Bugün Türkiye olarak çok zor günlerden geçiyoruz.
Her gün şehit haberleriyle yüreğimiz yanıyor. 2011 öncesi "en güvenli" olan Suriye sınırımız ne oldu ki "en güvensiz", hatta çatışmaların yaşandığı, ülkemizi ve milletimizi en fazla tehdit eden bir sınır haline geldi.
Duygusallıktan uzak bir devlet aklıyla çok iyi muhasebe edilmesi gerekiyor. Özellikle de büyük acılar yaşadığımız bugünlerde bu muhasebeyi yapmamız gerekiyor.
Öncelikle şunu ifade etmeliyiz ki, bizim başta Suriye olmak üzere Ortadoğu'da, Doğu Akdeniz'de ve Kuzey Afrika'da yaşadığımız sorunların temelinde ABD ve İsrail ikilisinin Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) ve de arz-ı mevut hedefli Büyük İsrail Devleti projesi var.
Bu projeler kapsamında; bölge ülkelerinin parçalanması, birbirleriyle çatıştırılması, etnik ve mezhepsel savaşlar çıkması, Müslüman'ın Müslüman'ı kırması hedefleniyor.
Bu kirli senaryolarla bölge ülkeleri ve halkları enerjilerini birbirleriyle çatışmaya harcarken, coğrafya üzerinde hesapları olanlar ellerini kollarını sallaya sallaya amaçlarına ulaşacaklar ve maalesef ulaşıyorlar da…
Dikkat edin, Suriye krizinden sonra İsrail Kudüs'ü başkent yaptı ve ABD bunu tüm dünyaya ilan etti. Bu kadar İslam ülkesinin olduğu bu coğrafyada İsrail'in böyle bir hamleye cesaret edebilmesi, çok güçlü olmasından değil, İslam ülkelerinin, hadis-i şerifte ifade edildiği gibi, selin biriktirdiği çer-çöp mesabesinde darmadağın olmasından kaynaklanıyor.
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş Bey, işte bu acı günler yaşanmasın, Müslüman Müslüman'la savaşmasın, İslam coğrafyası paramparça edilip talan edilmesin, bu yangın Türkiye'ye sıçramasın diye yıllardır uyarılarda bulunuyor.
Hatta çözümlerini de sunarak…
Ama maalesef duymadık, duymazdan geldik.
Şimdi Prof. Dr. Baş'ın bu tarihi uyarılarından bir kısmını hatırlatmaya çalışalım:
* 1991 yılında ABD Irak'a Körfez Harekâtı'nı başlattığında, "Irak üçe bölünecek, asıl hedef Türkiye'dir" demişti, dinlemedik. ABD'ye Irak'ı bombalasın diye üslerimizi kullandırdık, sonrasında da kara işgali için topraklarımızı açtık.
* ABD, 2001 yılında 11 Eylül saldırılarının ardından BOP'un düğmesine bastığında, "BOP bir işgal projesidir" demişti, dinlemedik. BOP'u büyük bir nimet olarak görenlerin peşinden gittik.
* Ülkemizde FETÖ eliyle dinlerarası diyalog faaliyetleri başlatıldığında, bu bir BOP projesidir, bu faaliyetlerin amacı işgallere karşı milli direnci kırmaktır, insanımızı hristiyanlaştırmaktır demişti, dinlemedik. FETÖ ile 20 yıldır tek başına mücadele etti. Dinlerarası diyalog faaliyetlerinin ne anlama geldiğini siyasilere, kanaat önderlerine, cami imamlarına, topyekün millete anlattı, duymazdan geldik.
* Türk-Kürt, Alevi-Sünni-Şii kardeştir, birbirlerine namlu doğrultamazlar demişti, dinlemedik.
* Bölgemizde, Şii-Sünni çatışması çıkartmak istiyorlar, devletler arası hatta bloklar arası bir savaş demişti, dinlemedik. Çözüm için Ehl-i Beyt sempozyumları düzenledi, Ehl-i Beyt Külliyatı'nı kaleme aldı, Tevhidin Merkezi Ehli Beyt tezini ortaya koydu, görmezden geldik.
* BOP kapsamında 22 İslam ülkesini bölmek, parçalamak istiyorlar, Türkiye de bunlardan birisidir demişti, dinlemedik. BOP için desteklerimizi ABD'ye esirgemedik.
* ABD, küresel ısınmanın yol açtığı olumsuz iklim şartları sebebiyle kendisine vatan arıyor, vatan olarak da Türkiye'nin de içinde bulunduğu Ortadoğu coğrafyasını seçti demişti, dinlemedik.
* Üzerimizde hesabı olmayan ülkelerle ilişkilerimizi geliştirmeliyiz; ne AB, ne ABD, ne NATO, ne IMF tek çözüm bağımsız Türkiye demişti, dinlemedik. Üzerimizde hesabı olanlarla stratejik müttefikliğimiz(!), onlardan medet umma stratejimiz devam ediyor.
* Ekonomik bağımsızlık olmadan hiçbir konuda bağımsız olamayız; borç alan emir alır demişti, dinlemedik. Ekonomik bağımsızlığın kitabını, Milli Ekonomi Modeli'ni (MEM) yazdı, onlarca uluslar arası kongre yapıldı, 4 milyar nüfusa sahip BRICS devletleri bu şekilde ekonomik bağımsızlıklarına kavuştular, görmezden geldik.
* Yıllardır güçlü devlet, güçlü millet, güçlü aile, güçlü ordu dedi, dinlemedik.
* Bölgesel sorunlar, bölge ülkeleriyle işbirliğiyle çözülmelidir demişti, dinlemedik. Bölge ülkeleriyle çözmemiz gereken sorunları başka başka ülkelerle masaya yatırdık, gerilimler tırmandıkça tırmandı ve çatışma boyutuna geldi.
* Türkiye'nin toprak bütünlüğü, Suriye'nin toprak bütünlüğünden, Irak'ın, İran'ın toprak bütünlüğünden geçer demişti, dinlemedik. Şimdi bölünmüş bir Irak, bölünmüş bir Suriye, Türkiye'nin de bölünme tehdidiyle karşılaşmasına neden olacak.
* Suriye'nin kuzeyinde bir büyük İsrail koridoru açmak istiyorlar demişti, dinlemedik. Hatta bu konuda Kobani süreciyle ilgili birçok yazı kaleme almıştı, görmezden geldik.
* Türkiye zifiri bir karanlık döneme girmiştir, öyle karanlık bir dehlize girdik ki, benim gördüklerimi görseniz hıçkıra hıçkıra ağlarsanız demişti, dinlemedik.
* Ben Türkiye'nin tüm sorunlarını 6 ayda çözerim, buna çözümlerim de kadrom da var demişti, dinlemedik.
Sorunlar daha da derinleşmeye, daha fazla can yakmaya devam ediyor.
Ekonomide borç batağındayız, ekonomik çarklar artık dönmiyor; dünyada yapayalnız kaldık, işgalden ve katliamdan kurtardığımız KKTC'nin Cumhurbaşkanı bile yakamızdan düşün diyor; büyük bir savaşın içine sürükleniyoruz, onlarca Mehmetçiğimiz şehit oluyor, canımız yanıyor, yüreğimiz parçalanıyor…
Ülkemizin ve milletimizin durumu dünden daha güvenli değil…
Kayıp yıllar, verilen şehitler asla geri gelmez ama daha fazla kayıp vermemek için zararın neresinden dönsek kardır mantığıyla hareket etmeliyiz.
Böyle yaparsak, o zaman göreceğiz ki bütün bu zifiri karanlık tabloları bize yıllar öncesinden haber veren, çözüm üreten tek bir kişi var; Prof. Dr. Haydar Baş Bey…
Ayıkmak dileğiyle…
??
??
??
??
- Depreme rağmen kentsel dönüşüm neden ilerlemiyor? / 01.05.2025
- 1 Mayıs: İşçi de mağdur, işsiz de… / 30.04.2025
- Silah bırakması beklenen PKK, 'özerklik kongresi' yaptı / 29.04.2025
- BTP'nin Karaman Kongresi engellendi: Demokrasiye darbe / 28.04.2025
- Conkbayır'ında "Haka Dansı", anma etkinliği mi, tehdit mi? / 27.04.2025
- İstanbul'daki tüm riskli binalar yeniden inşa edilebilir! / 26.04.2025
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025