“Polisime hakaret edemezsin… “Bu polis kimin polisi? Bu polis Türk polisi, bu polis bu milletin polisi…” Bu sözler Sayın Erdoğan’a ait. Tabii ki bu polis, bizim polisimiz.Peki, Sayın Erdoğan! Bu asker bizim askerimiz değil mi? Bu yargı bizim yargımız değil mi? Sayıştay, Danıştay vs. bizim değil mi? Bu millet, bu bayrak bizim değil mi? T.C bizim değil mi? En önemlisi Taksim’deki, Van’daki, Diyarbakır’daki, Artvin’deki, Edirne’deki vs. vatandaşlarımız, bu ülkenin halkı, vatandaşı değil mi? Ve daha daha önemlisi siz, % 50 diye ayırdığınız milletimizin başbakanı mısınız? Yoksa Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan % 100’ün başbakanı mısınız? Eğer bu soruya doğru cevap verebilseydiniz ne Taksim olurdu, ne PKK, ne Suriye…Başbakanın bugünlerde depreşen polis aşkına, bir türlü AKP kontrolüne razı olmayan internet dünyasından cevap geldi. Başbakan bugün sahiplendiği polisimize verdiği sözleri tutmamış. İnternette “Polis Kürsüsü” adlı hesaptan…"Sayın Başbakanımıza arzediyoruz" Sayın Başbakanımız! Eğer Polise sahip çıkmak istiyor iseniz, 1-) 12 Kasım 2012 tarihinde kurulan Emniyet Sendikası önündeki yasal engelleri kaldırıp, sendika sebebiyle ihraç olmuş Polisleri, göreve başlatmalısınız, açılan tüm soruşturmalar, iptal edilmelidir. 2- ) 2007 yılında söz verdiğiniz gibi, Polisin onlarca yıldır talep ettiği 3600 ek göstergeyi verirsiniz. 3-) 2007 yılında söz verdiğiniz gibi, Polisin de, memur olduğunu hatırlayarak, memur gibi haftada 40 saat üstü çalışmamasına izin vermezsiniz. 4-) 2007 yılında söz verdiğiniz gibi, Polis, haftada 40 saat üstü çalışmak zorunda ise, her yapılan fazla çalışma saatinin karşılığını ya ücret olarak, ya da izin olarak verirsiniz.5-) 2007 yılında söz verdiğiniz gibi, Polis Merasim Talimatnamesi, Emniyet Disiplin Tüzüğü, Emniyet Teşkilatı Kanunu gibi mevzuatta reform gerçekleştir ve Avrupa Standartlarında düzenlemelere yer verirsiniz.Sayın Başbakanım;Yukarıdaki maddeleri gerçekleştirmeden, Polisi sahip çıkmış olamazsınız… Maalesef, inandırıcılığınızı kayıp edersiniz… Ülkemizin başbakanına sözünde durmak yakışır!”Diğer taraftan EMNİYET SEN, Genel Başkanı Faruk Sezer, 13 gündür devam eden 'Gezi Parkı' protestolarında, aşırı güç kullanmakla eleştirilen polisin çalışma koşullarına dikkati çekerek, polisi zorbalaştıran karşılarındaki vatandaşlar değil zor koşullarda, günlerce gece gündüz çalışmasını emreden zihniyet olduğunu vurguladı. (Ben öyle anladım)Emniyet-Sen başkanı diyor ki;“Polisleri parkta, kaldırımda yatmaya, uyumaya zorlayan İstanbul Emniyet Müdürü görevden alınsın, ya da istifa etsin.Stres altında çalışan arkadaşlarımız çok yoruldular. Son bir haftada 6 polis intihar etti. 6 polisin, ikisi ek görevde bulunduğu sırada intihar etti…”Polislerin intiharına ilişkin idarecilerin, ailevi problemleri ya da ekonomik sebepler ile psikolojik sorunları neden gösterdiğini aktaran Sezer, başta İstanbul Valisi, Emniyet Müdürü olmak üzere, polisi yöneten amirlerin olayları idare edemediğini belirtti.Sadece polis mi zor durumda? Hayır. Aynı kaderi millet olarak yaşıyoruz. Veya Erdoğan sadece polise mi verdiği sözleri tutmadı? Buna da hayır.Erdoğan 2002 seçimlerinden önce “bu ülkede açlığı bitireceğiz” diyordu. Devletin resmi rakamları 19 milyon kişinin açlık sınırı altında bir gelirle yaşadığını belirtiyor. Erdoğan, dokunulmazlıkları kaldıracaktı. Kaldırmadı.Erdoğan, seçim barajını indirecekti. İndirmedi. Halkın iktidarı olacağız, dedi. Sonra vazgeçtim, ben % ellinin iktidarıyım, dedi.Parantez… Erdoğan, Taksim göstericilerinin kendisi hakkındaki söylemlerinden oldukça rahatsız olduğunu ifade ediyor ve bu ülkenin başbakanına böyle hakaret edilir mi, diyor.Haklı! Bir başbakana veya sıradan bir insana bile hakarete hayır, diyorum. Yalnız Sayın Başbakan! Millet aynadır. Nasıl durursan öyle görünürsün… Millet derin vadileri olan büyük bir dağdır. Nasıl seslenirsen, öyle duyarsın…
Akın Aydın / diğer yazıları
- Hamas terör örgütü mü? / 02.05.2024
- Sloganlarla avutulan kalabalıklar / 01.05.2024
- İlkelerine sahip çıkmayanlar bu millete sahip çıkamaz / 29.04.2024
- Elmalılı Hamdi Yazır’ın tefsirinde İsrail / 28.04.2024
- İnsan ‘kokuşmuş bir sudan’ yaratıldığını bilmiyor mu? / 26.04.2024
- Fuhuş kökünden fahiş fiyatlar / 24.04.2024
- Arzusu millî egemenliğe dayanan Türk devleti kurmaktı / 23.04.2024
- Ekrem İmamoğlu’na açık mektup / 22.04.2024
- Erdoğan anlattığı kıssayı bile unuttu / 21.04.2024
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Sloganlarla avutulan kalabalıklar / 01.05.2024
- İlkelerine sahip çıkmayanlar bu millete sahip çıkamaz / 29.04.2024
- Elmalılı Hamdi Yazır’ın tefsirinde İsrail / 28.04.2024
- İnsan ‘kokuşmuş bir sudan’ yaratıldığını bilmiyor mu? / 26.04.2024
- Fuhuş kökünden fahiş fiyatlar / 24.04.2024
- Arzusu millî egemenliğe dayanan Türk devleti kurmaktı / 23.04.2024
- Ekrem İmamoğlu’na açık mektup / 22.04.2024
- Erdoğan anlattığı kıssayı bile unuttu / 21.04.2024
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024