Halk arasında, "bir yalanı 40 gün söylersen kendin bile inanırsın" sözünün siyasette yansıması "insanlara öyle büyük bir yalan söyleyeceksin ki, kalabalıklar, 'bu kadarı da yalan olamaz herhalde' diyerek ona inanacaklar" şeklindedir.
Ülkemizde bu algı operasyonu her alanda olduğu gibi bir tarım alanında da tuttu. Öyle ki milletimiz yaşadığı gerçekleri bir kenara atıp, söylenenlerin avukatlığına hatta fedailiğine başladı.
Nasıl mı?
Nasıl mı?
2004 yılında AB için attıkları imzaların bedeli olarak AKP iktidarları, ülkemizin tarım alanlarını küçülttüler.
Bu imzalara binaen tarım ve hayvancılıkla uğraşan kesimin 10 milyonun altına indirileceği, yerli tohumun yasaklanacağı, yabancı tohumun piyasaya sürüleceği sözünü verdiler ve sözlerini tuttular.
Bunlar iddia filan değil. Daha dün, medya önünde atılan imzalar, açıklanan kararlar…
Tabi bu imzaların etkisi 2010 yılı itibariyle etkisini göstermeye başladı ve süreç hızlandı. Et, saman, çay derken 126 ülkeden 133 değişik meyve ve sebze ithal eden bir Türkiye var karşımızda.
Tabi o yıllarda bu imza bedellerini ve nasıl sonuçlanacağını AKP görmüyor muydu? Çok iyi görüyorlardı.
Ama yanlıştan dönme yerine halkı inandırma gayretine girdiler. Nasıl mı?
Bu imzalardan sonra 2014 yılına kadar geçmiş iktidarların tarım politikalarını eleştirip, kendi kararlarını anlata anlata bitiremediler. Ama artık kel görünmeye başlayınca taktik değiştirdiler. 'Biz bir numarayız'.
Mart 2015'te o zaman Başbakan olan Ahmet Davutoğlu şöyle diyordu; "Avrupa'nın en büyük tarım üreticisiyiz."
Aynı yıl tarım bakanı Mehdi Eker de, "Türkiye tarımsal üretimle Avrupa'da ilk, dünyada ise 8. sırada…" dedi.
Sonraki yıl AKP Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Türkiye'yi, Avrupa'da 4. sıradan 1. sıraya yükselttik…" ifadesini kullandı.
Tabi alkışlar çığ gibi…
Tarihler Aralık 2017'yi gösteriyordu. Türkiye artık Sırplardan da et almaya başladı.
Başbakanlık koltuğunda ise Binali Yıldırım oturuyordu. Sayın Yıldırım, Meclis'te genel kurula hitap ediyordu:
"Tarımda Türkiye'yi Avrupa'nın bir numarası yaptık."
Meclis Genel Kurulunda kahkahalar yükseldi. Sayın Yıldırım; "niçin güldünüz" diye sormuştu.
Başkalarını bilmem ama biz, kıtlığın geldiğini çok önceden gördüğümüz ve bu tehlikenin nasıl bertaraf edileceğini Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'ndeki tarım politikaları ile anlattığımız ama milletimizin bile bile kıtlığa razı olduğunu gördüğümüz için gülüyorduk!
Evet, milletimiz kıtlığa razı oldu. Hem de bolluk, zenginlik kuyruğu adı altında.
Artık tanzim çadırlarımız var ve menüsü her geçen gün genişliyor. İşin diğer yönü ise vatandaşımız bu çadırlara sahiplenmiş vaziyette, laf dedirtmiyor.
Artı bu çadırların müsebbibi olarak en son 45 yıl önce hükümet koltuğu görmüş siyasi partiyi hedef gösteriyorlar. Tabi hal esnafı, stokçular da terörist!..
Hükümet ise "biz bir numarayız" söylemine devam ediyor.
Son tarım bakanımız Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli Kasım 2018'de yaptığı açıklamada; "Avrupa tarımsal hasılada 1 numarayız" diyordu.
Başka? Büyükbaş hayvan yetiştiriciliğinde de 1 numaraymışız. Bakan öyle diyor.
Ama aynı bakan birkaç gün sonra 2017'de büyükbaş ithalatımız 85 bin baş iken, 2018'de 101 bin başa yükseldiğini, besi hayvan ithalatımızın % 86 artarak 1 milyon başa çıktığını açıklıyor.
Tabi bu rakamların bir anlamı var mı? Yok. Çünkü biz, "1 numarayız."
Ha! Sayın Bakana, "madem bir numarayız neden tarım ve hayvancılıkta ithalatçıyız" diye sormayın.
Çünkü daha önce sordular ve Sayın Bakan; "Paramız var ki, ithal ediyoruz" cevabını vermişti.
Bilmem bir anlamı olur mu ama şu rakamları vermek istiyorum; Konya'dan 3 bin kilometre kare daha büyük olan Hollanda'nın 2018 tarım ihracatı 90.3 milyar avro.
Türkiye ise tanzim kuyruğunda…
Niçin güldünüz!
Akın Aydın / diğer yazıları
- Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor / 19.03.2024
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024