Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş’ın yıllarca ortaya koyduğu ve artarak devam eden çalışmalarına baktığımızda milletimizin birliği ve bekası için ne kadar büyük hizmet ettiğini anlarız.
Sayın Baş geçtiğimiz yıl 6 adet Ehl-i Beyt sempozyumu organize etti.
Bu sempozyumlarla asırlara mührünü vuran Türk milletinin temelinin Ehl-i Beyt nefesi olduğunu öğrendik. Hacı Bektaş-ı Veli’nin, Abdal Musa’nın, Akçakoca’nın, Sarı Saltuk’un, Mevlana’nın, Yunus’un, Karaca Ahmet’in ve nice maneviyat sultanlarının Türk milletinin birliğinin mayası olduğunu öğrendik.
Özünü kaybeden millet nasıl kâinata hükmeden bir millet olabilir ki?
Prof. Dr. Baş, bizleri özümüzle, tarihimizle, manevi değerlerimizle yeniden canlandırdı, derin uykumuzdan uyandırdı. Darısı, topyekûn milletimizin başına…
Bu yıl da milli kahramanlarımıza yönelik programlar organize ediliyor. İlki Kocaeli’nde yapıldı ikincisi de milli direnişin kalesi Kahramanmaraş’ta… Yıl boyunca her hafta sonu bu muhteşem programlar devam edecek.
Bu programlarda da milli ve manevi değerlerle donanmış büyüklerimizin vatan ve millet uğruna, iman ve bağımsızlık uğruna verdikleri olağanüstü mücadeleler işleniyor. Ve her şeyden önemlisi onların kahramanlık ruhu günümüze taşınıyor.
Prof. Dr. Haydar Baş hem dini bütünlüğümüzün temeli olan Ehl-i Beyt’i, hem de milli bütünlüğümüz için canıyla, kanıyla bedel ödemiş olan milli kahramanlarımızı bize hatırlatmaktadır, onları yad etmektedir.
Sayın Baş, bu çalışmaları hangi maksatla yaptığını şu şekilde özetlemektedir:
“Yapmak istediğimiz 1990’lı yıllarda ortaya koyduğumuz “dini bütünlüğümüz, milli bütünlüğümüzdür” görüşümüzü bugün de hayata geçirmektir.
Türk milleti, Mustafa Kemal’in riyasetinde gerçekleştirdiği bağımsızlık mücadelesini bu iki değeri birleştirerek kazanmıştı.
‘Vatan işgaline karşı mücadele, kaynakların talanına dur diyebilmek, bağımsızlığın korunması, namusumuza ve inancımıza karşı yapılacak müdafaa ancak dini ve milli bütünlük ile korunabilir’ diyoruz.”
1919’lu yıllarda ülkemizi işgal etmek isteyen batılılar, ekonomimize, idarecilerimize hükmetmekle Türk milletini esaret altına alabileceklerini zannediyorlardı. Ama dini ve milli bütünlüğümüz ve bunları bir araya getirerek aziz milletimizi yeniden şaha kaldıran Mustafa Kemal Atatürk’le karşılaştılar.
Bu hiç hesaplarında yoktu.
Dini ve milli bütünlük, aç da olsan, silahsız da olsan, genç nüfusun savaşlarda şehit düşmüş de olsa seni ayakta tutabilecek en önemli unsurdur.
Ülkemiz üzerinde menfur hesabı olanlar bu gerçekleri bildikleri için yıllardır bu bütünlüğün ortadan kalkması için uğraşıyorlar. Tabi, Atatürk zamanında bunu başaramadılar ama Atatürk’ün vefatından sonra siyasilerimizi yeniden kafa kola alarak, değişik projelerle Türk milletini bir cendere içine soktular.
Milletimizi sağcı, solcu, Alevi, Sünni, milliyetçi, ulusalcı, dinci, laik, anti-laik vs birçok suni gruplara böldüler.
Dindar olan milli değerlere karşıymış gibi gösterildi, milliyetçi, ulusalcı olanlar da dine karşıymış gibi gösterildi ve seçmiş oldukları bazı figüranlar bu amaca hizmet ettiler. Amaç Türkiye Cumhuriyeti Devletini ayakta tutan, Türk milletinin varlığının devamını sağlayan, milli ve dini değerlerin yeniden buluşmasına mani olmaktı.
İşte Prof. Dr. Haydar Baş, Ehl-i Beyt sempozyumlarıyla, Milli Kahramanlar programlarıyla bu küresel oyunu bozmaktadır.
Sayın Baş geçtiğimiz yıl 6 adet Ehl-i Beyt sempozyumu organize etti.
Bu sempozyumlarla asırlara mührünü vuran Türk milletinin temelinin Ehl-i Beyt nefesi olduğunu öğrendik. Hacı Bektaş-ı Veli’nin, Abdal Musa’nın, Akçakoca’nın, Sarı Saltuk’un, Mevlana’nın, Yunus’un, Karaca Ahmet’in ve nice maneviyat sultanlarının Türk milletinin birliğinin mayası olduğunu öğrendik.
Özünü kaybeden millet nasıl kâinata hükmeden bir millet olabilir ki?
Prof. Dr. Baş, bizleri özümüzle, tarihimizle, manevi değerlerimizle yeniden canlandırdı, derin uykumuzdan uyandırdı. Darısı, topyekûn milletimizin başına…
Bu yıl da milli kahramanlarımıza yönelik programlar organize ediliyor. İlki Kocaeli’nde yapıldı ikincisi de milli direnişin kalesi Kahramanmaraş’ta… Yıl boyunca her hafta sonu bu muhteşem programlar devam edecek.
Bu programlarda da milli ve manevi değerlerle donanmış büyüklerimizin vatan ve millet uğruna, iman ve bağımsızlık uğruna verdikleri olağanüstü mücadeleler işleniyor. Ve her şeyden önemlisi onların kahramanlık ruhu günümüze taşınıyor.
Prof. Dr. Haydar Baş hem dini bütünlüğümüzün temeli olan Ehl-i Beyt’i, hem de milli bütünlüğümüz için canıyla, kanıyla bedel ödemiş olan milli kahramanlarımızı bize hatırlatmaktadır, onları yad etmektedir.
Sayın Baş, bu çalışmaları hangi maksatla yaptığını şu şekilde özetlemektedir:
“Yapmak istediğimiz 1990’lı yıllarda ortaya koyduğumuz “dini bütünlüğümüz, milli bütünlüğümüzdür” görüşümüzü bugün de hayata geçirmektir.
Türk milleti, Mustafa Kemal’in riyasetinde gerçekleştirdiği bağımsızlık mücadelesini bu iki değeri birleştirerek kazanmıştı.
‘Vatan işgaline karşı mücadele, kaynakların talanına dur diyebilmek, bağımsızlığın korunması, namusumuza ve inancımıza karşı yapılacak müdafaa ancak dini ve milli bütünlük ile korunabilir’ diyoruz.”
1919’lu yıllarda ülkemizi işgal etmek isteyen batılılar, ekonomimize, idarecilerimize hükmetmekle Türk milletini esaret altına alabileceklerini zannediyorlardı. Ama dini ve milli bütünlüğümüz ve bunları bir araya getirerek aziz milletimizi yeniden şaha kaldıran Mustafa Kemal Atatürk’le karşılaştılar.
Bu hiç hesaplarında yoktu.
Dini ve milli bütünlük, aç da olsan, silahsız da olsan, genç nüfusun savaşlarda şehit düşmüş de olsa seni ayakta tutabilecek en önemli unsurdur.
Ülkemiz üzerinde menfur hesabı olanlar bu gerçekleri bildikleri için yıllardır bu bütünlüğün ortadan kalkması için uğraşıyorlar. Tabi, Atatürk zamanında bunu başaramadılar ama Atatürk’ün vefatından sonra siyasilerimizi yeniden kafa kola alarak, değişik projelerle Türk milletini bir cendere içine soktular.
Milletimizi sağcı, solcu, Alevi, Sünni, milliyetçi, ulusalcı, dinci, laik, anti-laik vs birçok suni gruplara böldüler.
Dindar olan milli değerlere karşıymış gibi gösterildi, milliyetçi, ulusalcı olanlar da dine karşıymış gibi gösterildi ve seçmiş oldukları bazı figüranlar bu amaca hizmet ettiler. Amaç Türkiye Cumhuriyeti Devletini ayakta tutan, Türk milletinin varlığının devamını sağlayan, milli ve dini değerlerin yeniden buluşmasına mani olmaktı.
İşte Prof. Dr. Haydar Baş, Ehl-i Beyt sempozyumlarıyla, Milli Kahramanlar programlarıyla bu küresel oyunu bozmaktadır.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Vatandaşın refahı için maaşa zam yapmamak! / 24.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024
- Bugün ulusal egemenliği kazandığımız gün / 23.04.2024
- Asılla vekil arasındaki gelir uçurumu! / 20.04.2024
- Enflasyon ve cari açık bahanesiyle fakirleştiriliyoruz! / 19.04.2024
- Türkiye ekonomisi böyle gitmez! / 17.04.2024
- Sevgiliye vuslatın 4. yıl dönümü / 16.04.2024
- İngiliz gazetesinden Türk siyasetine ayar! / 09.04.2024
- ‘Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur’ / 06.04.2024
- Seçimde katmerli adaletsizlik / 05.04.2024
- BTP oylarını artırdı / 03.04.2024