Bahsedeceğim konular adalet, sosyal haklar, ekonomik gelişmişlik, toplumsal kalkınmışlık, sanayi ve teknoloji de çağı yakalamışlık vs. hakkında değil. Ortak değerlerimiz ve ortak acılarımız konusunda olmazları, olur yaptılar.
Terörle mücadelenin siyaseti olur mu? Olmazdı, oldu.
Şehit cenazelerinde siyaset yapılır mı? Yapılmazdı, yapılıyor.
Camilerde, partizanlık yapılır mı? Yapılmazdı, yapılıyor.
Statlarda siyaset yapılır mı? Denediler ama başaramadılar. Şimdi maçlara gitmiyorlar.
Depremlerde siyasi söylemler kullanılır mı? Kullanılmazdı, kullanılıyor.
Sellerde, salgınlarda parti siyaseti yapılır mı? Yapılmazdı, yapılır oldu.
Şimdi yangınlarla boğuşuyoruz. Yangınlar ile mücadele toplantılarına sırf başka partiden diye, belediye başkanlarını çağırmayan, Anayasa hükmüne rağmen belediyeleri suçlayan, üstüne üslük 'yangınlara en hızlı müdahale eden hükümetiz' açıklamalarını yapan iktidar partisi, yangınların siyasete alet edilmesinden şikayet ediyor ve çok galiz kelimeler kullanıyorlar!
Manavgat'ta ilk ateş görüldüğünde ilgili bakanlar ne demişti? Yangın turizm bölgelerinin uzağında, turizm açısından bir sıkıntımız yok.
Aynı zihniyet bugün, 'ciğerlerimiz yanıyor, ciğerimizi yakanların ciğerini sökeceğiz' diyorlarsa, tehlikeyi değil parayı dert etmenin örneğidir, tribün siyasetidir.
Ama yapılan açıklamalara tribünler bile şaşkın!
Orman hem de tarım bakanı olan Bekir Pakdemirli ne demişti; ¨Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en güçlü hava filosuna sahibiz. Akdeniz coğrafyasının en güçlü filolarından bir tanesidir'.
Akdeniz'e bakıyoruz! Yunanistan'ın 38, Fransa'nın 26, İtalya'nın 19, İspanya'nın 17 uçağı var.
2002 yılında Türk Hava Kurumunda 19 uçak vardı. Şimdi sahada 3 uçak var ve onlarda kiralık.
Orman Bakanı bu uçaklara 'antika' derken Cumhurbaşkanı 'pert olmuş' diyor.
E! Nerede Cumhuriyet tarihinin ve Akdeniz'in en güçlü uçak filosu?
Özetlersek! 50 milyon dolara tank-palet fabrikasını satıp ekonomiyi yükten kurtardık, diyenler 5 milyon dolara yangın söndürme uçaklarını yenilemedikleri gibi Somali'ye de 30 milyon dolar hibe göndermeye kararı alıyor ve halkın önünde, 'ciğerlerimiz yanıyor' diyorlarsa ortada büyük bir samimiyetsizlik vardır.
'Pert' meselesine gelirsek!
En başta şunu söyleyeyim ki, 19 yıllık bir iktidarın günümüz sorunları için geçmişi suçlaması, mazeret üretmesi asla kabul edilemez.
Soralım şimdi; THK'yı dış güçler mi batırdı? 'Pert' denilen uçakları hangara dış güçler mi kapattı?
Düşünün bir kere! Daha dün 'metal yorgun' denilerek halkın oyuyla seçilmiş belediye başkanlarını görevden alanlar ve anında yerlerine yenilerini getirenler 19 yılda bu uçakları göremediler mi?
Göremedilerse! Neden 3 Rus yangın söndürme uçağına ayda 4,6 milyon dolar ödüyorlar?
Saray'ın uçak filosu var. Bakanlar dün SBK holdinge ait özel jetlerle uçuyordu. Bugün başka jet firmaları ile uçuyorlar. Ama yangın söndürme uçağımız yok.
Bunları yazınca da, yangınları siyasete alet etmiş oluyoruz. Ettirmeyin!
AKP'li Mahir Ünal ne demişti? "Bugün Türkiye'ye Fransa'dan, Almanya'dan, Hollanda'dan, Yunanistan'dan baktığınızda bir süper güç görüyorsunuz".
Devletimizin büyüklüğünden, gücünden şüphemiz yok. Ama salgında, yangında vatandaşa IBAN veren hükümetten şüpheliyiz.
Evin yansın!
Yangının siyaseti olmaz, diyen iktidar partisinin Gündoğmuş Belediye Başkanı Mehmet Özeren: "Evleri kullanılamaz hale gelen vatandaşlarımız için TOKİ tarafından 20 yıl ödemeli, istedikleri şekilde evler yapılacak. Çok eski evi olan vatandaşlar keşke bizim de evimiz yansaydı diyecekler' cümlesini kurdu.
En temiz cevabı BTP Lideri Hüseyin Baş verdi; "Kimse keşke evim yansaydı demeyecek bundan eminiz ancak birçok insan keşke evin yansaydı diyebilir. Yazık…"
Çay meselesi
AKP'li cumhurbaşkanı, milletin kafasına çay atmaktan büyük haz alıyor olacak ki, bu uygulamaya devam ediyor.
Arhavi'deki sel felaketinde bende Artvin'deydim. Sayın Erdoğan afet bölgesine geliyor diye bütün ilçelerden polis ekipleri Arhavi'ye gönderildi. Erdoğan geldi, çaylarını attı, borçlarınızı sonra ödeyin, dedi ve gitti.
Sayın Erdoğan'ın yangın bölgesi Marmaris'e gedişini haberlerden izledim. 3 şeritli yolu tam kapatmış onlarca lüks araç konvoyunu görmek herkese nasip olmaz.
Sayın Erdoğan yol kenarında konvoya bakan insanlara çaylarını attı. Sonra evleri yanan köylüleri ziyaret etti. Dikkatimi çeken ise Sayın Erdoğan'ın taktığı maskelerin aynısını köylülerde takıyordu. Tesadüf işte!
Fıkra!
Dün, 'envanterimizde yangın söndürme uçağımız ve helikopterimiz yok, bu ezelden beri böyle" diyen Orman bakanı Pakdemirli bugün "Yunanistan'ın bizden uçak talebi var. Uçak göndermeyi değerlendirmeye çalışıyoruz" dedi.
Uçaklara; 'Uçaklar emanet. Lütfen dikkatli kullanın' notunu yazmayı unutmayın.
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Ne yereli! Genel seçim bu genel! / 17.03.2024
- Erdoğan ‘bırakıyorum’… ‘Valla bırakmayız’ / 16.03.2024
- Ehli Beyt’e imanımız, Hz Muhammed’e imandır / 15.03.2024
- CHP’nin kimlik arayışı İsmet İnönü ile başladı / 14.03.2024
- Erdoğan’ın dilinde bu sefer ‘kul hakkı’ var / 13.03.2024
- İnsan kıymetini bildiği şeye sahiplenir / 11.03.2024
- Ramazan’da ahir zaman siyasetçilerine ve hocalarına dikkat / 10.03.2024
- Erdoğan’ın korku ve açlıkla terbiye siyaseti / 09.03.2024