emaneti haline getirilmişti; "Kanlarınız, mallarınız ve namuslarınız birbirinize bugünkü gün gibi (kurban bayramı), bu mukaddes topraklar (Mekke) gibi ve bu haram ay (Zilhicce ayı) gibi haramdır..." (Veda Hutbesinden)
Yüce Allah (c.c) kurtuluş yolunu göstermişti; "Hep birlikte Allah'ın ipine (Kuran ve Ehl-i Beyt'e) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin." (Al-i İmran 103)
"Allah'ın size olan nimetini hatırlayın: Hani siz birbirinize düşman kişiler idiniz de O, gönüllerinizi birleştirmişti ve O'nun nimeti sayesinde kardeş kimseler olmuştunuz." (Al-i İmran 103)
Ve de uyarmıştı Yüce Allah (c.c); "Ey iman edenler! Müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmeyin?" (Nisa, 144)
"Ey iman edenler! Hepiniz topluca barış ve güvenliğe (İslâm'a) girin. Şeytanın adımlarını izlemeyin. Çünkü o, size apaçık bir düşmandır." (Bakara, 208)
Allah Resulü de uyarmıştı; "Benden sonra kâfirlik dönemlerinize geri dönüp, birbirinizin boyunlarını vurmayınız." (Buhari-Müslim)
Ve yüce Allah açıkça tehdit etmişti; "Kim bir mümini kasten öldürürse, cezası, içinde ebedî olarak kalacağı cehennemdir. Allah ona gazab ve lanet etmiş ve onun için büyük bir azab hazırlamıştır." (Nisa 93)
"Kim bir cana kıymamış ya da yeryüzünde bozgunculuk yapmamış olan bir canı öldürürse, sanki bütün insanları öldürmüş gibidir" (Maide Suresi, 5/32).
Hele şu yarım kelime tehdidi beni her zaman korkutmuştur. Acaba ben! Yarım kelime bir zulme karıştım mı? Yarım kelime de olsa bir zalimi destekledim mi, o zalime gönlüm aktı mı, sorularının cevaplarını düşünmek hepimizin adeta iman garantisidir. Çünkü bu soruların cevabına göre ya rahmet ya da rahmetten men vardır. İşte hadis;
"Kim, yarım sözcükle de olsa bir Müslüman'ın öldürülmesine yardım ederse; kıyamet gününde Yüce Allah'ın huzurunda, alnına "Bunun Allah'ın rahmetinden nasibi yoktur" diye yazılmış olarak getirilir" (İbn Mâce, Diyât 1)
İnancımız ölçü, emir ve yasakları net. Kardeşlik, adalet, muhabbet emrediliyor. Vahşetin, zulmün her türlüsü kim olursa, kime karşı olursa olsun yasaklanıyor, artı yapanlar, destek olanlar lanetleniyor.
Nedir bu kin? Nedir bu kan?
Neden birbirimize rahmet gözüyle bakamıyoruz? En önemlisi birbirimizi gerçekten tanıyor muyuz? Yok, tanımıyoruz. İçimizdeki Vatikan, ABD, İsrail destekli münafıklar, mürailer, fasıklara adeta imanımızı endekslemişiz. Onlar şu haramdır, şu helaldir, şu kafirdir, onu öldürün vs. diyorlar. İnsanımızda maalesef bunları dinin ölçüsü kabul edip ona göre davranıyorlar.
Mesela Şia hakkında ne biliyoruz? Hiç. İman ve amel esasları nelerdir, biliyor muyuz? Yok. Yüz yıllardır kaftanlı, etekli, fesli birileri onlara 'kafir' dedi. İnsanımızda kabul etti. Aynı bakış o taraftan da bu tarafa yansıdı.
Sevinen kim oldu? ABD oldu. Vatikan oldu. AB ülkeleri oldu. İsrail oldu. Acı çeken kim oldu? Türkiye'deki, Filistin'deki, Irak'taki, Libya'daki, Suriye'deki, Yemen'deki ve. Ümmeti Muhammed oldu.
(yarın devam edelim)?
Akın Aydın / diğer yazıları
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- İktidarın İsrail laubaliliği / 13.04.2024
- Abanın altındaki 5 kişi / 12.04.2024
- Nasıl bir ayı geride bıraktık? / 11.04.2024
- İlahi emri yerine getirdiğimiz için bayram yapıyoruz / 10.04.2024
- Milli Görüşçülerin İsrail ve dinlerarası diyalog gömleği -2- / 08.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- İktidarın İsrail laubaliliği / 13.04.2024
- Abanın altındaki 5 kişi / 12.04.2024
- Nasıl bir ayı geride bıraktık? / 11.04.2024
- İlahi emri yerine getirdiğimiz için bayram yapıyoruz / 10.04.2024
- Milli Görüşçülerin İsrail ve dinlerarası diyalog gömleği -2- / 08.04.2024