Özelde Trabzon genelde Karadeniz bölgesinde son zamanlarda seslendirilmeye çalışılan "Pontusculuk" acaba neyin nesidir? Bu gün Yunanistan da ve dünyanın muhtelif yerlerinde, Türkiye Cumhuriyetine dönük zararlı faaliyetler gösteren sayıları yüz yetmişi aşmış "Pontus" dernekleri acaba neyi amaçlamaktadırlar. Ayrıca bu gibi derneklerle işbirliğine girip Yunanistan'a Trabzonlu Türk gençlerini eğitim ve öğretim adına gönderenler nereye koştuklarını, kime ve hangi gayeye hizmet ettiklerini biliyorlar mı acaba?Serv planlayıcıları organizasyonlarında, İnebolu'dan Batum'a kadar uzanan Karadeniz kıyıları ile bugünkü Çankırı Yozgat Sivas Tokat Amasya Çorum ,Gümüşhane, Erzincan illerinin büyük bölümünü kapsayan bölgede, Hıristiyan egemenliğini tesis edecek Pontus isimli bir devlet kurmak istiyorlardı. Bu sözde devletin kurulmasına alt yapı teşkil edecek ilk hareket 1904 yılında Merzifon'da ki Amerikan Kolejinde "Pontos(Pontus) Derneği" adı altında Rumların bir örgüt kurmasıyla fiilen başlamıştır. 1910 da ittihatçıların gafletiyle Gayrı Müslimlere sağlanan aşırı hürriyetler sonucunda bu örgüt, Pontos adlı yayın organıyla yıkıcı, bölücü organize hareketlere de başlamış oldu.İşte bu Pontuscular Harpi Umumi sonrasında ise,14 ekim 1918 de Batum'da, sözüm ona "Pontus" adını verdikleri hayali bir devletin kuruluşunu ilan etmişlerdir. Pontos'cular 1919 da Trabzon da; "Diyogonis", "Epohi"(Devir), "FarosThisAnotolis"(Anodolu Feneri) adlı gazeteleri yayınlayarak bu sözde devletin dünya basını ile entegrasyonunu sağlamaya çalışmışlardır. Tabii ki; Sevr paçavrasını Planlayıcılarıyla birlikte, altına imza koyan sözüm ona Türk kimlikli kanı bozuk vatan hainleri ile uygulamak isteyenlere yediren, mümtaz insan Rahmetli Gazi Mustafa Kemal ve Müslüman Türk milleti hesaba katılmadan ilan edilen bu ucube sözde devletçik, zaten kağıt üstünde kalmaya mahkumdu. Öyle de oldu ve bu sözde oluşum zaten kağıt üstünde de kaldı. 19 Mayıs 1919 sözde Pontus soy kırımı projesi !İngiltere, Fransa, ABD tarafından kışkırtılan ve Yunanistanlı fanatik palikaryalarca organize edilen ve de İstanbul Fener Rum kilisesi baş papazı(Patrik) tarafından görevlendirilen bazı keşişler vasıtasıyla ve bilhassa Trabzon Metropoliti Papaz Hrisantos'un gayretleriyle azdırılan, bölgedeki gayrı Müslimler, Bafra'dan Çarşambaya kadar bütün Canik (Samsun) yöresinin tamamını kana bulamışlardır.Bu hareketlerine ilaveten ayrıca gözü dönmüş Ermeni, Rum ve Hıristiyan Gürcülerden teşkil edilen çeteler, Trabzon Metropolitinin teşviki ile bölgenin muhtelif yerlerinde korumasız yaşlı, kadın ve çocukları hunharca katletmişlerdir. Tabi bu hunharca oyun ve katliam, barbarlığı medeniyet diye takdim edenlerin fıtratına son derece uygun düşmüştür. Çünkü canavar kanla beslenir. Canavar zoru görünce de korkar ve de tırsar! Bizi esas hayrete düşürense; bu yalanın peşinden giden Türkiyelilerin gafletleri ve ihanet boyutundaki vahametleridir!Yerli Rum ve Ermenilerin bu mezalimi, ancak üçüncü kolordumuzun bölgeye girmesi ile son bulmuştur. Buna rağmen katliamın acısı ve bölge halkı üzerinde bıraktığı tahribatın yıkıcı etkisi yıllar yılı sürmüştür.Tarih ve yalan "Tarihi Yalan" !İşte yaptıklarının karşılığından ürken ve korkan bu çeteciler ve yardakçıları, doğal olarak Türklerin intikam almasından korkarak, kendilerini azdıran ağababalarının ülkelerine kaçmak zorunda kalmışlardır. Buna rağmen gerek Rus işgali neticesinde Muhacir olarak Trabzon'u terk eden ve daha sonra geri dönerek kontrolü ele alan halkın, ve gerekse bu çetelere karşı ırz, namus, can ve malların korunmasını temin etmek gayesi ile oluşturulan silahlı milis güçlerinin de yaptığı her hangi bir intikama yönelik hareket ve de fiil olmamıştır. Onun için Selanik ve Batı Trakya'ya yerleşen ve kendilerini Pontuslu olarak ifade eden bu sözde Rum, ama esasında Türk olan Yunan vatandaşları her zamanki gibi Batı dünyasının genel Karakteristik özelliği olan "Tarihi Yalan" sendromuna yakalanmışlardır. Yunanistan'da yetkili ve etkili görevler almış olan, devlet kademesinde Millet Vekili, Vali, Belediye Başkanı olan ve Kendilerini Pontusluların çocukları olarak ifade eden bu insanlar, ancak Batının "Sözde Ermeni soykırımı" dahil dünyaya pompaladığı yalan salvosuna bir yeni halka daha ilave edilmesine vasıta olmaktadırlar.(14) Bu itibarla kesin olarak diyebiliriz ki "19 mayıs Pontus soy kırımı" olarak ilan edilen gün, külliyen yalandır. Aksine soy kırıma dönük hadise Hıristiyanlarca Canik bölgesinde Türklere karşı uygulanmıştır! Pontus soy kırımı yalanı da bu geleceğe dönük temelsiz ve kabul edilmesi söz konusu dahi olamayacak muhtemel isteklerin, tarihi gerçeklerden uzak zemini olması amacını gütmektedir.Görülüyor ki, Pontus'un Rumlarla, hele, hele Greklerle ve de Miletoslularla hiç mi hiç bir bağlantısı yoktur. Bu gün yanlış bilgilerle, Karadeniz bölgesine Rum etiketi yapıştırmaya kalkışanlar ve de yalan tarihi temeller üzerine inşa ettikleri uyduruk bir tezle, bu kutsal Türk topraklarını Yunanistan'la ilişkilendirenler bilmelidirler ki; gerçeğe aykırı ve bilimsel dayanaktan yoksun biçimdeki hal ve hareketleri neticesinde, ihanet ölçüsüne varan bir davranış sergilemekte, dolayısıyla da buna bağlı olarak ta vahamet derecesinde büyük bir suçun failleri olmaktadırlar. Karadeniz bölgesi doğusuyla batısıyla çok eski zamanlardan beri Türk Yurdu olan en kutsal vatan toprağımızdır. Hepte böyle de kalacaktır. Bu böyle biline. Son günlerde güzel Trabzon'umuz üzerinde menfur tezgahlar kuranlar da bunu böyle bilsinler.
Adem Birinci / diğer yazıları
- Ali'nin Hendek’teki darbesi / 28.11.2023
- Kisa hadisi ve Ehl-i Aba / 25.11.2023
- Huzur hakkı ve çoklu maaş / 17.11.2023
- Zilzal Suresi / 26.10.2023
- Bu ülke insanı intihar edemez / 24.10.2023
- Taif ya da zulüm ve merhamet / 06.10.2023
- Boykot / 04.10.2023
- Hz. Fatıma anamızın nuru / 27.09.2023
- Âlemler nura gark oldu Muhammed doğduğu gece / 26.09.2023
- Ebu Leheb (Ateşin Babası) / 04.09.2023
- Kisa hadisi ve Ehl-i Aba / 25.11.2023
- Huzur hakkı ve çoklu maaş / 17.11.2023
- Zilzal Suresi / 26.10.2023
- Bu ülke insanı intihar edemez / 24.10.2023
- Taif ya da zulüm ve merhamet / 06.10.2023
- Boykot / 04.10.2023
- Hz. Fatıma anamızın nuru / 27.09.2023
- Âlemler nura gark oldu Muhammed doğduğu gece / 26.09.2023
- Ebu Leheb (Ateşin Babası) / 04.09.2023