Yarın 14 Nisan, Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın Hakk'a vuslatının ikinci yıldönümü… Dinmeyen bir hasretle geçen iki yıl…
O'nu çok özledik; O'na bakmayı, O'nun bakmasını, sohbetini, gülüşünü, kısaca O'nunla olan her anı özledik.
O'nu hiç unutmadık, unutmayacağız ve unutturmayacağız.
O'ndan öğrendiklerimizi ömrümüz elverdiği müddetçe yaşamaya, anlatmaya devam edeceğiz.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP), 14 Nisan'ı içine alan 11-17 Nisan haftasını Prof. Dr. Haydar Baş'ı anma haftası olarak ilan etti.
Özellikle de 14 Nisan günü gerek Türkiye'nin bütün illerinde gerekse yurt dışında, birçok ülkede Prof. Dr. Haydar Baş'ı anma programları organize edilecek.
Akçaabat'taki kabri başında da hatim, mevlit ve dualarla anılacak.
İstanbul'daki anma programı Fatih ilçesinde bulunan İBB Ali Emiri Efendi Kültür Merkezi'nde saat 20.30'da başlayacak, BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş buradaki programa katılacak.
Programlarda konuşmaların yanı sıra, BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın riyasetinde hazırlanan Prof. Dr. Haydar Baş sinevizyonu olacak.
Anma programları Meltem TV, Kadırga TV, Köy TV ve birçok internet kanalında canlı olarak yayımlanacak.
Bulunduğunuz illerdeki programlara katılmanızı tavsiye ederim, eğer katılma imkanı bulamazsanız da mutlaka canlı olarak TV'den izleyin.
Prof. Dr. Haydar Baş gibi bir ilim, fikir, siyaset ve gönül adamı dünya tarihinde az gelmiştir. "Çağın bilgesi" ünvanı O'na aittir.
Ne mutlu ki bizlere O'nunla tanışabildik, O'na dost olabildik.
Türk milleti olarak O'nun kıymetini bilemedik, ömrünü bu aziz milletin birliği ve beraberliğine, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bekasına adamış olan bu büyük İnsanı hak ettiği yerlere getiremedik ama kaybeden O değil, millet olarak biz olduk.
Bugün millet olarak, devlet olarak hangi sıkıntıyı yaşıyorsak emin olun ki, Prof. Dr. Haydar Baş'a sahip çıkmayışımız sebebiyledir.
O vazifesini en mükemmel bir şekilde yapmanın mutluluğu ve huzuru ile Yüce Dost'una kavuştu. Dünyasını ahireti için yaşadı, siyasetini ahirette hesap vereceği şuuruyla yaptı ve Sevgili'ye vuslat etti.
Fakat bizler Türk milleti olarak, O'nun kıtalar dolaşan sesini duymamıza rağmen duymazdan geldik, O'nun dünya çapındaki başarılarını gördüğümüz halde görmezden geldik; O çözümlerini bizler için Türk milleti için yazdı, fırsat vermedik, Türkiye'yi kainat devleti yapacak sırrın anahtarı O'ndaydı, bu kapıyı açmasına müsaade etmedik…
Sonuç; kazanan O, kaybeden biz olduk.
O, hayatının tüm anlarında vefanın doruk noktasını yaşayan bir insandı ve bizlerden de vefalı olmamızı beklerdi. İşte şimdi vefa zamanı, O'nun fikirlerine, modellerine, çözümlerine, ölçülerine, yetiştirdiklerine vefa zamanı…
Prof. Dr. Haydar Baş fırsatını kaçırdık, O'nun çözümlerini hayata geçirecek olan ve yine O'nun yetiştirdiği BTP kadrosunun ve Lideri'nin fırsatını kaçırmayalım.
Vefa bunu gerektirir.
Elbette ki Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın boşluğu hiçbir zaman dolmaz.
Bir gün Trabzon'da Hocamın evinin bahçesinde Hocamla birlikte otururken, konu rahmetli Celal Mısır, Baki Bektaş ve Ali Gedik hocalara geldi.
Hocam, gözyaşlarını tutamayarak, "Evladım, onların yeri doldurulamaz" dedi.
O'nun sarp kayalarda gül yetiştiren bir bahçıvan gibi yetiştirdiği o mükemmel insanların yeri doldurulamazsa, bu eserlerin mimarı olan Haydar Hoca'nın yeri nasıl doldurulabilsin?
Yazımı, BTP Lideri Hüseyin Baş'ın, babası Prof. Dr. Haydar Baş için geçen yıl yazmış olduğu hasret kokan mektubundan beni çok duygulandıran bir bölümüyle bitirmek istiyorum:
"Gerçekten özledim. Güvende hissetmeyi özledim, sevilmeyi özledim, anlamayı özledim, bakmayı özledim, görmeyi özledim. Rüyalarda buluşmak neymiş, öğrendim.
Çok şey öğrendim senden sonra, mesela özlemeyi öğrendim. Gidene mi zor kalana mı derler, kalana zormuş öğrendim. Hayatın ne kadar zor olduğunu öğrendim. Seninleyken hayat çok kolay geliyordu. Bir kere seninle olmak kazanmak demekti. Her zaman haklı olmaktı. Hiç yanılmamaktı. Seninle olmak var olmaktı, varlığın içinde yok olmaktı. Her halin ibretti, gidişin en büyük ibretti. Tabi ibret almasını bilene...
Özledim seni çocukluğumun kahramanı, özledim seni gençliğimin muhabbet bağı, özledim seni hayatımın anlamı. Özledik seni baba, çoluk çocuk eş dost hep birlikte özledik. Varsa bir emrin başımız üstüne bi diyeceğin yoksa rüyalarda buluşmak üzere. Dostların birbirine emanet. Dostların Allah'a emanet..."
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- ‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’ / 12.03.2024
- Rahmet ve bereket ayına ulaştık / 09.03.2024
- Emekliler yılında emekli can çekişiyor / 08.03.2024
- Anketlere aldanmayın! / 06.03.2024
- Türk milleti ‘değişim’ istiyor / 05.03.2024
- 13 bin dolar kişi başı milli gelir nerede? / 02.03.2024