Ehl-i Beyt Külliyatı'nın sahibi Prof. Dr. Haydar Baş, Ehl-i Beyt'i "Kur'an'ın canlı numuneleri" olarak ifade etmektedir. Diğer bir ifadeyle Ehl-i Beyt, "yaşayan Kur'an"dır.
Bu gerçek, hem ayetlerle hem de hadislerle sabittir.
Onlar Kur'an'da bizzat Cenab-ı Hak tarafından övgülere mazhar olmuş kimselerdir.
Onlar hakkında yapılan övgü hiç kimseye yapılmamıştır. Çünkü Onlar ve Onların nesli kıyamete kadar güzel ahlakın yaşayıcıları ve yaşatıcılarıdır.
Allah'ın razı olduğu örnek aile Ehl-i Beyt'tir.
Hz. Fatıma ise hem tüm kadınların en üstünüdür, hem de örnek bir eştir.
Prof. Dr. Haydar Baş Hocam, Hz. Fatıma eserinde şunu söylemektedir: "Hz. Fatıma'nın (a.s.) örnek eş olması; aile hayatında eşine destek olmasının yanında, yeri geldiğinde eşinin koruyucusu veya bir öğretmeni gibi hareket ederek ona yardım etmesindendir."
Hz. Ali (a.s.) şöyle buyuruyor: "Yorgun bir koşuşturmanın ardından, eve gelip Fatıma'ya baktığımda bütün gam ve üzüntülerim gidiyordu."
Hz. Fatıma kesinlikle Hz. Ali'nin müsaadesi olmadan dışarı çıkmaz ve hiçbir zaman O'nu öfkelendirmezdi. Çünkü O, babasının, "Allah-u Teala, kocasını öfkelendiren kadının oruç ve namazını, kocasını kendisinden razı etmedikçe kabul etmez" buyurduğunu biliyordu.
Elbette ki bu örnek davranış tek yönlü değildi.
Hz. Ali, Hz. Fatıma hakkında şunları söylemiştir: "And olsun Allah'a ki Ben, kesinlikle Fatıma'yı öfkelendirecek bir iş yapmadım, Fatıma da hiçbir zaman Beni öfkelendirmedi."
İşte size mükemmel bir aile örneği.
Hz. Fatıma ölüm döşeğindeyken Hz. Ali efendimiz O'na şunları söylemiştir:
"Sen Allah'ı en iyi bilenlerden birisin. En çok iyilik eden, en fazla O'ndan korkan ve en çok O'ndan sakınansın."
Hz. Fatıma'ya "tahire" denilmektedir. İmam Muhammed Bakır (a.s.) şöyle diyor:
"Rasulullah'ın (s.a.v.) kızı Fatıma'nın (a.s.) 'tahire' lakabıyla adlandırılması, her denes ve refesden (kir, leke ve çirkin şeylerden) tertemiz olduğu içindir."
Hz. Fatıma'nın ismini daha doğmadan bizzat Cenab-ı Hak koymuştur. Sebebini bizzat Rasulullah'tan öğrenelim. Rasulullah efendimiz Hz. Fatıma için şöyle buyurmuştur: "O'nun Fatıma diye adlandırılması, Allah'ın O'nu ve sevenlerini ateşten kestiği, ayırdığı içindir."
Hz. Fatıma ledün ilmine vakıftır. Hz. Fatıma Hz. Ali'ye şöyle söyledi:
"Gel Sana geçmişten, şu anda olanlardan ve kıyametin kopacağı saate kadar olacaklardan haber vereyim."
Hz. Fatıma en mükemmel imana sahiptir. Rasulullah (s.a.v.) Hz. Fatıma hakkında şöyle buyurmuştur: "Allah-u Teala, kızım Fatıma'nın kalp ve azalarını, imanla öyle doldurmuştur ki, Allah'ın itaati için kendisini bütün meşguliyetlerden uzak tutmaktadır."
Hz. Fatıma, Cenab-ı Hakk'ın sevdiği ve seçtiği gün ve gecelere özellikle dikkat etmektedir. Hz. Ali buyurmuştur ki:
"Fatıma (a.s.) Kadir gecesi'nde hiç kimsenin yatmasına müsaade etmezdi. Az yemek vermekle onların yatmamasını sağlıyor, kendisi de bu gecenin ihyası için hazırlanıyordu ve buyuruyordu ki: Mahrum, bu gecenin bereketlendirenden mahrum kalan kimsedir."
Ehl-i Beyt'in üstünlüğü ancak bu kadar güzel özetlenebilirdi:
Rasulullah (s.a.v.) Hz. Ali'ye şöyle buyurdu:
"Sana verilmiş olan üç özellik var ki, onlar, Senden başka hiç kimseye, hatta Bana bile verilmemiştir. Sen Benim gibi bir kayınpedere sahipsin, Benim böyle bir kayınpederim yoktur. Fatıma gibi sadık bir eşin var, Benim eşim (fazilet yönünden) O'nun gibi değildir. Ve Senin sülbünden Hasan ve Hüseyin gibi çocuklar vücuda gelmiştir, Benim böyle çocuklarım yoktur. Ama Siz Bendensiniz, ben de Sizdenim."
Cennette Hz. Peygamber'e kavuşmanın anahtarı Hz. Fatıma'dır.
Hz. Ali, Hz. Fatıma'dan şöyle rivayet etmiştir:
"Rasulullah (s.a.v.) bana dedi ki: Ey Fatıma! Kim sana salavat getirirse, Allah onu bağışlar ve cennette nerede olursam olayım, onu Bana kavuşturur."
Hz. Fatıma'nın razı olmadığından Allah da razı olmaz.
Hz. Peygamber şöyle buyurmaktadır:
"Fatıma'nın (a.s.) sevgisi yüz yerde insana yarayacaktır. Onların en kolayı ölüm, kabir, mizan, sırat ve hesaptır. Öyleyse kızım kimden razı olursa, Ben de razı olurum. Ben kimden razı olursam, Allah da ondan razı olur. Fatıma'nın razı olmadığı kimseden Ben de razı değilim, Benim razı olmadığım kimseden Allah-u Teala da razı değildir. O halde Fatıma'ya, eşi Ali'ye ve onların soy ve sevenlerine zulmedenlere yazıklar olsun!"
Hz. Rasulullah şöyle buyurdu: "Eğer iyilik ve güzellik bir şahıs olmak isteseydi, o mutlaka Fatıma olurdu; oysa Fatıma ondan daha üstündür. Kızım Fatıma soy, yücelik, keramet ve bağış bakımından yeryüzündeki insanların en üstünüdür."
Allah şefaatlerinden mahrum eylemesin.
Daha detaylı bilgi için Prof. Dr. Baş'ın Ehl-i Beyt Külliyatı'nı mutlaka okuyunuz.
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- ‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’ / 12.03.2024
- Rahmet ve bereket ayına ulaştık / 09.03.2024
- Emekliler yılında emekli can çekişiyor / 08.03.2024
- Anketlere aldanmayın! / 06.03.2024
- Türk milleti ‘değişim’ istiyor / 05.03.2024
- 13 bin dolar kişi başı milli gelir nerede? / 02.03.2024