Peygamberimizin günlerce süren teşvik ve tehditlerine rağmen Usame'nin ordusu bir türlü harekete geçmemiş, Medeni'nin hemen dışında bekliyordu. Çünkü Ensar ve Muhacirin önde gelenleri, Peygamberimizin açık ve isim vererek emretmesine rağmen orduya katılmamıştı.
Peygamberimizin (sav) hastalığı iyice ağırlaşmıştı. Sabah vakti hastalık Efendimizi sardığı sırada Bilal gelerek, 'Namaz vaktidir' dedi. Bu söz, Efendimize duyurulunca, 'Bir başkası namaz kıldırsın Ben, kendimle meşgulüm' buyurdu.
Aişe, 'Ebu Bekir'e emir buyurun (namaz kıldırsın)' diyerek ileri atılırken, Hafsa da, 'Ömer'e emir buyurun' diyordu.
Resulüllah daha hayatta iken bu ikisinin babalarını yüceltmek için bunca hırslı davrandıklarını görünce, 'Kendinize gelin, sizler (bu hâlinizle) Yusuf Peygamberin etrafını saran kadınlar gibisiniz' buyurdu.
Peygamberimiz (sav) alelacele kalkarak giyindi ve o ikisinden birinin halka namaz kıldırmak için diğerinden öne geçmesini önlemek için ve Aişe ile Hafsa'nın konuşmalarından bu iki kişinin, emrini dinlemeyip Üsame ile yola çıkmadıklarını anlayarak herhangi bir karışıklık çıkmaması için ve muhtemel şüpheleri gidermek için camiye yöneldi.
Hastalığın etkisi ile o kadar güçsüzleşmişti ki normal olarak ayaklarına basıp yürüyemiyordu. Ali b. Ebi Tâlib ve Fazl b. Abbas koltuğuna girmiş, ayaklarını yerde sürüyerek camiye girdi. Ebu Bekir'in mihrapta durduğunu görünce kenara çekilmesi için mübarek eliyle işaret etti.
Ebu Bekir kenara çekilince Efendimiz, yerine geçip yeniden tekbir getirerek namaz kıldırdı. O'nun kaldığı yerden devam ettirmedi." (Şeyh Müfid, El-İrşad)
Peygamberimiz (sav); "Üsame'nin ordusundan geri kalana Allah lanet etsin." Demişti. Üsama'nin ordusu böylesine önemli ve stratejik bir ordu idi. Ama geri kalanlar oldu. Hatta namaz kıldırmak için öne geçtiler. Ama Efendimiz o hasta haliyle gelerek yerini hak etmeyenlere bırakmadı.
Hele yattığı yerden, "kalem-kağıt getirin, size benden sonra sapıklığa düşmemeniz için birkaç şey yazdırayım," emri karşısında, Usame'nin ordusuna katılmayıp oraya gelenlerin, "Peygamber sayıklıyor. Bize, Kuran yeter" diyerek ses yükseltmeleri belki de Allah Resulünün hüznünü hastalığının önüne geçirmişti.
Peygamberimiz neden Hz. Ebu Bekir'in namazına kaldığı yerden devam etmedi, neden Usame'nin ordusuna muhacir ve Ensar büyüklerinin katılmalarını emretti ve neden kalem, kağıt istedi ve neler yazdıracaktı? Mert olarak bu soruların cevabını bulup, kabul ettiğimizde İslam dünyasında tam bir bütünlük sağlanacaktır.
Neden' gelince! Çünkü Peygamberimizin yerine tayin edilen, peygamberlik hariç her alanda vasi olan Ali'ydi ve bu Peygamberimizin arzusu veya isteği de değildi. Allah'ın emriydi ve bu ilahi emir Gadir Hum'da tebliği edilmiş, Müslümanlarda kabul etmişler, söz vermişlerdi. (Geniş bilgi için bknz. Prof. De. Haydar Baş'ın İmam Ali eseri)
Neden Ali (a.s)?
Evet, Allah (c.c) neden İmam Ali'yi seçmişti? Bu sorunun kısaca cevabını yine Allah'ın sevip, seçtiği imam Ali'den alalım;
"Hz. Muhammed'in arkadaşlarından, kendilerine emanet verilenler bilirler ki, ben bir an bile Allah'a ve Resulü'ne karşı çıkmadım. Kahramanların geri çekildikleri ve ayakların geride kaldıkları yerlerde Allah, Beni şereflendirdiği bir cesaretle O'nu nefsime ortak yaptım.
Ruhu alındığında Resulüllah'ın başı göğsümün üzerindeydi. Kanı avucuma aktı, yüzüme sürdüm. (Rivayete göre Hz. Peygamber hastalığında biraz kan kustu) O'nu yıkamayı üstlendim. Melekler de yardımcılarımdı. Evde ve avluda bağrışmalar oldu.
Meleklerin bir grubu iniyor, bir grubu yükseliyordu. Gizli sesleri kulaklarımdan ayrılmadı. O'nu mezarına defnedinceye kadar O'na salât getiriyorlardı. Hayattayken ve ölüyken kim, O'na, Benden daha layıktır? Basiretlerinizle gidin. Düşmanlarınıza karşı cihatta niyetleriniz sadık olsun. Kendisinden başka ilah olmadığına yemin olsun ki, Ben doğru yoldayım, onlar ise batılın ayak kaydıran yerindedirler. Duyduklarınızı söylüyor, Benim ve sizin için Allah'tan bağışlanma diliyorum." (Nehcü'l-Belağa s. 219, 220)
"Ey şanlı Resul! Rabbinden sana indirileni tebliğ et! Eğer bunu yapmazsan O'nun peygamberlik görevini yapmamış olursun. Allah seni insanlardan korur. Doğrusu Allah, kâfirler toplumunu doğru yola iletmez." (Maide 67)
Ve Gadir Hum, İmam Ali'nin hilafet ve velayetinin ilanı?
Peygamberimizin (sav) hastalığı iyice ağırlaşmıştı. Sabah vakti hastalık Efendimizi sardığı sırada Bilal gelerek, 'Namaz vaktidir' dedi. Bu söz, Efendimize duyurulunca, 'Bir başkası namaz kıldırsın Ben, kendimle meşgulüm' buyurdu.
Aişe, 'Ebu Bekir'e emir buyurun (namaz kıldırsın)' diyerek ileri atılırken, Hafsa da, 'Ömer'e emir buyurun' diyordu.
Resulüllah daha hayatta iken bu ikisinin babalarını yüceltmek için bunca hırslı davrandıklarını görünce, 'Kendinize gelin, sizler (bu hâlinizle) Yusuf Peygamberin etrafını saran kadınlar gibisiniz' buyurdu.
Peygamberimiz (sav) alelacele kalkarak giyindi ve o ikisinden birinin halka namaz kıldırmak için diğerinden öne geçmesini önlemek için ve Aişe ile Hafsa'nın konuşmalarından bu iki kişinin, emrini dinlemeyip Üsame ile yola çıkmadıklarını anlayarak herhangi bir karışıklık çıkmaması için ve muhtemel şüpheleri gidermek için camiye yöneldi.
Hastalığın etkisi ile o kadar güçsüzleşmişti ki normal olarak ayaklarına basıp yürüyemiyordu. Ali b. Ebi Tâlib ve Fazl b. Abbas koltuğuna girmiş, ayaklarını yerde sürüyerek camiye girdi. Ebu Bekir'in mihrapta durduğunu görünce kenara çekilmesi için mübarek eliyle işaret etti.
Ebu Bekir kenara çekilince Efendimiz, yerine geçip yeniden tekbir getirerek namaz kıldırdı. O'nun kaldığı yerden devam ettirmedi." (Şeyh Müfid, El-İrşad)
Peygamberimiz (sav); "Üsame'nin ordusundan geri kalana Allah lanet etsin." Demişti. Üsama'nin ordusu böylesine önemli ve stratejik bir ordu idi. Ama geri kalanlar oldu. Hatta namaz kıldırmak için öne geçtiler. Ama Efendimiz o hasta haliyle gelerek yerini hak etmeyenlere bırakmadı.
Hele yattığı yerden, "kalem-kağıt getirin, size benden sonra sapıklığa düşmemeniz için birkaç şey yazdırayım," emri karşısında, Usame'nin ordusuna katılmayıp oraya gelenlerin, "Peygamber sayıklıyor. Bize, Kuran yeter" diyerek ses yükseltmeleri belki de Allah Resulünün hüznünü hastalığının önüne geçirmişti.
Peygamberimiz neden Hz. Ebu Bekir'in namazına kaldığı yerden devam etmedi, neden Usame'nin ordusuna muhacir ve Ensar büyüklerinin katılmalarını emretti ve neden kalem, kağıt istedi ve neler yazdıracaktı? Mert olarak bu soruların cevabını bulup, kabul ettiğimizde İslam dünyasında tam bir bütünlük sağlanacaktır.
Neden' gelince! Çünkü Peygamberimizin yerine tayin edilen, peygamberlik hariç her alanda vasi olan Ali'ydi ve bu Peygamberimizin arzusu veya isteği de değildi. Allah'ın emriydi ve bu ilahi emir Gadir Hum'da tebliği edilmiş, Müslümanlarda kabul etmişler, söz vermişlerdi. (Geniş bilgi için bknz. Prof. De. Haydar Baş'ın İmam Ali eseri)
Neden Ali (a.s)?
Evet, Allah (c.c) neden İmam Ali'yi seçmişti? Bu sorunun kısaca cevabını yine Allah'ın sevip, seçtiği imam Ali'den alalım;
"Hz. Muhammed'in arkadaşlarından, kendilerine emanet verilenler bilirler ki, ben bir an bile Allah'a ve Resulü'ne karşı çıkmadım. Kahramanların geri çekildikleri ve ayakların geride kaldıkları yerlerde Allah, Beni şereflendirdiği bir cesaretle O'nu nefsime ortak yaptım.
Ruhu alındığında Resulüllah'ın başı göğsümün üzerindeydi. Kanı avucuma aktı, yüzüme sürdüm. (Rivayete göre Hz. Peygamber hastalığında biraz kan kustu) O'nu yıkamayı üstlendim. Melekler de yardımcılarımdı. Evde ve avluda bağrışmalar oldu.
Meleklerin bir grubu iniyor, bir grubu yükseliyordu. Gizli sesleri kulaklarımdan ayrılmadı. O'nu mezarına defnedinceye kadar O'na salât getiriyorlardı. Hayattayken ve ölüyken kim, O'na, Benden daha layıktır? Basiretlerinizle gidin. Düşmanlarınıza karşı cihatta niyetleriniz sadık olsun. Kendisinden başka ilah olmadığına yemin olsun ki, Ben doğru yoldayım, onlar ise batılın ayak kaydıran yerindedirler. Duyduklarınızı söylüyor, Benim ve sizin için Allah'tan bağışlanma diliyorum." (Nehcü'l-Belağa s. 219, 220)
"Ey şanlı Resul! Rabbinden sana indirileni tebliğ et! Eğer bunu yapmazsan O'nun peygamberlik görevini yapmamış olursun. Allah seni insanlardan korur. Doğrusu Allah, kâfirler toplumunu doğru yola iletmez." (Maide 67)
Ve Gadir Hum, İmam Ali'nin hilafet ve velayetinin ilanı?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Tek parti iktidarı fakirden alıp zengine veriyor / 01.09.2025
- Yandaş medya nereye koşuyor, yargı ne yapıyor? / 31.08.2025
- Bu zafer öyle üç satır ile gerçekleşmedi, bakın nasıl gerçekleşti? / 30.08.2025
- Öcalan-Kandil- DEM açık, AKP-MHP kapalı oynuyor / 29.08.2025
- Bugüne kadar hangi asker veya askerler anayasa yaptı? / 28.08.2025
- Gereğini yapmanız için daha kaç bin Müslümanın ölmesi lazım? / 27.08.2025
- ‘Terörsüz Türkiye’ komisyonu ilk görevini tamamladı / 25.08.2025
- Filistin’den, Erdoğan’a 3 mektup / 24.08.2025
- Adaletin batsın dünya / 23.08.2025
- Gazze’de ‘Şükür Namazı’ ne zaman? / 22.08.2025
- Yandaş medya nereye koşuyor, yargı ne yapıyor? / 31.08.2025
- Bu zafer öyle üç satır ile gerçekleşmedi, bakın nasıl gerçekleşti? / 30.08.2025
- Öcalan-Kandil- DEM açık, AKP-MHP kapalı oynuyor / 29.08.2025
- Bugüne kadar hangi asker veya askerler anayasa yaptı? / 28.08.2025
- Gereğini yapmanız için daha kaç bin Müslümanın ölmesi lazım? / 27.08.2025
- ‘Terörsüz Türkiye’ komisyonu ilk görevini tamamladı / 25.08.2025
- Filistin’den, Erdoğan’a 3 mektup / 24.08.2025
- Adaletin batsın dünya / 23.08.2025
- Gazze’de ‘Şükür Namazı’ ne zaman? / 22.08.2025