Bir Kurban Bayramı'na da eriştik. Rabbim! Bugünün hürmetine devletimizi, milletimizi ve tevhit ehlini her türlü maddi-manevi taarruzlardan, belalardan, afetlerden muhafaza edip, Habibi ve Ehl-i Beyt'i hürmetine iman iddiamızı ispat etmeyi hepimize nasip eylesin.
Ve de zalimlere, zalimlerle işbirliği yapanlara 'Kahhar' ismi ile tecelli etsin. Bayramımız mübarek olsun.
Niçin kurban kesiyorum? Niçin kurban etlerini paylaşıyoruz? Bu sorulara Yüce Allah'ın (c.c) istediği cevapları veriyorsak, ne mutlu bizlere.
Yüce Allah'ın istediği cevap neydi? 'Onların ne etleri Allah'a ulaşır ne de kanları; O'na ulaşacak olan sadece sizin takvanızdır.' (Hac 37)
Peki, takva ne demek? Kitaplarda uzun uzun tarif edilir. Tek kelime ile 'samimiyet'.
Allah'ın selamı üzerlerine olsun Hz. İbrahim ve Hz. İsmail'in kıssasını biliyorsunuz.
Hz. İbrahim (a.s) Rabbine verdiği sözde asla tereddüde düşmedi. Hz. İsmail'de, Allah rızası için teslimiyetten taviz vermedi. Yani adamışlığın ve adanmışlığın gereğini yerine getirdiler.
Yüce Allah'ta, onların bu teslimiyetini bir koç göndererek hem kabul etti, hem de bizlere bu teslimiyeti göstermemizin kapısını açtı.
Kurban kelimesini bir anlamı da 'yakınlaşmak' demektir. Kime? Yüce Allah'a. Bu niyete ulaşanlara ne mutlu…
Kurbanı nasıl keseceğiz?
Hatırlayın! 'Namaz kılın' emri geldiğinde Müslümanlar, 'Ya Resulullah! Nasıl kılalım' diye sormuş, Allah Resulü' de, "Ben nasıl kılıyorsam öyle kılın" diye emretmişti. Kurbanda aynı.
Merhum Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın tabiri ile 'canlı Kuran'a' bakarak. Peygamber Efendimiz (s.a.a.v) nasıl kesiyorsa öyle keseceğiz.
Çünkü bizler, hayatın her alanında Peygamber Efendimizin (s.a.a.v) rehberliğine muhtaç ve mecburuz ve de Onu taklit etmek zorundayız.
İşte bu mealde 'nasıl bir kurban kesmeliyiz', sorusunun cevabını Peygamberimizden alalım; "Topal hayvan, tek gözlü hayvan, hastalığı belli olan hayvan, zayıf ve cılız hayvan kurban edilmez." (Ebû Dâvûd, Dahaya: 5; İbn Mâce, Edahî: 8)
Kurbana saygı göstermeliyiz
Hayvanın gözünü iyice kapamalı, aynı yerden birden fazla kurban kesmemeli, kurban edilen hayvanı diğer hayvanların görmemesi sağlanmalı, kurbana sevgi ve şefkatle davranılmalı, bıçaklar gösterilmemeli, kurbanın önünde bıçak bilenmemeli ve kıble yönünde kesilmelidir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurdu; "Allah her şeyi en güzel şekilde yapmayı emretmiştir. Öldürdüğünüzde bile en güzel tarzda öldürünüz! Kestiğiniz zaman da kesmeyi en iyi şekilde yapınız! Her biriniz bıçağını bilesin ve hayvanını rahatlatsın!" (Müslim, Sayd, 57; Tirmizî, Diyât, 14/1409; Ebû Dâvud, Edâhî, 11-12/2815)
Dikkat edin!
Bir kişi kesmek üzere koyunu yere yatırdıktan sonra bıçağını bilemeye başlamış. Bunu gören Resul-i Ekrem Efendimiz şu ikazda bulunuyor; "Hayvanı defalarca mı öldürmek istiyorsun? Bıçağını, onu yere yatırmadan önce bilesen olmaz mıydı?" (Hâkim, IV, 257, 260/7570)
Allah Resulü, kurban kesemeyenler içinde kurban keserdi
Hz. Cabir'den (r.a) şöyle rivayet edilir; "Bir Kurban Bayramı'nda, Allah Resulü (s.a.v) ile namazgâhta hazır bulundum. Hutbesini tamamlayınca minberinden indi.
Kurbanlık bir koç getirildi. Resulullah (s.a.v) onu, kendi eliyle kesti. Keserken de şöyle buyurdu: "Bismillahi Allah-u Ekber. Bu, benim adıma ve ümmetimden kurban kesemeyenler adınadır!" (Tirmizî, Edâhî, 20/1521)
Günümüz bayramları
Maalesef günümüzde bayramlar mahiyeti bir tarafa bırakılmış ve tatil fırsatı haline gelmiş durumda.
Bayramdan önce trafikten, binlerce kaza ve yüzlerce ölüm, binlerce yaralı haberlerini izliyoruz.
Bayram günlerimde binlerce acemi kasap haberlerine tanık oluyoruz.
Bayram bitiminde ise yine trafik, yüzlerce kaza, ölüm ve yaralanma haberleri okuyor, izliyoruz.
Bu muydu bayram?
Oysa Prof. Dr. Haydar Baş Hocamın ısrarla vurguladığı gibi "Bayramlar, dargınların barıştığı, Müslümanların birbirini ziyaret ederek hasbihal ettiği zamanlar olduğu gibi, hastaların ve kabirlerin de unutulmadığı günlerdir.
Hz. Peygamber'den gördüğümüz şekliyle bayramlar aynı zamanda sadaka dağıtılarak fakirlerin, yetimlerin sevindirildiği sevap kazanma anlarıdır.
Demek ki sadaka vermeliyiz, darılanları barıştırmalıyız, kabirleri ziyaret etmeliyiz…
Bayramınız mübarek olsun.
Ve de zalimlere, zalimlerle işbirliği yapanlara 'Kahhar' ismi ile tecelli etsin. Bayramımız mübarek olsun.
Niçin kurban kesiyorum? Niçin kurban etlerini paylaşıyoruz? Bu sorulara Yüce Allah'ın (c.c) istediği cevapları veriyorsak, ne mutlu bizlere.
Yüce Allah'ın istediği cevap neydi? 'Onların ne etleri Allah'a ulaşır ne de kanları; O'na ulaşacak olan sadece sizin takvanızdır.' (Hac 37)
Peki, takva ne demek? Kitaplarda uzun uzun tarif edilir. Tek kelime ile 'samimiyet'.
Allah'ın selamı üzerlerine olsun Hz. İbrahim ve Hz. İsmail'in kıssasını biliyorsunuz.
Hz. İbrahim (a.s) Rabbine verdiği sözde asla tereddüde düşmedi. Hz. İsmail'de, Allah rızası için teslimiyetten taviz vermedi. Yani adamışlığın ve adanmışlığın gereğini yerine getirdiler.
Yüce Allah'ta, onların bu teslimiyetini bir koç göndererek hem kabul etti, hem de bizlere bu teslimiyeti göstermemizin kapısını açtı.
Kurban kelimesini bir anlamı da 'yakınlaşmak' demektir. Kime? Yüce Allah'a. Bu niyete ulaşanlara ne mutlu…
Kurbanı nasıl keseceğiz?
Hatırlayın! 'Namaz kılın' emri geldiğinde Müslümanlar, 'Ya Resulullah! Nasıl kılalım' diye sormuş, Allah Resulü' de, "Ben nasıl kılıyorsam öyle kılın" diye emretmişti. Kurbanda aynı.
Merhum Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın tabiri ile 'canlı Kuran'a' bakarak. Peygamber Efendimiz (s.a.a.v) nasıl kesiyorsa öyle keseceğiz.
Çünkü bizler, hayatın her alanında Peygamber Efendimizin (s.a.a.v) rehberliğine muhtaç ve mecburuz ve de Onu taklit etmek zorundayız.
İşte bu mealde 'nasıl bir kurban kesmeliyiz', sorusunun cevabını Peygamberimizden alalım; "Topal hayvan, tek gözlü hayvan, hastalığı belli olan hayvan, zayıf ve cılız hayvan kurban edilmez." (Ebû Dâvûd, Dahaya: 5; İbn Mâce, Edahî: 8)
Kurbana saygı göstermeliyiz
Hayvanın gözünü iyice kapamalı, aynı yerden birden fazla kurban kesmemeli, kurban edilen hayvanı diğer hayvanların görmemesi sağlanmalı, kurbana sevgi ve şefkatle davranılmalı, bıçaklar gösterilmemeli, kurbanın önünde bıçak bilenmemeli ve kıble yönünde kesilmelidir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurdu; "Allah her şeyi en güzel şekilde yapmayı emretmiştir. Öldürdüğünüzde bile en güzel tarzda öldürünüz! Kestiğiniz zaman da kesmeyi en iyi şekilde yapınız! Her biriniz bıçağını bilesin ve hayvanını rahatlatsın!" (Müslim, Sayd, 57; Tirmizî, Diyât, 14/1409; Ebû Dâvud, Edâhî, 11-12/2815)
Dikkat edin!
Bir kişi kesmek üzere koyunu yere yatırdıktan sonra bıçağını bilemeye başlamış. Bunu gören Resul-i Ekrem Efendimiz şu ikazda bulunuyor; "Hayvanı defalarca mı öldürmek istiyorsun? Bıçağını, onu yere yatırmadan önce bilesen olmaz mıydı?" (Hâkim, IV, 257, 260/7570)
Allah Resulü, kurban kesemeyenler içinde kurban keserdi
Hz. Cabir'den (r.a) şöyle rivayet edilir; "Bir Kurban Bayramı'nda, Allah Resulü (s.a.v) ile namazgâhta hazır bulundum. Hutbesini tamamlayınca minberinden indi.
Kurbanlık bir koç getirildi. Resulullah (s.a.v) onu, kendi eliyle kesti. Keserken de şöyle buyurdu: "Bismillahi Allah-u Ekber. Bu, benim adıma ve ümmetimden kurban kesemeyenler adınadır!" (Tirmizî, Edâhî, 20/1521)
Günümüz bayramları
Maalesef günümüzde bayramlar mahiyeti bir tarafa bırakılmış ve tatil fırsatı haline gelmiş durumda.
Bayramdan önce trafikten, binlerce kaza ve yüzlerce ölüm, binlerce yaralı haberlerini izliyoruz.
Bayram günlerimde binlerce acemi kasap haberlerine tanık oluyoruz.
Bayram bitiminde ise yine trafik, yüzlerce kaza, ölüm ve yaralanma haberleri okuyor, izliyoruz.
Bu muydu bayram?
Oysa Prof. Dr. Haydar Baş Hocamın ısrarla vurguladığı gibi "Bayramlar, dargınların barıştığı, Müslümanların birbirini ziyaret ederek hasbihal ettiği zamanlar olduğu gibi, hastaların ve kabirlerin de unutulmadığı günlerdir.
Hz. Peygamber'den gördüğümüz şekliyle bayramlar aynı zamanda sadaka dağıtılarak fakirlerin, yetimlerin sevindirildiği sevap kazanma anlarıdır.
Demek ki sadaka vermeliyiz, darılanları barıştırmalıyız, kabirleri ziyaret etmeliyiz…
Bayramınız mübarek olsun.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- İsrail inancından mı vaz geçti? / 11.10.2025
- Hakan Fidan’ın itirafları / 10.10.2025
- Yolsuzluk, adaletsizlik, uyuşturucu, kumar neden gündemde? / 09.10.2025
- Devlet Bahçeli’nin Filistin ve Gazze tespitleri / 08.10.2025
- Milli güvenlik sorunlarımız / 06.10.2025
- Küresel itaatsizlik başladı / 05.10.2025
- Erdoğan’ın ‘kazan kazan’ modelini hatırlar mısın? / 04.10.2025
- Gülen’e nasip olmadı, Erdoğan’a mı nasip olacak? / 03.10.2025
- ABD’ye nasıl ve neden peşkeş çekildiğimizi yazıyorum / 02.10.2025
- Aşağıdaki vasıfları taşıyan yöneticiler aranıyor / 30.09.2025
- Hakan Fidan’ın itirafları / 10.10.2025
- Yolsuzluk, adaletsizlik, uyuşturucu, kumar neden gündemde? / 09.10.2025
- Devlet Bahçeli’nin Filistin ve Gazze tespitleri / 08.10.2025
- Milli güvenlik sorunlarımız / 06.10.2025
- Küresel itaatsizlik başladı / 05.10.2025
- Erdoğan’ın ‘kazan kazan’ modelini hatırlar mısın? / 04.10.2025
- Gülen’e nasip olmadı, Erdoğan’a mı nasip olacak? / 03.10.2025
- ABD’ye nasıl ve neden peşkeş çekildiğimizi yazıyorum / 02.10.2025
- Aşağıdaki vasıfları taşıyan yöneticiler aranıyor / 30.09.2025