Başlık bana ait değil. Prof. Dr. Haydar Baş'ın, 6 Temmuz 2017 tarihli yazısının başlığı. Emin olun ki, o günden beri karşılaştığım her olayda bu başlık aklıma geliyor; "Önce insan demedikçe."
Bugün önce insan denilmiyor, demiyorlar. Önce makam, önce mal, önce çıkar, önce ihtiras deniliyor, diyorlar.
O günkü yazısında Prof. Dr. Haydar Baş dün, bugün ve yaşanan, yaşadığımız ve yaşayacağımız acı gerçekleri ifade eden hayati bir tespitte bulunmuştu.
Ne diyordu Sayın Baş?
"Başa geçenler, kurumları düzeltmek istese de, hak ve hukuk dağıtmak gayesinde olsa da asıl problemi halledemedikleri için başarılı olamıyorlar.
Her zaman ifade ediyoruz. Önce insan meselesi çözülmelidir. İnsan, 'Hak adına ve kendi yararına' kazanılmadıktan sonra hangi kanunu, nizamı getirseniz, hangi düzenlemeyi yapsanız da işe yaramayacaktır."
Dün yani 20, 30 yıl önce konuşulmasından ar edilen çocuklara taciz, sapıklık konularını bugün Meclis'te konuşulur oldu. Neden? Çünkü önce insan, denilmedi. İnsan ihmal edildi. Araç olarak görüldü, seçim dönemlerinde değer kazanan bir varlık haline dönüştürüldü.
Geçmişte olduğu gibi koalisyon hükümetleri, birkaç yılda veya ayda değişen hükümetler olsa dersiniz ki, ülkeyi yöneten irade devamlı değişkenlik gösterdiği için çıkarılan yasalar, uygulamalar, uygulayıcılar ve deneticiler devamlı değiştiği için birçok alanda olduğu gibi insan ve sosyal ahlak noktasında da istikrar sağlanamıyor.
Ama ülkemizde 15 yıl tek parti iktidarı. Bu iktidarın önünde hemen hemen hep aynı isimler var. Artı bu irade her daim ahlak, ar, edep, namus kavramlarını dillerinden düşürmeyen kişiler. Böyle bir iktidar ve Müslüman olan bir toplum da bu kadar sapıklıklar nasıl ortaya çıktı, çıkıyor, yaşanıyor ve önüne geçilemiyor?
Tek cevap; Önce insan denilmedi, denilmiyor.
Bir devletin, bir milletin kanunları, o devlet ve milletin menfaatleri, devamlılığı için insan, tarih, kültür ve inanç ekseninde yapılır. Ülkemizde kanun yapıcı kimdir? Millet adına TBMM'dir. Peki, TBMM'e devlet ve milletimiz için mi kanun yapıyor? Cevap sizde kalsın.
Gündem çocukların cinsel istismarı ve sapıklıklar. Cumhurbaşkanı ve AKP genel başkanı ne diyor?
"Biz, Avrupa Birliği sürecinde, bu bir özeleştiridir; bu konuda bir yanlışımız oldu. Zina ile ilgili düzenlemeyi de yapmak suretiyle tacizler vs. belki de aynı kapsam içinde değerlendirmemiz lazım."
Kimin için yapılmış kanun? AB.
Son gelişmelerden sonra hükümet kanadından yapılan açıklamalarda 6 bakanlığın bu konuda çalışma yaptıkları ve gerekli düzenleme ve de cezai müeyyidelerin çıkarılacağı açıklandı.
Getirildiğimiz noktada ceza çözüm müdür? Asla.
Prof. Dr. Haydar Baş 40 yıldır, ''Bir Alman'ı görüyorsunuz tanıyorsunuz, bir Fransız'ı görüyorsunuz tanıyorsunuz, bir İngiliz'i görüyor, tanıyorsunuz' dedikten sonra 'bizim neden bir Türk Beyefendi modelimiz yok. Bizim neden Türk hanımefendi modelimiz yok' diye soruyor.
Bu soruya cevap vermeden hangi cezayı getirirseniz getirin bu sorunları çözemezsiniz. Çünkü kimlik kaybına uğramış, taklitçi bir toplum var karşımızda.
Ceza noktasına gelince hadım etmekten veya hapis cezasından bahsediyorlar.
Çözüm olur mu? Başlıkta de dediğimiz gibi 'önce insan demedikçe' hiçbir kanun, yaptırım çözüm olmaz.
Çünkü bugün algılanan ceza mantığı da insana yönelik değil. Çünkü ceza mantığında da insan yok. Nasıl mı?
Prof. Dr. Haydar Baş, Sosyal Devlet-Milli Devlet eserinde şöyle diyor;
"Esasen örf ve âdetlerimizde, tarihimizde ceza, ferdi temizlemek ve topluma kazandırmak, yani ıslah etmek içindir. Yâda verilen cezanın ağırlığı ile toplum yönlendirilir, ikaz edilir ve caydırılır.
Hal böyle iken, işlenen tüm suçlara aynı cinsten ceza verilmesi fert ve toplum planında işlenen suçları önleyememekte, bilakis çoğaltmaktadır. Kanaatimizce bu hal işlenen suça mukabil, gerekli-denk cezanın verilmemesinden kaynaklanmaktadır." (sh:383)
Evet, 'önce insan demedikçe', insanı tanıyan lideri görmedikçe bu işler düzelmez.
Bugün önce insan denilmiyor, demiyorlar. Önce makam, önce mal, önce çıkar, önce ihtiras deniliyor, diyorlar.
O günkü yazısında Prof. Dr. Haydar Baş dün, bugün ve yaşanan, yaşadığımız ve yaşayacağımız acı gerçekleri ifade eden hayati bir tespitte bulunmuştu.
Ne diyordu Sayın Baş?
"Başa geçenler, kurumları düzeltmek istese de, hak ve hukuk dağıtmak gayesinde olsa da asıl problemi halledemedikleri için başarılı olamıyorlar.
Her zaman ifade ediyoruz. Önce insan meselesi çözülmelidir. İnsan, 'Hak adına ve kendi yararına' kazanılmadıktan sonra hangi kanunu, nizamı getirseniz, hangi düzenlemeyi yapsanız da işe yaramayacaktır."
Dün yani 20, 30 yıl önce konuşulmasından ar edilen çocuklara taciz, sapıklık konularını bugün Meclis'te konuşulur oldu. Neden? Çünkü önce insan, denilmedi. İnsan ihmal edildi. Araç olarak görüldü, seçim dönemlerinde değer kazanan bir varlık haline dönüştürüldü.
Geçmişte olduğu gibi koalisyon hükümetleri, birkaç yılda veya ayda değişen hükümetler olsa dersiniz ki, ülkeyi yöneten irade devamlı değişkenlik gösterdiği için çıkarılan yasalar, uygulamalar, uygulayıcılar ve deneticiler devamlı değiştiği için birçok alanda olduğu gibi insan ve sosyal ahlak noktasında da istikrar sağlanamıyor.
Ama ülkemizde 15 yıl tek parti iktidarı. Bu iktidarın önünde hemen hemen hep aynı isimler var. Artı bu irade her daim ahlak, ar, edep, namus kavramlarını dillerinden düşürmeyen kişiler. Böyle bir iktidar ve Müslüman olan bir toplum da bu kadar sapıklıklar nasıl ortaya çıktı, çıkıyor, yaşanıyor ve önüne geçilemiyor?
Tek cevap; Önce insan denilmedi, denilmiyor.
Bir devletin, bir milletin kanunları, o devlet ve milletin menfaatleri, devamlılığı için insan, tarih, kültür ve inanç ekseninde yapılır. Ülkemizde kanun yapıcı kimdir? Millet adına TBMM'dir. Peki, TBMM'e devlet ve milletimiz için mi kanun yapıyor? Cevap sizde kalsın.
Gündem çocukların cinsel istismarı ve sapıklıklar. Cumhurbaşkanı ve AKP genel başkanı ne diyor?
"Biz, Avrupa Birliği sürecinde, bu bir özeleştiridir; bu konuda bir yanlışımız oldu. Zina ile ilgili düzenlemeyi de yapmak suretiyle tacizler vs. belki de aynı kapsam içinde değerlendirmemiz lazım."
Kimin için yapılmış kanun? AB.
Son gelişmelerden sonra hükümet kanadından yapılan açıklamalarda 6 bakanlığın bu konuda çalışma yaptıkları ve gerekli düzenleme ve de cezai müeyyidelerin çıkarılacağı açıklandı.
Getirildiğimiz noktada ceza çözüm müdür? Asla.
Prof. Dr. Haydar Baş 40 yıldır, ''Bir Alman'ı görüyorsunuz tanıyorsunuz, bir Fransız'ı görüyorsunuz tanıyorsunuz, bir İngiliz'i görüyor, tanıyorsunuz' dedikten sonra 'bizim neden bir Türk Beyefendi modelimiz yok. Bizim neden Türk hanımefendi modelimiz yok' diye soruyor.
Bu soruya cevap vermeden hangi cezayı getirirseniz getirin bu sorunları çözemezsiniz. Çünkü kimlik kaybına uğramış, taklitçi bir toplum var karşımızda.
Ceza noktasına gelince hadım etmekten veya hapis cezasından bahsediyorlar.
Çözüm olur mu? Başlıkta de dediğimiz gibi 'önce insan demedikçe' hiçbir kanun, yaptırım çözüm olmaz.
Çünkü bugün algılanan ceza mantığı da insana yönelik değil. Çünkü ceza mantığında da insan yok. Nasıl mı?
Prof. Dr. Haydar Baş, Sosyal Devlet-Milli Devlet eserinde şöyle diyor;
"Esasen örf ve âdetlerimizde, tarihimizde ceza, ferdi temizlemek ve topluma kazandırmak, yani ıslah etmek içindir. Yâda verilen cezanın ağırlığı ile toplum yönlendirilir, ikaz edilir ve caydırılır.
Hal böyle iken, işlenen tüm suçlara aynı cinsten ceza verilmesi fert ve toplum planında işlenen suçları önleyememekte, bilakis çoğaltmaktadır. Kanaatimizce bu hal işlenen suça mukabil, gerekli-denk cezanın verilmemesinden kaynaklanmaktadır." (sh:383)
Evet, 'önce insan demedikçe', insanı tanıyan lideri görmedikçe bu işler düzelmez.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- 1 Mayıs’ta (bugün) neler olacak / 01.05.2025
- Emek, alın teri eşittir kul hakkıdır / 30.04.2025
- Kenan Evren dirildi de haberimiz mi? / 28.04.2025
- İstanbullular neden sokağa çıkıyor? / 27.04.2025
- Ekonominin kitabını yazdılar / 26.04.2025
- 23 yıllık iktidarın her daim mazereti olabilir mi? / 25.04.2025
- Çatlayan sadece fay hatları değil ar damarıdır / 24.04.2025
- Bizim 23 Nisan’dan anladığımız / 23.04.2025
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- Emek, alın teri eşittir kul hakkıdır / 30.04.2025
- Kenan Evren dirildi de haberimiz mi? / 28.04.2025
- İstanbullular neden sokağa çıkıyor? / 27.04.2025
- Ekonominin kitabını yazdılar / 26.04.2025
- 23 yıllık iktidarın her daim mazereti olabilir mi? / 25.04.2025
- Çatlayan sadece fay hatları değil ar damarıdır / 24.04.2025
- Bizim 23 Nisan’dan anladığımız / 23.04.2025
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025