1. Dünya savaşından sonra 1919'da Paris'te 27 ülkenin temsilcilerinin katıldığı adı Paris Barış Konferansı veya Versay Barış Konferansı gerçekleştirildi.
Adı barış gerçekte ise Osmanlı İmparatorluğu'nun parçalanmasını ve yeni devletlerin sınırlarını belirlemeyi amaçlayan bir toplantıydı bu.
Paylaşım konferansında Osmanlı'yı Damat Ferit ve heyeti temsil ediyordu. Konferansa iki isim daha davetliydi: Şerif Paşa ve Emin Ali Bedirhan.
1918'da Kürdistan Teali Cemiyeti'ni kuran bu iki ismi Emperyalistler bu iki ismi Kürt temsilcisi sıfatı ile çağırmışlardı (ki, Şerif Paşa aynı zamanda Osmanlının Stockholm Büyükelçisi idi.)
Osmanlı'dan maaş alan Şerif Paşa isimli şahıs bugün DEM'lilerin, TBMM'de seslendirdiği başlıkları o gün Paris'te seslendiriyordu.
Şerif Paşa haritasını bile hazırlamıştı. Yalnız istek ve haritaları Ermenilerle çakışıyordu. Osmanlıya ihanet eden bu şahıs hemen Ermeni temsilcisi Bogos Nubar Paşa ile de ittifak kurup Kürt ve Ermeni taleplerinin kısmen örtüşmesini sağladı.
22 Mart 1919'da Kürt Halkının Talepleri Üzerine Muhtıra başlıklı 14 sayfalık Fransızca belge yayınlandı.
Özetle Doğu ve güneydoğu Anadolu'da Kürt nüfusunun çoğunlukta olduğu ve Osmanlı baskısından kurtulması gerektiği vurgulanıyor, Kürtlerin, 'Wilson Prensipleri' kapsamında kendi kaderini tayin hakkı olduğunu, Diyarbakır, Elâzığ, Bitlis, Musul ve Urfa vilayetlerini kapsayan Bağımsız bir Kürt devletinin kurulmasını talep ediliyordu.
Şerif Paşa adlı hainin el çizimi haritası da konferansa sunuldu.
Padişah, İstanbul'daki sarayında koltuğunun bekasını düşünürken atadığı büyükelçisi Paris'te şöyle diyordu:
Kürt halkı, Osmanlı idaresi altında sistematik baskı ve zulme maruz kalmıştır. Bağımsız bir devlet kurma hakkı, Wilson'un 14 maddesiyle garanti altına alınmalıdır…
(Konferansta Ermeni temsilcisi Bogos Nubar'a hitaben' 'Kürtler ve Ermeniler, ortak bir kader paylaşır; ancak sınırlarımızda adil bir uzlaşıya varmalıyız' diyordu.
Bu hain konferans sonrası sürgün edildi ve 1951'de İtalya'da öldü.
Ama talepleri Sevr anlaşmasına girdi.
10 Ağustos 1920
Padişah'ın temsilcileri Osmanlı'yı parçalayan ve azınlık haklarını düzenleyen 433 maddeden oluşan Sevr'e imzayı attı, koltuğu kurtardı.
Madde 62:
"İtilaf Devletleri, Fırat'ın doğusunda, ileride belirlenecek Ermenistan'ın güney sınırının güneyinde ve Türkiye'nin Suriye ve Mezopotamya sınırının kuzeyinde yer alan ağırlıklı olarak Kürt nüfuslu bölgeler için yerel özerklik planı hazırlanmasını kabul eder. Bu plan, İngiliz, Fransız ve İtalyan temsilcilerden oluşan bir Komisyon tarafından, mümkünse bir Kürt delegenin yardımıyla hazırlanacaktır."
Madde 63:
"Madde 62'de tanımlanan bölgelerde yaşayan Kürt halkı, özerkliklerinin ihlal edilmesi veya çıkarlarını etkileyen herhangi bir konuda Milletler Cemiyeti Konseyi'ne şikayette bulunma hakkına sahip olacaktır."
Daha birçok madde de bugün İmralı canisinin, Kandil'in, DEM'in söylemleri yer aldı.
Büyük adamsın Atatürk
Mondros'u da Paris anlaşmasını da Sevr'i de o günkü hainlerin hayallerini de bitiren, Lozan ile bu anlaşmaları çöpe atan adamın adıdır Mustafa Kemal Atatürk.
BOP ile dirildiler
Rahmetli Aytunç Altındal 2008'de verdiği bir röportajda şöyle diyordu:
"Amerika Irak'ta, 600 bin kişilik bir Kürt ordusu kuruyor. PKK bitse bile bu proje bitmez. PKK kalkar, MKK başlar. MKK ne demek? Mezopotamya Kurtuluş Komitesi gibi bir şey.
20-25 sene PKK bitirmek istese dahi, kandırıldık dese dahi, bu işi bitirmezler. Bitirirlerse, İsrail'in güvenliği tehlikeye girer.
Büyük Kürdistan, Türkiye, Irak, Suriye ve İran'dan toprak kopararak kurulacak. Bu, Batı'nın jeopolitik planı. Kürtler araç, amaç İsrail'in tampon bölgesi."
"Kürdistan isteyenlere devlet, kimlik dayatması yapamaz. Bunlar derhal vatandaşlıktan çıkarılmalı. Bu bir bölücülük projesi, arkasında Vatikan ve Masonlar da var ama asıl güç ABD ve Siyonizm."
Kürtler ve Siyonizm
"Büyük Kürdistan hayali, Siyonist stratejinin bir parçasıdır. İsrail, Kürtleri Yahudi kökenli göstererek (Kürt Yahudileri efsanesiyle) manipüle etmekte ve bu sayede Türkiye, Irak ve İran'ı zayıflatmaktadır.
ABD'nin desteğiyle, GAP bölgesi üzerinden göçler organize edilmekte; 1990'larda binlerce Kürt, İsrail'e 'kayıp kavim' kisvesi altında taşınmıştır. Bu, tampon devlet yaratma projesidir; PKK gibi örgütler araçtır, asıl amaç petrol ve güvenlik koridorudur." (Aytunç Altındal Kürtler ve Siyonizm s. 145-150)
Türkiye ve Ortodokslar
"Büyük Kürdistan, Batı'nın Türkiye'ye karşı kullandığı bir Truva atıdır. ABD ve İsrail, Kürtleri silahlandırarak 600 bin kişilik bir ordu kurmayı planlamakta; bu ordu PKK'nin yerini alacak MKK (Mezopotamya Kurtuluş Örgütü) gibi yapılarla devam edecektir. Kürtler kandırılmakta, çünkü bu proje İsrail'in güvenliği için vazgeçilmezdir. Vatikan'ın Ortodoks-Kürt ittifakı da burada devreye girer; amaç Osmanlı mirasını yok etmek." (Aytunç Altındal Etnik Ayrılıkçılık ve Dış Güçler s. 210-215)
Orta Doğu Kehanetleri
"2003 Irak işgaliyle Büyük Kürdistan doğacak; ABD, peşmergeleri eğiterek Türkiye sınırını tehdit edecek. İsrail, Kürt Yahudilerini (aslında manipüle edilmiş gruplar) kullanarak etnik kimlik yaratmakta. 20-25 yıl içinde PKK bitse bile proje devam eder; çünkü Siyonizm'in tamponu olmadan İsrail ayakta kalamaz." (Aytunç Altındal Orta Doğu Kehanetleri s. 89-92)
DEM'liler tarihi ve sahiplerini çok iyi biliyor.
Tarihi bilmeyen, atalarını tanımayanlar ise AKP, MHP ve CHP'dir.
Adı barış gerçekte ise Osmanlı İmparatorluğu'nun parçalanmasını ve yeni devletlerin sınırlarını belirlemeyi amaçlayan bir toplantıydı bu.
Paylaşım konferansında Osmanlı'yı Damat Ferit ve heyeti temsil ediyordu. Konferansa iki isim daha davetliydi: Şerif Paşa ve Emin Ali Bedirhan.
1918'da Kürdistan Teali Cemiyeti'ni kuran bu iki ismi Emperyalistler bu iki ismi Kürt temsilcisi sıfatı ile çağırmışlardı (ki, Şerif Paşa aynı zamanda Osmanlının Stockholm Büyükelçisi idi.)
Osmanlı'dan maaş alan Şerif Paşa isimli şahıs bugün DEM'lilerin, TBMM'de seslendirdiği başlıkları o gün Paris'te seslendiriyordu.
Şerif Paşa haritasını bile hazırlamıştı. Yalnız istek ve haritaları Ermenilerle çakışıyordu. Osmanlıya ihanet eden bu şahıs hemen Ermeni temsilcisi Bogos Nubar Paşa ile de ittifak kurup Kürt ve Ermeni taleplerinin kısmen örtüşmesini sağladı.
22 Mart 1919'da Kürt Halkının Talepleri Üzerine Muhtıra başlıklı 14 sayfalık Fransızca belge yayınlandı.
Özetle Doğu ve güneydoğu Anadolu'da Kürt nüfusunun çoğunlukta olduğu ve Osmanlı baskısından kurtulması gerektiği vurgulanıyor, Kürtlerin, 'Wilson Prensipleri' kapsamında kendi kaderini tayin hakkı olduğunu, Diyarbakır, Elâzığ, Bitlis, Musul ve Urfa vilayetlerini kapsayan Bağımsız bir Kürt devletinin kurulmasını talep ediliyordu.
Şerif Paşa adlı hainin el çizimi haritası da konferansa sunuldu.
Padişah, İstanbul'daki sarayında koltuğunun bekasını düşünürken atadığı büyükelçisi Paris'te şöyle diyordu:
Kürt halkı, Osmanlı idaresi altında sistematik baskı ve zulme maruz kalmıştır. Bağımsız bir devlet kurma hakkı, Wilson'un 14 maddesiyle garanti altına alınmalıdır…
(Konferansta Ermeni temsilcisi Bogos Nubar'a hitaben' 'Kürtler ve Ermeniler, ortak bir kader paylaşır; ancak sınırlarımızda adil bir uzlaşıya varmalıyız' diyordu.
Bu hain konferans sonrası sürgün edildi ve 1951'de İtalya'da öldü.
Ama talepleri Sevr anlaşmasına girdi.
10 Ağustos 1920
Padişah'ın temsilcileri Osmanlı'yı parçalayan ve azınlık haklarını düzenleyen 433 maddeden oluşan Sevr'e imzayı attı, koltuğu kurtardı.
Madde 62:
"İtilaf Devletleri, Fırat'ın doğusunda, ileride belirlenecek Ermenistan'ın güney sınırının güneyinde ve Türkiye'nin Suriye ve Mezopotamya sınırının kuzeyinde yer alan ağırlıklı olarak Kürt nüfuslu bölgeler için yerel özerklik planı hazırlanmasını kabul eder. Bu plan, İngiliz, Fransız ve İtalyan temsilcilerden oluşan bir Komisyon tarafından, mümkünse bir Kürt delegenin yardımıyla hazırlanacaktır."
Madde 63:
"Madde 62'de tanımlanan bölgelerde yaşayan Kürt halkı, özerkliklerinin ihlal edilmesi veya çıkarlarını etkileyen herhangi bir konuda Milletler Cemiyeti Konseyi'ne şikayette bulunma hakkına sahip olacaktır."
Daha birçok madde de bugün İmralı canisinin, Kandil'in, DEM'in söylemleri yer aldı.
Büyük adamsın Atatürk
Mondros'u da Paris anlaşmasını da Sevr'i de o günkü hainlerin hayallerini de bitiren, Lozan ile bu anlaşmaları çöpe atan adamın adıdır Mustafa Kemal Atatürk.
BOP ile dirildiler
Rahmetli Aytunç Altındal 2008'de verdiği bir röportajda şöyle diyordu:
"Amerika Irak'ta, 600 bin kişilik bir Kürt ordusu kuruyor. PKK bitse bile bu proje bitmez. PKK kalkar, MKK başlar. MKK ne demek? Mezopotamya Kurtuluş Komitesi gibi bir şey.
20-25 sene PKK bitirmek istese dahi, kandırıldık dese dahi, bu işi bitirmezler. Bitirirlerse, İsrail'in güvenliği tehlikeye girer.
Büyük Kürdistan, Türkiye, Irak, Suriye ve İran'dan toprak kopararak kurulacak. Bu, Batı'nın jeopolitik planı. Kürtler araç, amaç İsrail'in tampon bölgesi."
"Kürdistan isteyenlere devlet, kimlik dayatması yapamaz. Bunlar derhal vatandaşlıktan çıkarılmalı. Bu bir bölücülük projesi, arkasında Vatikan ve Masonlar da var ama asıl güç ABD ve Siyonizm."
Kürtler ve Siyonizm
"Büyük Kürdistan hayali, Siyonist stratejinin bir parçasıdır. İsrail, Kürtleri Yahudi kökenli göstererek (Kürt Yahudileri efsanesiyle) manipüle etmekte ve bu sayede Türkiye, Irak ve İran'ı zayıflatmaktadır.
ABD'nin desteğiyle, GAP bölgesi üzerinden göçler organize edilmekte; 1990'larda binlerce Kürt, İsrail'e 'kayıp kavim' kisvesi altında taşınmıştır. Bu, tampon devlet yaratma projesidir; PKK gibi örgütler araçtır, asıl amaç petrol ve güvenlik koridorudur." (Aytunç Altındal Kürtler ve Siyonizm s. 145-150)
Türkiye ve Ortodokslar
"Büyük Kürdistan, Batı'nın Türkiye'ye karşı kullandığı bir Truva atıdır. ABD ve İsrail, Kürtleri silahlandırarak 600 bin kişilik bir ordu kurmayı planlamakta; bu ordu PKK'nin yerini alacak MKK (Mezopotamya Kurtuluş Örgütü) gibi yapılarla devam edecektir. Kürtler kandırılmakta, çünkü bu proje İsrail'in güvenliği için vazgeçilmezdir. Vatikan'ın Ortodoks-Kürt ittifakı da burada devreye girer; amaç Osmanlı mirasını yok etmek." (Aytunç Altındal Etnik Ayrılıkçılık ve Dış Güçler s. 210-215)
Orta Doğu Kehanetleri
"2003 Irak işgaliyle Büyük Kürdistan doğacak; ABD, peşmergeleri eğiterek Türkiye sınırını tehdit edecek. İsrail, Kürt Yahudilerini (aslında manipüle edilmiş gruplar) kullanarak etnik kimlik yaratmakta. 20-25 yıl içinde PKK bitse bile proje devam eder; çünkü Siyonizm'in tamponu olmadan İsrail ayakta kalamaz." (Aytunç Altındal Orta Doğu Kehanetleri s. 89-92)
DEM'liler tarihi ve sahiplerini çok iyi biliyor.
Tarihi bilmeyen, atalarını tanımayanlar ise AKP, MHP ve CHP'dir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- PKK, BOP’un Truva atıdır / 17.10.2025
- Trump’a övgüleri vicdan mahkemenize havale ediyorum / 15.10.2025
- ‘Türkiye Türkiye’den büyüktür’ / 14.10.2025
- Rumları tanıyanlar Türkleri tanımadı / 13.10.2025
- Çekiç Güç’ten sonra iki Kürdistan kuruldu / 12.10.2025
- İsrail inancından mı vaz geçti? / 11.10.2025
- Hakan Fidan’ın itirafları / 10.10.2025
- Yolsuzluk, adaletsizlik, uyuşturucu, kumar neden gündemde? / 09.10.2025
- Devlet Bahçeli’nin Filistin ve Gazze tespitleri / 08.10.2025
- Milli güvenlik sorunlarımız / 06.10.2025
- Trump’a övgüleri vicdan mahkemenize havale ediyorum / 15.10.2025
- ‘Türkiye Türkiye’den büyüktür’ / 14.10.2025
- Rumları tanıyanlar Türkleri tanımadı / 13.10.2025
- Çekiç Güç’ten sonra iki Kürdistan kuruldu / 12.10.2025
- İsrail inancından mı vaz geçti? / 11.10.2025
- Hakan Fidan’ın itirafları / 10.10.2025
- Yolsuzluk, adaletsizlik, uyuşturucu, kumar neden gündemde? / 09.10.2025
- Devlet Bahçeli’nin Filistin ve Gazze tespitleri / 08.10.2025
- Milli güvenlik sorunlarımız / 06.10.2025